Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Gözde mutsuzluğu

Yıldız’ın evinde yanan ışıklar, adama tam olarak sahip olamamanın verdiği hırsla kor ateşler gibi Gözde’nin (Toprak Sağlam) yüreğine oturuyor.   

Gözde’nin (Toprak Sağlam) başından beri hayranıyım. Bodrum Masalına devam etmemi sağlayan baş karakter. Bir kere ekranda her göründüğünde ekrana kitleniyorum, hem ağzından ne çıkacak diye, hem de bu sefer Yıldız’ın ve Evren’in üstüne rüzgarını nasıl havalandıracak diye. Sanki 60 yaşına geldiğinde hafif kilolu, çok görmüş geçirmiş, hala güzel, çocuğu olmamış ve hayattaki pişmanlıklarıyla bereber sardunyalarını sulayan İzmirli bir hanımefendi olacak gibi havası hep.  

Bir de dolu dolu makyaj yaptığı, bıdı bıdı konuştuğu anlarının aksine kanadı kırılmış halleri var ki kendisini tadından yenmez bir karakter yapıyor.

Bir parantez açalım. Şevval Sam’ın yüzünde ne gariplik var diye çözmeye çalışırken, Gözde’nin yüzü duru bir su gibi ekrandan taşıyor. Tabii bunda Yıldız karakterinin uyuz mu uyuz, etrafında dönen dolaplardan bihaber yaşayan halleri de etkili. Karakteri naif yapalım derken şapşala döndürdüler, dizideki genç tayfa bile olanlardan rahatsız, Yıldız’ın burnunun dibindekilerden haberi yok.

Şimdi Gözde elbette bu kadarla bitmiyor; çünkü kendisi hayatındaki fay hattını kendi elleriyle kırıyor. Böyle bile isteye bir yok oluş. En yalın tabiriyle hödük diyebileceğimiz Evren diye evli bir adama aşık olmuş. Yıllarca onun metresliğini yapmış, ama artık canına tak etmiş ve sonsuza kadar bu bencil, yalancı, üçkağıtçının yanında olmak istiyor. Dayanamıyor, çok aşık, inanılmaz.

Eh, ikinci kadınların ilk kadın kıskançlıkları da malum. Gidip Yıldız’ı kıskanıyor. Yıldız’la Evren’in arasında elektriği geçtim, bir kibrit çöpünün ateşi bile yanmıyorken Yıldız’ın evinde yanan ışıklar, adama tam olarak sahip olamamanın verdiği hırsla kor ateşler gibi Gözde’nin yüreğine oturuyor.   

Gözde’nin gözü karalığı konusu var bir de. Bihter’de de gördüğümüz, bilen bilsin, kaçalım hemen buralardan cesareti. Tabii erkeklerin bir gözü hep geçmişe bakıyor. Vazgeçemeyecekleri yalıları oluyor, otel hesapları oluyor, kaybetmeyi göze alamayacakları sosyal networkleri, ekonomik koşulları oluyor. Kadınlar için hep bir bavul yetiyor. Yine de vazgeçmiyorlar, adamların kendilerini inandırdıkları hint kumaşı yanılsamasını tüm hayatlarına halı gibi yayıyorlar. Gözleri görmez oluyor sonunda.

Gözde, Yıldız’la ilişkisinde de oldukça düz. Hiçbir duygusallığa yer yok, empati girişimi de yok. Bu kadın aşık olduğum adamın yıllardır karısı fikri hep aklının köşesinde, Yıldız’ın kedi gibi “Gözdecim” miyavlamalarına kesinlikle kanmıyor, arkadaş olabilme ihtimalinin kıyısından geçmiyor. Çocukları gördüğünde vicdan meselesi yapmıyor. Onun derdi de, davası da Evren’le. 

Evren ayrı bir yazı konusu. Böyle bir maçoluk, böyle bir dayanılmaz havalarına bürünme, böyle bir görünüşte salon beyefendisi ama ruhta kaba sabalık, boşvermişlik, hımbıllık yok. Oturduğu yerden dünyanın tüm nimetleri önüne gelsin, çalışanlarını olabildiğince sömürsün (yani bir zamanlar zenginken eminim çalışanlarına kötü davranan bir yöneticiydi), karısını zamanında Faryalı’dan “kazanılmış” bir koz gibi görsün ve hayatın bu sayfasında “başarılı” olduğu halde hala 12 yaşındaki erkek bir çocuk gibi Faryalı’yla güç mücadelesine girsin.

Gözde bir bölümde kendisinin de itiraf ettiği gibi Evren’in bu güçlü görünen hallerine aşık olmuş. Ne boş, ne kof, ne içi geçmiş bir ego ama. Ama aşka düşmek boşuna söylenen bir söz değil biliyorsunuz, elinizde olmadan kelimenin tam anlamıyla içine düştüğünüz bir şey. Gözde de bağırsa yankı yapacak bir boşluğa, Evren’in sığlığına düşmüş.

Yıllar sonra yine sardunyalarını sulasın, yaşasın tüm pişmanlıklarını da ama Evren’e çeki düzen vermeye, onunla bir hayat kurmaya harcayacağı enerjiyi lütfen bir kenarda tutsun. O mutlu günler için biriktirdiği paralarla dünya seyahatine çıksın, daha az mı parası var, başka mahalleye taşısın, Bodrum’un hiç bilinmeyen koylarında yüzsün, bir sığlıkta sesinin kaybolmasına izin vermesin. Kadınlar olarak bu da bize yeter.

 

ÖZGE DOĞAN

YORUMLAR




DİĞER HABERLER