Sorgulamanın ardından Meryem Hanım dışındakiler serbest kaldı. Ama hepsini aldı bir telaş. Kesin bunları yem olarak kullanacaklar, böylece Şevket'in yerini öğreneceklerdi. O zaman plan tamamdı. Bundan sonra açık açık değil şifrelerle konuşacaklardı. Domatesler kızardı, biberler acı... Tamam!
Herkes Reis'in nereye kaçtığını merak ederken, bir yandan da evde konuyu açık etmeden konuşmak için bin bir çaba sarf ediyorlardı. Herkes de Şevket Reis'i kendince pek güzel anlattı. Kimi göbek yaptı, kimi kaşları, kimi saçları havaya dikti. Ama aralarında hala anlamayanlar vardı. Bu sahnelere çok güldüm. Ayfer'in 'Ne diyonuz siz gı?' deyip saf saf bakmaları süperdi.
Elifsu sonunda dayısının nerede olduğunu söyledi de rahatladılar ve çıktılar Reis'i aramaya. Garibim dehlizin karanlık ve ücra bir köşesinde ateş yakmış takılıyor. Ama Zeynep atladı hemen: Seni saklayacak bir yer biliyorum!
Eveeett! Zeynep'in bildiği müthiş (!) yer kendi evleriymiş. Nasılsa kimse o kadar salak olduklarını düşünmeyip oraya bakmazmış. Gizlediler Şevket Reis'i orada. Ertesi sabah Fatih ve Zeynep işe gidip Reis'in eline de tatlı Selim'i tutuşturunca dede torun kaldılar bir başlarına.
Bu arada Meryem Hanım Birol'a bir dizi talimat verdi. Hem Şevket'in hem Zeynepler'in evine adam yerleştirmesini kendisinin de Şevketler'in evinde kalmasını söyledi. Birol sağlam adam. Ne derse yapıyor sorgusuz zaten. Ama keşke eve koruma yerleştireceğini evdekilere de söyleseydi. Neyse...
Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
