Gelelim diğer konulara. Pervin, ilik bağışını kimin yaptığını öğrenmek için elinden geleni yaptı. Neredeyse tüm hastaneyi sorguya çekti, ama bağışı yapanın adını öğrenemedi. Nayloncu Salim, artık atölyede ustabaşı. Çetin ve Ali onun ustabaşı olmasına karar verdiler. Pervin ise, kocasının yeni konumunu bir rüşvet fırsatı olarak kullandı. Mahalledeki insanlardan işe aldırma vaadiyle para yontmaya başladı.  Mine ise, kız kardeşine bakmak için kafedeki işinden ayrıldı. Mine zaten her şeyi iyice serdi. Ne okula gidiyor, ne doğru dürüst çalışıyor. Kardeşine bile bakamadı. Ne zaman bir işi becerecek çok merak ediyorum.

Bak Taylan’a ne kadar rahat. Şantajcı Seda’nın ölümüne üzülen Asiye’yi teselli ederken bile “Hadi sen de üzülme artık, ölenle ölünmüyor ki,” diyor. Böyle biri Taylan çünkü. Fazla üzülmeye gelemez. Kimse için fedakarlık yapamaz.

Bu arada Asiye’nin düz ayakkabıları gözümden kaçmadı. Güle güle giysin. Daha hamile bir görüntüsü var artık. Bir de Çetin’le sürekli lanlı lunlu konuşarak, el şakaları yaparak cilveleşmesi konusunda ne ilerleme kaydedecek merak ediyorum. Öte yandan Semra Hanım’a “kız anane” diye hitap etmesine çok gülüyorum. Bakalım gelecek hafta die hard Asiye anneannenin hakkından nasıl gelecek?