Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Kaprisler ve hayal kırıklıkları

Efendim, geçtiğimiz hafta galada darbe üstüne darbe yiyen Dicle’de kalmıştı dizimiz. Ama önce geçen hafta uyuz olup yazmayı unuttuğum bir noktaya değineyim; güya çok özel, küçücük bir sahnede sergilenen, milletin smokinle falan katıldığı, çok ağır entel ortamın olduğu galaya, üç günlük dizi çıtırı Beren'in kankileriyle gece kulübüne gider gibi gelmesi nedir? Keza Barış da. Kim bunlar, kim? Neyse.

Demet Akbağ, Melisa Şenolsun ve Edis Görgülü bu bölümün ünlü konuklarıydı. Demet Akbağ her zamanki gibi çok minnoştu, fark etmeden Kıraç’a öyle güzel lafı soktu ki, bayıldık. Kıraç'ı daha tanıyamamış demek ki, canım.

Melisa ve Edis'in sahnelerindeki gerginliğin, o herkesin shipleyip durduğu, birlikte olsunlar diye dua ettiği oyuncu çiftlerinin yüzde 87.6'sında aynen var olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam ahaha. Gerçi onlar da son anda anlamsız bir U dönüşü ile flörtleşmeye başladılar. Fakat o sakallı bıyıklı set çalışanını Melisa'nın yerine koymaları nedir, güldürdünüz gençler. Gerçekten bu kadar kaprisler, ego savaşları dönüyor mu setlerde? Yazık valla. Bu arada, arada televizyonun haline ve dijital sektöre yapılan göndermeleri de aldık biz.

Arkadaşım sandığın ama aslında seni önemsemeyen kişilerin, bu önemsemeyişini canlı görmek insanı üzüyor. Dicle'yi de üzdü tabi, biz de üzüldük onunla birlikte ve Barış'a kızdık ama aslında Barış Dicle'ye daha fazla bir şey vermek zorunda değil diye düşünüyorum. Her arkadaşımızı her yere götürmek zorunda olmadığımız gibi, aralarında menajer-oyuncu iş ilişkisi olduğu için arkadaşlık ve iş sınırları da pek belirgin değil. Barış, Dicle'nin desteğini pekala sadece onun işi olarak görebilir, bunun da karşılığını vermek zorunda hissetmeyebilir. Hissetse daha iyi tabii, ama teknik olarak çocuğu suçlayamayız. Hem Barış'ın az da olsa affettirici sebebi var - en azından gittiği mekanda bakınmış, bir de mesaj atmış. Kendince ilgileniyor aslında. Ayağında ayakkabı olan Dicle'nin ayaklarına cam batmasın diye kızı kucaklayıp atraksiyonlara girmesi falan, süper kahraman sendromu mu yoksa fiziksel çekim mi çıkacak altından, görmek için sabırsızlanıyorum. Zira bu iki oyuncu çok tatlışlar birlikte, yerim sizi.

Dicle Meral'le temizlik yaparken, şu ortamda Barış da star ışığı ile projeksiyon yapabilrdi diye düşünmüştüm, pizzaları getirseydi mesela demiştim, çok geçmeden düşüncem gerçek oldu – ve sans Meral oldu. Ertesi günkü pizza jestini de sevdim, fakat seyircinin de Dicle’nin de kursağında kaldı pizzalar, çünkü tabii ki Dicle’nin aldığı hediyenin tıpkısını Beren daha önce gidip vermişti. Kader resmen bu kızı eline almış, bir oraya atıyor bir buraya, eğleniyor onunla. Hayır, Peri Masalı dizisi bile Dicle'ye karşı. Reva mı bu şimdi kıza, gidip Beren'in babasıyla mutlu çocukluk fotoğraflarını inceletmek? Niye kanatıyorsunuz yarasını kınalı kuzumun?

Ve fakat Beren ile Dicle arasındaki farklılıklar da minik ipuçlarıyla ortaya çıkıyor bu arada. Birinin lüks araba hayranlığı ve diğerinin hiç umursamaması, birinin Marlon Brando'ya eski demesi ve diğerinin efsaneler ölmez tepkisi. Dolu ve zeki kız ile boş ortam kızı farkı, Barış'ın da gözüne henüz girmiyor ama damlaya damlaya göl olur. Bu arada Barış epey bozuldu abisine, ne kadar haklıydı tartışılır. Aman o da böyle böyle event managerlıktan yürüsün işte, o girişimcilik var kendisinde. Böyle oluyor bu işler. 

