Gecikmiş ve bir bölüm atlanmış Kördüğüm özetliyorumundan selamlar sevgili bunu okuyan. Bölüm hakkındaki düşüncelerime geçmeden önce kısacık geçen haftaki özetliyorumumuzun nereye kaybolduğunu açıklamak istiyorum.
Geçen hafta diziyi izlediğimde bir şey eksik geldi bana. Önceki yazılarımda da söylemiştim bunu. “Kördüğüm, benim o eskiden ayıla bayıla izlediğim işten biraz uzaklaştı,” diyerek. Geçen bölüm de bunun etkisi vardı sanırım.
Ali Nejat’ın yeri her daim başka olacak benim için. Yaralarından öpülmesi, sevilmesi gereken küçük inatçı bir çocuk olacak hep. Ama bir eksik var, ne olduğunu bulursam size de söyleyeceğim bunu. Bir önceki özetliyorumun olmamasının sebebi budur kısacası. Ve geçelim yeni bölüme!
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeceğim büyük harflerle yazıyorum MEHMET ASLANTUĞ! Fragmanda çenesini gördüğümüz andan itibaren büyük bir heyecanla bekledim sahnelerini, küçücük minicik bir sahnesi olsa da son bölümde, Enver Bey sağlam geliyor.
Bölümden de fragmanlardan da anlaşıldığı üzere intikamını almaya geliyor.
Gel Enver’ciğim, Ali Nejat’ın açıkta kalan bir yerini bulursan sen de orasından çekiştirirsin artık. Zira sıraya girmen lazım... Sevdiği kadın, babası, iş ortağı, ablası herkes ama herkes bir sorun çıkartıyor kendisine. Sayamadığım nice sıkıntının arasına bir sen eksiktin, sensiz olmazdı, gel! Hobi olarak yine gel. Ama o Ali Nejat’ın hayatı, Mevlana türbesi değil. Herkes de geldiği gibi adamın hayatına dalıyor. Bu ne hadsizlik! Tamam, eski eniştesisin. Oğlunla ilgili ortak bir yaranız da var ama tekrar tekrar soruyorum “Yav bu Ali Nejat size ne etti?!”
Murat, Neslihan ve Feyza üçgeninde ise ortalık bir karıştı bir yoluna girer gibi oldu. Feyza, çok safsın yaralı kuşum. Elini uzatana ‘seviyor beni’ diye sığınmak istiyorsun ama bilmiyorsun ki diğer elinde seni zehirleyecek bir çiçek tutuyor Murat. Amacı seni sevmek değil, Karasu ailesine zarar verirken bonus olarak seni de yok etmek. Ama deli gönül ferman dinlemiyor, sonundaki ayrılık çok acı olmasa bari. Feyza’yı bu sefer kimse toplayamaz.
Eski kocası da dönüyor bütün travmalar bir arada açılır artık. Sinir krizleri geçirip ağlarken bir yandan da fona mezdeke açıp ritimle birlikte eşyaları bir yerlere fırlatır. Ali Nejat’ın uyarılarına kulak assan keşke Feyza… En temiz o seviyor, en güzel o korumak istiyor herkesi… Başarılı oluyor ya da olamıyor ama bu konumuz değil. Üzüleceksin sonra kimsen kalmayacak yanında. O “Ben Kaan’ın halasıyım, siz kimsiniz!” hallerin de yine beni çılgınlıklara sürükledi. Unutmadım…
Neslihan önce bin bir yalan dolu özürü ile Feyza’ya Murat’la aralarında bir şey olmadığını söyledi sonra da Umut’u taktı kafasına. Bu ne canım? Martı mısın sen Nesli? Bulduğun tüm artıklara pır pır uçuyorsun kızım? Önce Ali Nejat sonra Murat şimdi de Umut mu? Ben demiştim ama, dillerim lal olaydı, klavyem bozulaydı, dokunmatik ekranlarda şarjsız kalsaydım da demeseydim siz birbirinize layıksınız diye! Ya sen kovuldun artık evinden, köyünden. Gitsene Nesli? Tibet’e yerleş mesela? The Originals’ta bir abla var kızıl saçlı, uyuzluk sınırında çok güzel kapışırsınız, abisi onu Tibet’te bir manastıra yollamış. Sen de git. Bir bak bakalım biz orada mıymışız? Havası nasılmış oraların? Bol bol yazarsın bize olur mu minnoşum? Ha benim Nesli’m?