Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
“Bu kavga bir hayırsız düş…”
Sezon: 2 Bölüm: 38

Bir insan bir insana yeter mi hakikaten? Sevgiyle harmanlanıp açılan bir omuz, bir koca sarılış yeter mi bir insandan bir insana? Filler tepişip olan çimlere olunca, olan iyilere olunca, ağlamaklar yetiyor mu insanoğlu/kızına? Zülfikar’la Meltem’i aldım en güzel köşeme yerleştirdim ya ben onu yapan aklımı, kalbimi alkışlıyorum şu an. Konuşulmadı ama ben duydum: Yetiyor, biraz sevgi biraz zaman elbet yetiyor. Hissizleşiyor düşen, el uzatan, çaresizlikler içinde daha nasıl yardımcı olabilirim diye kendini yiyor. Ama elbet çıkıyor o karanlıklar aydınlığa. Bakınız: Zülfikar-Meltem.

Baba’nın çözüldüğü sahneyi izlerken şöyle bir düşündüm, nasıl çekmişlerdir o sahneyi diye. Çünkü ben bir şekilde o sahne çekilirken orada olsam, hönküre hönküre ağlardım her seferinde, bir üç beş gün çekemezlerdi bence. Babalar hep en güçlü, ne yaparsan yap yıkılmaz ya, içine bir kor düştü mü öyle bir yıkılır ki, daha güzel nasıl yansıtılırdı ben inanın bilmiyorum. Ne demiştim Baba’yı ulu çınara benzetirken, “O baba ki, Sefer’e, Zülfikar’a, Taşkafa’ya, Sema’ya sahip çıkmış, karısını kaybetmiş, evlat acısı çekmiş, kızının yüzünü görememiş, yaşadığı yıllar boyunca onca acıya göğüs germiş. Ama hala aynı formda ayakta.” ‘Koskoca çınarın altından incecik fidan çıktı görüyonuz mu?” Vurulabilecek en ince yerden vurunca, yumuşak karından yani, ne cılız fidanlar çıkar Ethem Reis. Herkesten bir parça emek alıp doğru büyütebilmek mesele. Baba yapar mı? Allah’ını yapar.

Poyraz’cığım, yalan mı tatlım, yine mi? Hem de Ayşegül’e, yine! O ayrı kalınan 97 gün yetmedi galiba sana. “Beni sevme ama başkasını da sevme!” diye haykırdığın dakikaları sen unutmuşsun sanırım ama biz unutmadık. Ayşegül haklı, eskiden daha iyi söylerdi bu adam yalanı, böyle bir google araştırmasıyla ortaya çıkmazdı eski Poyraz’ın yalanları. Söylemeye söylemeye formdan düşmüşsün dicem ama mümkün değil. Ayşegül dışında kimsede çizgini hiç bozmadın çünkü maşallah. Anlamadım ki ben n’olmuş sana. Hayret! Allahtan Ayşegül seni senden iyi tanıyor da, yemedi. Dedim ve gümmm! Sarılırken gördü ve koptu film. Benim maşallah dediğim de üç gün yaşamıyor zaten, kurşun döken tanıdığı olan özelden ulaşsın lütfen. Poyraz’ı Poyraz’dan iyi tanıyan biraz önceki Ayşegül, öyle aldatıldığına filan inanmaz di mi, inanmamalı di mi? Haydi hayırlısı. Bu Selin kızımızın gözü göz değil, sevmedim ben bu kızımızı da demeye böyle bir yakınım ama korkuyorum, ya o da giderse bir kurşuna. Hafazanallah. Yalnız ohara yani. Adil’le Selin’in bir bağlantısı olduğu aklımın ucundan geçmedi. Poyraz sağa sola kamera yerleştirmeye başlayınca, kırmızı arabalıyı arayıp teşekkür ettikten sonra annemle benden çıkan fikirleri yazıyorum aşağıya, gülebilirsiniz dilediğinizce ancak unutmayın Adil’le Selin’i bağlantılı çıkaran o eller bunları da yazabilir, sonra Buse yazdıydı dersiniz.

*Adil Selin’i tutmuş. Çocuklarına ölmediğini göstersin diye.

*Bu Selin’in menajeri olarak dolaşan zatımız da işin içinde olabilir.

*Sıkı durun en bombesi geliyor: Selin Adil’in kızı, Poyraz’ın da kardeşi.

Paranoyanın sınırı yok tatlılar! Bu hafta öğrenemedik nasıl bir bağlantı var, haftaya göreceğiz. O zamana kadar gülelim biz bu uçuşmuşluklara.

Bir de ucundan değineceğim çok kısa, içimde kalacak yoksa. İlker Kaleli’nin rolünün hakkını veremediğini veya tam olarak yansıtamadığını düşünen hala varsa, hastanedeki nefret etmek temalı tiradını açıp izlesin. Sonra konuşalım.

1 2 3 4
Buse Savaş
31/12/2015 11:53
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR