Almanya'da doğdum, çocukluğum ve eğitim hayatım orada geçti. Üniversitede okurken öğrenciliğin yanında profesyonel modellik de yaptım. Üstelik modellik yaparken ülkeleri gezme fırsatı elde ettim. Türkiye'ye geldiğimde oyunculuk yapmak istediğime karar verdim ve bu alanda eğitimler almaya başladım.

Klasik bir yanıt olacak ama hedefim oyunculukta iyi bir noktaya ulaşmak. Sıkı set takvimine rağmen eğitimlerimi kovalamayı bırakmadım. Oyunculukta kullanabileceğim her şeyi kendime katmaya çalışıyorum. Kameranın önünde kendimi rahat hissediyorum. Kendimi izlemek de bana zevk veriyor.

Dizi de sinema da bambaşka deneyimler. Sinemada bir proje olursa zevkle oynarım tabii ki.

Benim için en başarılı yöntem oynadığım karakterin gözünden bakıp, o anı onun gibi yaşamak. Bunun için oynadığınız karakteri iyi tanımanız lazım. Ayaz, dışından bakarsak benden çok farklı olabilir. Ben daha rahat yaşamayı seven bir adamım, onun ise bazı yükleri var. Ancak geçen yazdan beri onunla iyi ilişki kurduk ve içerisinde kendimden bir şeyler de buldum.

Tabii ki hem Ayaz'ı, hem dizideki aşkını hem de bunun işleyişini seviyorum. Romantik komedinin bütün katmanlarını yaşıyoruz. İşin içerisinde dram da oluyor, mutluluk da. Tek büyük sıkıntı çalışma koşulları...  Her hafta yaklaşık iki saatlik dizi çekmek zor. Bu tempoya rağmen çizgimizi koruyoruz.

Çocuklukta başlıyor böyle şeyler. Ne olduğunu, gerçekten neyi temsil ettiğini bilmeden merakla gerçekleşiyor. Ne olursa olsun ilk öpücük çok masumdur.

Ayaz ve Mete'nin yumruk yumruğa çatıştığı gibi hiçbir arkadaşımla karşı karşıya kalmadım. Kalacak olsam arkadaşım olmazdı zaten.

Ayaz ve Öykü arasında masum, tatlı bir aşk hikayesi var. Ancak ilişkilerinin nereye gideceği hakkında hiçbir fikrim yok çünkü her hafta bize de sürpriz oluyor. Durağan bir dinamikleri yok çünkü.

Sosyal medyada bizi destekleyen, seven ve takipte olan her izleyicimizi takip etmeye çalışıyorum ama yapılan bütün yorumları okuma fırsatım olmuyor. Çoğunlukla iyi geri dönüşler alıyoruz ve bu bizim motivasyon kaynağımız. Kiraz Mevsimi'nin bütün takipçilerine, hayranlarına teşekkür borçluyuz.  

Aslında bir masal prensi değil de çocukluğumun kahramanı He-man olmak isterim. En sevdiğim çizgi filmdi. Gölgelerin gücü adına diye koşturur dururdum.

Ne çektim o İskeletor'dan, anlatamam!

Belli bir tipim yok. Ancak kendine güvenen, akıllı ve hayattan keyif almayı bilen kadınlar ilgimi çekmiştir.

Setten fırsat bulduğum zamanlarda aileme, oyunculuk eğitimlerine ve kendime vakit ayırabiliyorum sadece. O da zaten oldukça kısıtlı oluyor. Aktif olarak ekonomiyle ilgili bir şey yapmasam bile, ekonomi haberlerini ve borsayı takip ediyorum.

Modellik severek yaptığım bir işti. Güzel bir teklif gelirse, düşünürüm. Artık benim için öncelik oyunculuk.

Bademe alerjim var. Cildimde ciddi kızarıklıklar oluşuyor, bu nedenle yememeye dikkat ediyorum.

NOT: Röportajı yayınlama izni aldığımız GRAZIA dergisine teşekkürler.