Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Yeter: Televizyonda gotik temalar

Eziyette sınır tanımayan dizi Yeter, yılbaşı gecesi tüm kanallarda sazlı sözlü eğlence programları yayınlanırken duygusal şiddete maruz kalan bir kadının acılı hikayesiyle çok iddialı bir giriş yaptı biliyorsunuz.

Yeter’de dertler, acılar çeşit çeşit. Evde çekirdek yerken masal gibi başlayan bir hikaye nasıl kabusa döner, işler nasıl daha da beter olur heyecanla izliyoruz.

ATV diziyi defalarca göstererek iyice benimsenmesini sağladı ve dizi kısa sürede ratinglerin tepesine oturdu. Sanırım Yeter’in bu denli tutulmasında dizide gotik temalar kullanılmasının büyük payı var. Kasvetli bir ev, psikopat bir koca, çıldırmış bir cerrah, içine şeytan girmiş iblis küçük çocuk, çaresiz kurbanlar hepsi bu dizide çünkü!

Bilmeyenler için kısaca konusunu anlatalım: Aylin (Pelin Karahan) ünlü bir beyin cerrahı olan Yekta Harmanlı (Yurdaer Okur) ile evlidir. Kocasıyla üniversite yıllarında tanışmıştır (Aylin ne okumuştur, necidir bilmiyoruz) ama kocası çok başarılı, saygın bir doktordur. İlk başta rüya gibi başlayan evlilikleri Yekta’nın içindeki psikopatın ortaya çıkmasıyla birlikte kâbusa döner. Yekta, karısına ve çocuğuna duygusal şiddet uygulayan ağır bir psikopattır. Babasını izleyerek büyüyen oğulları Kaan da giderek kafayı çizmekte, gaddar bir velede dönüşmektedir. Karnı burnundaki Aylin bir çocuğun daha hayatının kaymasına razı gelmez, arkadaşlarının ve akrabalarının yardımıyla, çocuğun ölü doğduğunu söyleyip, kocasından kaçırır. Bir gün, gücünü toplayıp kızını onun adına büyüten abisinden geri alıp, çocuklarıyla birlikte yeni bir hayat kuracaktır.

Zavallı Selçuk, konuşamıyor, hareket edemiyor. Yalnızca gözlerini oynatabiliyor ve Yekta’nın insafına kalmış durumda.

Perşembe akşamı beşinci bölümü yayınlanan dizideki gelişmeler ise şöyle; kocasının cehenneminden kurtulmaya kesin kararlı olan Aylin, oğlunu yatılı okuldan kaçırmayı başardı. (Yekta, karısını cezalandırmak için çocuğu yatılı okula vermişti.) Beş yıl önce kocasını öldü diye yanılttığı, abisi tarafından yetiştirilen fakat kendisini halası sanan ama tabii ki öz yavrusu olan Duru’yu da aldı. Elbette tüm bunlar olurken korkunç kocası Yekta yetişti.

Eza çeken, fedakâr ve talihsiz kadın olarak özdeşleşmemiz gereken dizinin ana karakteri Aylin, bu bölümde üstün başarısızlıklar gösterdi. Bir yetişkin kadın düşünün ki, plan yapmaktan aciz. Çocuklarını alıp gitmeyi istiyor ama bununla ilgili durup benim bütçem nedir, nakit akışım var mı, hesaplar ne vaziyette, arabanın benzini, yol iz, GPS bunları hazır etmiyor. Her şeye anında karar veriyor. Sonra işler istediği gibi gitmeyince ağlıyor, avaz avaz böyle.

Yekta’nın oğlu Kaan, nam-ı diğer küçük iblis.

Kötü adam Yekta öte yandan, karısına ve oğluna duygusal şiddet uygulayan, kendisine esas diş bilememiz gereken karakter. Fakat sonsuz kötü olduğu ve kötülüğü artık bir karikatür gibi yansıtıldığı için Aylin’e oranla çok daha eğlenceli bir tip. Örneğin Aylin aklı sıra alıp başını gittiğini sanıyor, hâlbuki Yekta çoktan karısının arabasına GPS takip cihazı yerleştirilmesini sağlamış durumda.  Yekta Harmanlı, hiçbir yanlışı cezasız bırakmayan bir adam. Kızının ölü gösterilmesinde ve kaçırılmasında karısına yardımcı olan arkadaşları için öyle bir tezgâh hazırlıyor ki, aklınız çıkar. Karısına yardımcı olan Selçuk araba kazası geçirdikten sonra, herkesi öldüğüne inandırıp, ardından ıssız bir yere kaçırıp adamı felç ediyor. Kızının yaşadığını kendisinden beş yıl sakladıkları için aynı şekilde beş yıl boyunca Selçuk’u kendisine mecbur ediyor. Selçuk şu anda konuşamıyor, hareket edemiyor, yalnızca gözlerini oynatabiliyor. Misery’de olduğu gibi. Amanınnn.

Yeter’deki Yekta, korku filmlerinden aşina olduğunuz çılgın cerrah tiplemesini canlandırıyor.  Nazilerin sadist deneyleri, Dr. Frankenstein’lardan yürüyor. Ve işin ilginç yanı, bu tip çok seviliyor. Sosyal medya paylaşımlarından Yekta’nın bir fenomen olduğunu görüyorum.

Kızları kaçırılınca Yekta’nın eline Aylin’i ezmek için bir fırsat daha geçiyor.

Kaan da babasının izinden gidiyor. Mamafih yatılı okula gerisin geriye dönmesi sonucunda okul arkadaşları arasında alay konusu oldu ama intikamını alması gecikmedi. Kargoyla okula kaşıntı tozu ısmarladı ve kendine gülen arkadaşlarını cezalandırdı. Daha önce de bir arkadaşını çöpe atmıştı. Omen 666’daki gibi bir küçük iblis işte. Fakat çocuğun ayaklarına baktım, ters değil. Belki ilerleyen bölümlerde böyle de bir değişim geçirir. Bana göre gözlerini süzüp duran, kendisini oyuncakla kandırıp bilmediği kişilerin peşinden gidip kek gibi kaçırılan kız kardeşinden çok daha ilginç bir karakter.

Bu da kaçırılan küçük kız Duru. Annesi telefonda konuşurken iki dakika içerisinde tanımadığı tiplerin peşine takılıp ortadan kaybolmayı başardı sağolsun.

Bölümün büyük çoğunluğunda ağlayarak araba kullanan Aylin, daha ilk durağında Kaan’ı eski kocasına keklik gibi kaptırdı. Kaan zaten yatılı okulda bir şekilde kayıp sayılır deyip yoluna devam etti. Tam kızıyla güzel bir yol yapacak, bir yerlere varacak derken, şaşkın olduğu için benzin istasyonunda kızını da kaptırmayı başardı.

Bölümün sonunda iyice ayyuka çıktı. Kaçırılan Duru’yu Aylin, Yekta Harmanlı, Aylin’in abisi, eski arkadaşı ve birileri daha karlı bir orman içinde aradılar. Çocuğun yeşil montu ortaya çıktı, sonsuz kurban Aylin dağıldı, çok ağladı ve bağırdı. Gelecek bölümde umarım küçük bir  The Revenant yaşanmaz da, çocuğu ayıları uyulara karışmadan bulurlar.

 

Not: Bu yazı Radikalde yayımlanmıştır.

ETİKETLER : ekranella , Defne Akman , yeter , atv , iblis
YORUMLAR




DİĞER HABERLER