Sonra da, bakın siz de gerçek değil hayalsiniz deyip önce Fehmi’ye, sonra Mukadder’e ve en son da Gülsüm Hanım’a tokadı indirdi. Ama Gülsüm Hanım altta kalmadı, Son Osmanlı’lığını gösterdi ve okkalı bir tokadı Mukaddes’e indiriverdi. Tokadı yiyince onların gerçek olduğunu anladı Mukaddes. Başka çare yoktu, Mukaddes’i Zeynep ile yüzleştirmeleri gerekiyordu.

Hazır mısın Zeynep? Sana da bir tokat gelebilir.

Bu arada Fadik ve Şazi geç de olsa annelerinin babaları konusunda haklı olduğunu anladılar. Aslında babalarının hiç değişmediğini, sadece kendilerini kandırdıklarını itiraf ettiler kendilerine. Ama ufak bir sorun vardı. Fadik babasına kaptırdığı 30 bin TL’sini geri alamayacaktı ve içi yanıyordu. Halbuki o para ile hep hayalini kurduğu minik ve sevimli kafesini açacaktı. Şazi ise tam o anda yaptı ablalığını. Kendi birikmişlerini ortaya koyup Fadik ile ortak olmayı teklif etti. Fadik havalara uçtu tabii, hayallerinin peşinde koşmaya devam edebilecekti.

Orhan ilk iş gününden sonra eve yorgun argın geldi, karısına şikayet ediyordu iş yerinde olanları. Çünkü Fatih kendisini amele gibi kullanıyordu. Selin de tüyo verdi kocasına, abim ne diyorsa sessizce yap ve gülümse… Sonra da arkasından ekledi; ama sadece abime gülümse, başkalarına değil!

Geçen hafta velisi gibi işe götürürken kocasını, anlamalıydık. Selin’de kıskançlık çanları çalmaya başlıyordu sanki.

Diğer tarafta Fatih annesini kolundan tuttuğu gibi Zeynep’le yüzleşmeye getirdi. Önce O’nu da hayal sandı kadın veeee… Tabii ki aynı bahane ile Zeynep’i tokatlama fırsatını kaçırmadı Mukaddes. Ama altta kalmadı Zeynep, bakın ben gerçeğim deyip kadının saçını çekince anladı hakikatı Mukaddes.

Mukaddes Hanım’cığım gerçekten delirdiniz mi yoksa numara mı yapıyorsunuz, ben de anlamadım aynen Mukadder gibi.