Genel olarak diziye baktığımızda;
Harem ağalarından hala pozitif enerji alamıyorum. İnsan izlerken arada nefes almak istiyor. Ağalar tatlı tatlı kapışsın da neşemizi bulalım diyorum. Ama nerde? Onların sahnelerinden bile gerginlik akıyor.
En önemli sorun; Anastasia Tsilimpiou olmadı. Timur Savcı yanlış bi' taktik uyguladı. Yeni bir Meryem Uzerli yaratırım düşüncesiyle, koskoca projeyi çok büyük bi' riske attı. Anastasia ile Meryem'i ne açıdan mukayese edeceğimizi bilmemiz lazım. Oyunculuk olarak, Anastasia, Meryem'in ilk sezonuna göre kesinlikle daha iyi oynuyor. Meryem'in Hürrem'in ritmini yakalaması ikinci sezonun ortalarındaydı. Anastasia ise bunu çoktan yakalamışa benziyor. Meryem'den çok daha küçük olmasına rağmen ondan daha iyi bir performans sergileyerek öne geçti. Ama, kocaman bir ama var burada, çok önemli bir detay unutuldu. Anastasia çocuk hatta ergen, Meryem ise bir yetişkin. Hatta seksapalitesi oldukça yüksek, işveli, cilveli, sempatik bir kadın. Meryem, belki çok güzel oynamadı ama kendini izlettirdi. Karakteri merak ettirdi. Ben Anastasia'nın Nasya'sını merak etmiyorum.
Dizinin reklamı aylarca Beren Saat üzerinden yürüdü. En çok tıklanan haber, en merak edilen konu oldu. Beren mi? Tuba mı? Bergüzar mı? diye diye çıta öyle bir yükseldi ki; dizinin Ekim'de ilk teaser'ı yayınlandığında herkes kocaman bir hayal kırıklığına uğradı. Şimdi kim bu kız? Üstelik hiç birine benzemiyor. Beren Saat, Minyonlar filminin galasında kendisi açıklamasa çok daha uzun bir süre öğrenemeyecektik belki de.. Dizinin sıkı müritlerinin ortak bir düşüncesi var "Biz Kösem'i Süleyman'la özdeşleştiriyoruz. Muhteşem Yüzyıl'ın başrolü Halit Ergenç'ti, Kösem'in başrolü Beren Saat." Çapraz eşleşme var yani Kösem'in önceki dizideki karşılığı kesinlikle Hürrem olamaz. Bu açıdan bakarsak, Muhteşem Yüzyıl'ın 9-10 bölümünün Halit’siz işlendiği düşünülemez bile..
Çok büyük bir risk alındı, nitekim tutmadı. Anastasia gelecek vadeden bir oyuncu. Timur Savcı kolay kolay bırakmaz. İlerleyen zamanlarda kendisini herhangi bir lise dizisinde görebiliriz. Ama Kösem için kendisi oldukça zayıf bir halka.
Bir an önce Beren Saat diziye dahil olmalı ve karakter Kösem'e evrilmeli. Nasya'nın evime döneceğim muhabbeti seyirciye baygınlık getirdi artık. Sarayı, Osmanlı’yı, Ahmed'i kabullenmiş hırslı bir Kösem istiyoruz!
Ayrıca dizi seyircisinde iki büyük teknik rahatsızlık söz konusu. Birincisi, sahnelerin hep zifiri karanlık ortamda çekilmesi... Bu durum, ben de dahil, seyircide klostrofobik bir buhrana sebep oluyor. İçimiz daralıyor resmen. Ertesi güne geçilip güneş açtığında kocaman bi ohh çekiyoruz. Anladık o zamanlar elektrik yoktu, mumla aydınlanıyorlardı, ama bu bir dizi. Oldukça kötü bir görsel çıkıyor ortaya. Oyuncuların mimiklerini tam görebilmek için evdeki bütün ışıkları söndürüp, karanlık bir ortamda izlemem gerek. Paraya kıyıp bilmem kaç milyona dekor yapmışsınız ama görünmüyor sevgili Timur Savcı.
İkincisi, Muhteşem Yüzyıl ile Kösem arasındaki "editör" farkı çok bariz belli. Muhteşem Yüzyıl'da geçişler daha naif ve sağlam yapılıyordu. Ama Kösem'de editör arkadaşlar dan dan diye kesiyor sahneleri. Olay bütünlüğü sağlayamıyoruz. Tam sahneye odaklanacağız, başka konuya atlanıyor. Bunlara dikkat edilmeli..
Sağlıcakla kalın,