Bu arada ilk defa bir dizide maskeli insan gördüm yav! Bir kötü şey olunca diğerlerinin de illa ki üstüste geldiği zamanlarda tabii ki taksi de bulamayan Dicle, Nişantaşı’nda taksi durdurmaya çalışırken arkada maskeliler vardı. Çok şükür, ben de pandemi acaba sadece benim zihnimde mi gerçekleşiyor diye endişelenmeye başlamıştım.

Gülin’in “BENİĞ YAĞNINDA GÖTÜRMEYECEEEĞĞĞK” diye zırıl zırıl ağlayıp kendini teraslara vurması -  Ayyyy içimi şişirdin Gülin! Tamam kimse işini kaybetmek istemez de böyle bir tepki verecek kadar değil. İş bu ya alt tarafı, sanki ölüm cezası verdiler kıza. Zaten son iki haftadır sorgu sualleriyle bizi darlamıştı. Yani, her iş ortamında mutlaka böyle hasetli ruh hastası biri vardır, herkes tanıyordur bir tane. Tanımıyorsanız o siz olabilirisiniz, bir dönüp kendinize bakın derim hahahay.

Çınarcım ne tatlısın. Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için diyebilecek insan profesyonel hayatta malesef pek sık olmuyor, iş etiği hadi neyse de böyle samimi bağlar kurulmuyor. Jülide’yi de sahiplendi, kıza sarılmamak için ferforjelere tutunduğu o sahneyi ben Kıraç’ın çirkin iması sebebiyle ekstra önlem olarak gördüm. Aralarında bir şey olur mu bilinmez, menajer-oyuncu ilişkisi örnekleri vardır illa ki, o açıdan bana çirkin gelmedi, hem zaten Kıraç “Bahar gelmiş, çiçekler açıyor” dese onu bile çirkinleştirecek bir yol bulduğu için çok da şey etmemek lazım kendisini. 

Feriscim de tam bir can. Dicle'yi asistan olarak götürecek olması tabii ki en çok onun işine gelir, yoksa bu kadar çalışacak kimi bulacak başka? Git dediği yere uçuyor kız. Ama Feris herkese karşı düzgün bir insan. İlk başta, plaza ortamlarının orta yaşlı, obsesif ve cadı direktörleri gibi bir şey çıkacak sanmıştım ama hiç de öyle çıkmadı. İşkolik bile diyemiyorum şu noktada hatta, işini ciddiyetle yapıyor. Seviyoruz seni Feris. Maliye’den gelen, kolları yukarı çekilmiş İtalyan takım elbiseli lise arkadaşı biraz sürrealist bir öğe olmuş çünkü öyle giyinen bir memur olabilir mi? Ama Feris’e aksiyon olur mu Nejat, ki kendisi dağcılık, tırmanma, trekking falan yapan aktif bir abimiz, göreceğiz. 

Kıraç’ın ihanetini (hala ani kararının sebebini anlayamadım) duyan Çınar ve Feris’in aşırı duygusal tepkileri ve Feris’in itinayla suratına aşk ettiği o tokat içimizi biraz soğuttu diyebiliriz. Bu yüzüne inen, etrafındaki tüm kadınların ve duygusal insanların eli Kıraç! Ahahah. Fakat, fakat, fakat... Kıraç’ın kendini kurtaracak bir iki minik hareketi var, hem Beren’e “Dicle öyle dememiştir” diyerek, hem de Dicle’ye “Senin hatan değildi” diyerek çok çok az, şöyle tırnak ucu kadar da olsa kendince gelişme sağladığını söyleyebiliriz. Peride’nin lafına şimdiden geliyor gibi, sürünsün inşallah.

Haftaya daha da heyecanlı bir bölüm olacak gibi geldi bana fragmandan. Olaylar gelişiyor, takipteyiz.

 

MERVE DENİZ



YORUMLAR




DİĞER HABERLER