Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Defne'nin hikayesi nereye?
Sezon: 1 Bölüm: 23

*Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir, bazen küçük bir sır için kafa bile yenilir."

Bu hafta şu sözlerle başlamak istedim. Çünkü yazı boyunca anlaşmadan, çözmeden de sevebilir miyiz bunu inceleyeceğim. Şaka, tabii ki incelemeyeceğim. Yazı boyunca Defne’ye sallayacağım ve Ömer’e sabır dileyeceğim.

Şey yapalım ya, çıkalım dağların başına bangır bangır bağıralım bu kızın sırrını. Bir yerden bir şekilde ulaşır herhalde Ömer’e bilgisi. Of aman be kızım.

Yalnızlığı yollarına pusu kurup beklettin, acıları gözlerine dikip nöbet tutturdun. Bravo Defo, koca bir aşkı sersemlettin. Bravo kızıl yürek, adama anlamsız sanat çalışmaları yaptırdın. Yetmedi üstüne Sinan ve Necmi ikilisi tüy dikmeye geldi. Biri 10 milyonluk ev için yeğenini ateşe atar, biri Ömer’den düşen bize gelir diye Yasemin niyetine arkadaşını satar. Sana Şükrü’den başka dost yok, keşke galonlarca çikolata sosunu ona hediye etseydin geçen bölüm, ilişkisine renk gelirdi.

*Adam ‘‘Hadi geliiiiin üstümeeee kooorkmuyorum’’ dedi ve üzerine 40 kiloluk kızı mı saldınız, tebriks. ‘‘Anlatmam gereken çok şey var’’ dese biri, ne düşünürsünüz? Bir sürü şey anlatacak :) Peki Defne ne anlatıyor, ‘‘Sana bunu anlatamam, çünkü öyle’’. Asla soru işaretlerini gidermeyen bir kadın düşünün, über tatlı ve doğal, hem de güzel. Ama sırlarla dolu ve arkanızdan bıçakladığını düşünüyorsunuz. Yahu benim de şirketim var param var, canım istiyor duvarımı siyaha boyuyorum bak, yarın istesem fuşya da yaparım diyorsunuz ama yok. Söyleyemem diyor. Ve siz bu kadınla evlenmeyi düşünüyorsunuz. Beynimden bu düşüncesinin çıktısını alır o A4’ü yerim açıkçası. ÇÜNKÜ ÖYLE Defnecim. Dahası da geliyor, ‘‘Abimgillerin düğünü var, gelir misin?’’. Adam yediği kazığa mı yansıııııın, durduk yere bir çeyrek altından olduğuna mı yansın bilemedi. Yanlış bir şey yapmak istemiyorum, haklı olmaktan çok yoruldum. Bir de şimdi altın meselesi…Hem de fiyatları bu kadar artmışken…

Kayınbiraderim pusu kurmuş altınlarıma, beklemekte.

*Sinan ve Ömer’in yağuşuklu arkadaşları Alp nihayetini kırmış, ayağı mayağı baldırısı her yeri parampirçik. Ömer kafa dağıtmak için hasta ziyareti yapmayı kabul etti. Benim kafamı karıştıran, Sinan’ın bu çocukcağızdan ne istediği. Böyle bir kötü haber verme şekli var mı Sino?

Allah muhafaza demek ölse falan suni teneffüs yapıcaz gülerken boğulmasın diye. Vay anasını.

Eveeeeet Alp’in evine doğru yol aldılar. Tabii ki absürtlük denince akla gelen ilk isim, orada olması gereken son isim: Koriş. Günümü güzelleştiren adam.

MORa yarımadası seferine çıkan yeniçeri Koray Ağa.

*Arkadaşının evine hasta ziyaretine gidiyorsun, karşına bornozlu bir Koray çıkıyor. Adamı kucaklayıp eve götürücem, bu nasıl bir sevimlilik! Ve aynı zamanda ruh hastalığı. Adam tasdiksiz deli gerçekten. İnsanların evini ve misafirlerini gasp etmiş, Alp’in hayatına göz koymuş. Bir de uzun uzun ‘‘neler geldi çocuklar başımıza neler’ diye anlatıyor ahahaahaha bunun bu içselleştirmeleri beni deli edecek. Verilmiş sadakamız varmış, ben verdim. Adam duyar duymaz nefes almadan gitmiş, kaos nerede Koray orada. Kaostan besleniyor dedim dedim inanmadınız, bakın Sinan da tasdikledi.

Koray, bir drama queen tanesi: Stüdyoda fotoğrafçı, ortamlarda kaos, dağ evinde yeniçeri.

Ayrıca hem Sinan’ı hem bizi, onun bohem aşk acısından kurtardığınız için teşekkür ederiz. Evlat olsa sevmezdim, şimdi bağrıma sokasım geliyor. Yine eski komik, Koray’la didişen Sinan geri döndü.

1 2 3 4 5
Pelin Arslan
01/12/2015 20:43
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR