Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
This is Us, üç kardeşin kimseyi ilgilendirmeyen manasız hayatı

This is Us, ABD’nin en sevilen dizilerinden biri. Henüz ilk sezonu gösterilen dizinin gelecek sezonları için NBC kanalı çoktan iki yıllık kontratı nihayetlendirdi bile.

Dizinin merkezinde Pearson ailesi var. Pearson ailesi;  ebeveynler Jack (Milo Ventimiglia) ve Rebecca (Mandy Moore), Afrikalı Amerikalı oğulları Randall (Sterling K Brown) ve ikizleri Kevin (Justin Hartley) ve Kate'den (Chrissy Metz) oluşuyor.

Çocukların doğumuyla birlikte başlayan hikaye kah günümüze kah geçmiş yıllara uzanarak farklı zaman dilimlerini anlatıyor.

Jack ve Rebecca neredeyse örnek bir anne-baba. İyi çocuklar yetiştirmek ve onları mutlu etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Dizinin açılışında  36. yaş gününü kutlayan birbirinden farklı karakterleri görüyoruz; obez Kate ağzına kadar abur cuburla dolu bir buzdolabının önünde elinde post-itlerle bekliyor, Jack’in karısı üçüzlere hamile ve her an doğurabilir, beyazların hakim olduğu bir şirkette iyi bir mevkide çalışan Randall ve The Manny adında çok izlenen ancak berbat bir sitcomda rol alan Kevin.

This is Us tıpkı Gilmore Girls gibi hiçbir yere varmayan, içinde bir sürü konuşmanın olduğu bir dizi. Çoğu zaman insan ne izlediğini bile unutabiliyor..Bilmem hikayelerin tam anlamıyla nihayete ermediğini söylememe gerek var mı?

Dizinin tek işe yarar karakteri Randall. Çalışkan, başarılı, ailesine karşı koruyucu kollayıcı ve affedici bir insan Randall.

Dizide kötü hiç bir şey olmuyor, karakterler hayatlarında sorunlarla karşılaşsalar da sonunda yine  iyi olacaklarını biliyoruz.

Bazılarına gore,  karanlık ve zor zamanlardan geçtiğimiz için böyle sıcak, güvenli, duygusal dizilerin rağbet görmesi normal. Aslına bakarsanız This is Us izlemesi kolay bir dizi, basit hikayeleri iyi anlatıyor ve dizi bittiği zaman hay allah ne anlatmak istedi aslında, bunun altında başka bir anlam mı var diye dört dönmüyoruz. Rahatız yani. Jack’in babalıkla ilgili dertleri var, Kate’in kilolarıyla, Rebecca doğum yapacak böyle şeyler var, bir yandan da hayatın anlamını arıyorlar işte.

Kevin ve Kate ikizler. Olayları durduk yerde kendilerine dert arayıp birbirlerine bunları anında yetiştirmek.

Batılıların “comfort television” diye tanımladıkları, gerçeklere sırtını dönen, sıcak ve tatlı yapımlar, tüm dünyada yaşanan sert siyasi gelişmelerden, umutsuzluktan uzaklaşma ihtiyacını karşılıyor. Bu yumuşak ton, vahşetten, acımasızlıktan, kavga gürültüden kaçmak için. O yüzden karanlık, korkutucu ya da depresif olmayan This is Us’ın seyircisinin bol olmasına şaşırmamalı. Dizide korkunç cinayetler, çatışmaların göbeğindeki anti-kahramanlar, gelecekten ümidini kesmiş, iyiliğe inanmayan karakterler yok. Bilmem, belki de böylesine endişeli zamanlarda böyle şeylere takılmak insana iyi gelebilir.

Yine de bana soracak olursanız, This is Us üç kardeşin kimseyi ilgilendirmeyen manasız hayatından ibaret. Karakterlerin incir çekirdeğini doldurmayan dertleriyle bir türlü bağ kuramadım, bilakis fena halde nankör olduklarını ve rahat batması sonucunda böyle davrandıklarını düşündüm. Siz yine de beni boşverin, belki içsel arayışların peşine düşmek, böyle özlü sözler filan duymak istersiniz. İyi seyirler.

Tankut gündüzleri Kısmetse Olur'da geceleri This is Us'da oynuyor.

 

 

 

 

 

 

ETİKETLER : foxlife , This is Us , ekranella
YORUMLAR




DİĞER HABERLER