Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Hoşçakal Sefer

Poyraz Karayel sayesinde yine acılardan acı beğendik, yine karalar bağladık, yine dertlerimizi birbirine kardık, ağladığımız duyulmasın diye kafamızı sokacak yer aradık. Bunu bize neden yapıyorlar anlamış değilim açıkçası. Vizontele’deki süper harika sahne gibi, “Hem kaputu açmışlar, hem aküyü almışlar,hadi kaputu açtınız bari aküyü almayın,” Sefer’i öldürdünüz, bari Ahirim Sensin çalmayın, biz umurunuzda değiliz, bari o el kadar çocuğa acıyın.

Kaplumbağadan korkan insanlar haline geldiğimiz Poyraz Karayel ölümleri o kadar trajik ki, mevzudaki bir takım mantık hatalarına bakıp “Bu ne yea?” diyecek halimiz de kalmadı maalesef. Dünyanın en mantıksız sahnesi de olsa, öyle bir yazıp öyle bir çekiyorlar ki, ben ağlıyorum. Araba denize düştükten sonra Sefer’in okuduğu şiirin her kelimesi kafamda ayrı döndü durdu, uykumu kaçırdı. Bir de o Sema’ya Alzheimer olmadığını söyletme fikri, psikopatlığın en ince görülmüş derecelerinden biriydi, çok tebrik ederim. Bir insanı, en mutlu anında dev bir uçuruma atmanın bu kadar güzel tarifini az gördüm, çizik çizik oldu içim hep.

Bir de, evet Sefer’in öleceğini anlayınca Sadrettin’in kurtulacağını da anladık ama, yine de harika bir zamanlama değil miydi? İkinci Bahar’da, Ali Haydar’ın babası Ali Haydar vurulmuş hastanede yatarken şöyle dua etmişti “Allahım, beni al ama onu bırak, onun yaşaması lazım.” Sonra herkesin hayatı normale döndüğünde, hayatını kaybetmişti yaşlı adam. Büyü gibi bir anlaşma. Sefer ölüp, tam da o zaman Sadrettin kurtulunca bu geldi aklıma. Birbirinin ürkütücü bir diyeti gibi sanki.

Bölüm aşırı acıklıydıysa da, Zülfikar’la Meltem’den bahsetmeden duracak değilim. Her zamankinin aksine bu sefer ufak bir üzüntü yaşattılar ama bana. Meltem, sarhoşken Zülfikar’la beraber olduklarını düşünüp aşırı utanır ve Zülfikar’a kızarken, Zülfikar’ın “Kızım, ben seni öpmeye kıyamıyorum, değil ki o halinden faydalanmak,” demesi biraz canımı sıktı açıkçası. Öpmeye kıyamamak bir sevgi çeşidi değil çünkü, ne kadar öpmeye kıyamıyorsak o kadar seviyoruz hiç değil. Sevdiğimizi öpmeye kıyamayız değil, doyamayız aslında, normali budur. Ona dokunmaya bayılırız, bir maketi olsa da cebimize atsak, arada sevsek deriz. Sevmenin dokunmamak olduğunu düşüne düşüne milletçe geldiğimiz hale bakarsak, Zülfikar’ın bu cümlesi beni üzdü. Çünkü Poyraz Karayel aşkın en güzel dizilerinden biri, Zülfikar’la Meltem dünyanın en şahane aşklarından biri. İsterim ki bunu öyle de yaşasınlar.  İyi seyirler dilerim.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER