Her bölüm süregelen, Sultan Ahmed tahttan inecek yerine Şahin Giray, Mehmed Giray, Şehzade Mustafa yok Sokulluzade bilmem kim geçecek muhabbeti iyice sıktı. Ahmed'i bi rahat bırakın tahtında da seyirci alışsın padişah rolüne. Tahtı bu kadar sallantıda olan bir padişahı nasıl benimseyeceğiz? Üstelik bu mevzunun çok abartıldığını düşünüyorum. Sultan Ahmed, evet atası Sultan Süleyman gibi kudretli değildi, ama bu kadar kudretsiz ve devlet işleri ile bu kadar ilgisiz de değildi. Sanki Osmanlı çoktan çöküş dönemine geçmiş, başta padişah yokmuş gibi bir algı yaratılıyor. O kadar basitti zaten, iki günde yerine diğer şehzadeyi başa geçirmek.
Yedinci bölümün derinliğini çok sevmiştim. Gerek Ahmed ile Kösem'in aşk sahneleri, gerek Safiye'nin oğlunun minik kaftanını öpüp ağlaması.. Oldukça duygusal sahnelerdi. Sekizinci bölümü yine duygusuzluk üzerine yapınca empatiyi tekrar dağıtmışlar.
Dizi gereksiz karakter kaynıyor. Sarayda sultan bolluğundan geçilmiyor. Handan Sultan'ın ölümü çok yakın, bir an önce hızlandırsınlar. Fahriye Sultan'ın da umarım ömrü kısadır, çünkü dizide hiçbir fonksiyonu yok. Bu karakter olmadı işte, yaşadığı aşka da kimseyi inandıramadı. Harem gereksiz karakterlerden kurtulmalı. Bunların başında Dudu hatun geliyordu.. İyi oldu.
Mete Horozoğlu gibi mükemmel bir oyuncu varken ben neden sürekli Hacı Ağa ve Handan'ın bir türlü anlamadığım muhabbetlerini izliyorum? Handan'ın ölümüyle Hacı Ağa'nın da kederden ölmesini bekliyoruz ailece, karakter sarmıyor.
Muhteşem Yüzyıl'ın yarattığı oryantalist Osmanlı havasını bu dizinin bir türlü yakalayamadığını düşünüyorum. Bunun en büyük sebeplerinden biri kıyafetler. İnanılmaz bir işçilik var kabul ediyorum, çok özeniliyor. Ama neden Kösem bilmem hangi Kraliyet'in küçük prensesi gibi giydiriliyor? Safiye, zaten İngiliz Kraliyeti’nden fırlamış gibi. Handan'ın kıyafetleri de dahil, hiçbiri Osmanlı kadını gibi giydirilmiyor. İzlerken kendimi Osmanlı hareminde hissetmiyorum. Çizgiler, modeller, motifler.. kesinlikle Osmanlı dokunuşu barındırmıyor. Muhteşem Yüzyıl'da kıyafetler daha basit ama daha gerçekçiydi. Valide, Mahidevran, Prenses Hatice ve Hürrem.. Hepsi birer Osmanlı kadınıydı. Şimdi ben bu yeni kadınları benimseyemiyorum.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Kösem şu ana kadar izlediğim en kaliteli ikinci dizi, Muhteşem Yüzyıl'dan sonra. Sonuna kadar da izlemeye devam edeceğim. Naçizane bir seyirci olarak istediklerim; daha yalın bir anlatım, gereksiz karakterlerin çıkarılması ve de eski oryantalist havanın tekrar yakalanması. Bunlar sağlanırsa, dizimiz hakettiği mertebeye ulaşacak eminim.