Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
-İyi hadi tamam, git -İstersen kalırım -E kal

Poyraz Karayel’de bu hafta, son 20 dakikasında coşan çok acayip bir bölüm izledik. Adeta bir sezon finali, az zorlasak bir dizi finali keskinliğindeydi. Her şey birbirine karıştı, Mete öldü, Adil Topal ölmüş olabilir, ölmemiş olabilir, Adil Topal Adil Topal bile olmayabilir, Poyraz babasını öldürdü mü, yoksa o adam zaten babası değil miydi? Ortalık karışık.

Bütün bunlara değil de, dünyanın en naif dizi sahnesine gelmek isterim ama ben. Meltem’le Zülfikar arasında fotoğraf sergisinde geçen şu diyaloğa bir bakalım önce:

-Neyse, hadi bana müsaade, kusura bakma tekrar.

-Şş, kalsan mı acaba biraz daha?

-Nasıl?

-Yani, gitmek zorunda değilsin biliyorsun değil mi?

-Biliyorum.

-Kalmak zorunda da değilsin.

-Onu da biliyorum.

-E ben seni daha affetmedim ki.

-Bana ne ya, geldim efendi gibi özür diledim. İster affet ister affetme.

-İyi hadi tamam git.

-İstersen kalırım yani.

-E kal.

-İstemiyorsan söyle giderim.

-Allah Allah, yaa gene düğümlendik. Yav ya git, ya kal, adamı hasta etme ya. Ama bir karar ver yani.

-İyi tamam çok ısrar ettin, kalırım biraz. Giderim ama sonra.

Kim kimdir, hangisini hangisi söyledi yazmayacağım tekrardan, ama zaten önemli de değil. Dünyada herhangi bir ilişkiye yerleştirebilirsiniz bu diyaloğu. Başka bir ülke olur, başka bir kıta olur, başka saat dilimi olur farketmez. Birbiriyle olmayı çok isteyen, ama eline yüzüne bulaştırmadan nasıl yapacağını bilmeyen herhangi iki insan arasında geçmesi yeterli. İzlerken aklıma Haybeden Gerçeküstü Aşk geldi. Yılmaz Erdoğan’ın şahane hikayesi, Demet Akbağ ile ikisinin güzelim uyumu ile beraber kadın erkek ilişkisinde klişeyi anlatıp, yine de sıkıcı olmak şöyle dursun, ayıla bayıla izlemiştim. Hala arada bir sahne seçer izlerim. Bir de bu diyalogda gördüm o aşırı mantıklı tarifi, Ethem Özışık’a çok selam ederim. Ellerine sağlık, hem de nasıl. Mafyaların birbirini öldürdüğü, silahların patladığı, vekillerin helikopterle kaçtığı bir bölümde bile bu kadar incelikli diyalog bulacağını bilmek zaten Poyraz Karayel’in güzelliği. Tabii Celil Nalçakan’la Hale Sürel’in ne kadar güzel olduklarını da söylemeden geçmek istemem.

O değil de, Pamuk ölmesin.

İyi seyirler.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER