Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Gelmiş geçmiş en iyi karakter: Necdet Aygün

Hatırla Sevgili’yi bilir misiniz? Ülkenin yakın siyasi tarihini anlatan, gerçek siyasi karakterlerle kurgusal karakterleri mükemmel şekilde harmanlayan, içi fazlasıyla dolu karakterlerle çok “güzel” bir hikayeye bizi dahil eden, Beren Saat’i, Cansel Elçin’i, Serhat Kılıç’ı, Ezgi Asaroğlu’nu ve daha nicesini parlatan Türk televizyon tarihinin en kült yapımlarından birini hatırlar mısınız? Yasemin ve Ahmet’in büyük aşkını, ailemizin devrimcileri Deniz ve Defne’yi, adadaki metruk evi, Anadol’a binen düşük milletvekili Rıza Ünsal’ı, idam edilen Adnan Menderes’i, Deniz Gezmiş’i, Erdal Eren’i, uçak kazasını, Asude Pastanes’ini... Ben hepsini hatırlıyorum. Ama en çok Necdet Aygün’ü hatırlıyorum. Okan Yalabık’ın harika oyunculuğu ayrı bir tarafta kalsın, bir senaristin yazabileceği en iyi şey olan Necdet Aygün’ü.

68 bölümlük bir yerli dizi baştan sona kaç kez seyredilebilirse o kadar seyrettim Hatırla Sevgili’yi. 68. bölüm bittiğinde 1. bölüme geri dönerek. Sonra aynı döngü bir daha, bir daha. Her izlediğimde aynı tadı aldım, her izlediğimde o tadın içindeki farklı bir aromayı keşfettim. Ama en çok Necdet Aygün’ü izledim 68 bölümü her sayışımda. Gerçekten ekranda izlediğim en güzel insandı Necdet Aygün. Yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, yapamadıklarıyla, sevinciyle, hüznüyle, aşkıyla, mücadelesiyle...

Onun kadar güzel seven yoktu kuşkusuz. Yasemin’e olan aşkı Bu Kalp Seni Unutur mu? kuşağı tarafından anlatılacak kadar büyüktü, ünlüydü ve güzeldi.

Her dizide esas kıza aşık olup da onunla birlikte olamayan, dizinin sonunda elinde kalanla yetinmek zorunda kalan bir ikinci adam olur ya hani. Necdet Aygün asla onlardan değildi mesela. Hem her zaman birinci adamdı hem de elinde kalanla yetinmeyi değil de gerçek aşkına kavuşmayı yaşayan, onun tarafından sevilen, sonunda istediği her şeyi alan ve çevresine istediği her şeyi veren bir adamdı.

Onun kadar güzel seven yoktu kuşkusuz. Yasemin’e olan aşkı Bu Kalp Seni Unutur mu? kuşağı tarafından anlatılacak kadar büyüktü, ünlüydü ve güzeldi. Yasemin pastaneye her girdiğinde eli ayağına dolaşsa da bir gece ona kim olduğunu söylemeden hayatının aşkını anlatması şaşırtıcıydı ama tutarsız değildi mesela. Zaten Necdet Aygün’ü yazılabilecek en iyi şey yapan özelliklerinden biri tutarlı olmasıydı. Zamanla büyüdü, öğrendi ama değişmedi. İlk bölüm ne kadar seviyorsa Yasemin’i son bölümde de o kadar sevmekteydi. Ada’daki bankta birlikte otururlarken dizi yine titriyordu. Aşk önemli değildi bu hususta, Necdet’i kendisi yapan sevgisiydi. Yasemin’e olan sevgisi kabuk değiştirdi ama hiç azalmadı. Yasemin’in ona bütün yaşattıklarına rağmen artarak devam etti hatta.

Güzide’yi “yetinmek zorunda olduğu kişi” yapmadı onun aşkı, gerçek aşkı yaptı.

Yaşadıklarından pişman olmak yerine öğrenmeyi tercih etti her zaman Necdet. Bu çok az kişinin başarabileceği bir meziyet. Öğrenmeyi tercih etmesi onu istemediği bir hayattan çıkarttı, istediği her şeye kavuşmasını sağladı. Babasının yanında çıraklık yapan, okulu bitirememiş bir pastacıyken; çocukluyken üniversite okuyup ardından milletvekilliğine kadar ilerleyen bir aile babası olmasının altında yatan sebep bu. Babasıyla tüm tartışmalarından bir şeyler öğrendi. Yasemin’den yediği her darbeden bir şey öğrendi. Ahmet’le yaşadıkları her kavgadan bir şeyler öğrendi. Güzide’ye ettiği ayıpları her fark ettiğinde bir şeyler öğrendi. Pişman olmakla zaman kaybetmedi.

Her şeyde iyiydi. Hem pastacılıkta, hem işletmecilikte. O evrenin 2017’sinde benim mahallemde de Asude Pastanesi var. Onlar sayesinde her yer içi gıda boyalı krema dolu şeker hamuru tasarımlarla dolmamış mesela.

Gazetecilikte iyiydi. O kadar iyiydi ki kendisi bile şaşırmıştı. Sonunu da bu kadar iyi olması getirdi. Yaşasaydı, yaşatsalardı şu anda hala sesini çıkarıyor olurdu ülkede olup bitene. Milletvekilliğinde de iyiydi. Bu kadar iyi bir milletvekili olmasa, alelade bir siyasetçi olsa bu kadar çabuk çekilmezdi o sahneden zaten.

Babalıkta da iyiydi Necdet. Rüya hala Yasemin ve Ahmet’le hiç konuşmadığı kadar Necdet’in mezarına gidip konuşuyor olmalı.

Platonik aşık olarak iyiydi evet. Ama karşılıklı aşkta da iyiydi. Güzide’yi “yetinmek zorunda olduğu kişi” yapmadı onun aşkı, gerçek aşkı yaptı. Babalıkta da iyiydi Necdet. Rüya hala Yasemin ve Ahmet’le hiç konuşmadığı kadar Necdet’in mezarına gidip konuşuyor olmalı. Bir evlat olarak iyiydi. Babasına rağmen babasını gururlandırmayı başardı. Ağabey olarak iyiydi, Lale ve Teo’yu pastanede bastığı günkü “Kızı hazır aldığın mezelerle mi tavlayacaksın?” çıkışıydı Necdet’i Necdet yapan. Işık’ın, Deniz’in de ağabeyi oydu. Ne kendisi yüzünden hapse girdiğinde Deniz’in peşinden hapse girmesi boşunaydı ne de Işık’ı ve Harun’u yurt dışına yolcu edenin Necdet olması. Bir dost olarak iyiydi. Yasemin’in, Teo’nun, Ahmet’in arkadaşı olarak çok iyiydi. Bir çapa olarak iyiydi Necdet. Hatırla Sevgili’yi bu kadar güzel kılan etmenlerin en özeli karakterleriydi. Ortadan Necdet’i kaldırsak geri kalanlar da olmazdı. Bir ikinci adamdan çok daha fazlasıydı kesinlikle.

Necdet Aygün’ü yazılabilecek en iyi karakter yapan neydi aslında biliyor musunuz? Bu kadar iyi olup da gerçekçilikten uzak olmamasıydı. Bu denge nasıl kurulur, nasıl bir yetenektir yoksa şans mıdır bilemiyorum ama hem bu kadar iyi hem de bu kadar gerçek bir karakter gerçekten belki de sadece bir kere denk gelir. Yazan, çizen, çeken herkes için ders niteliğinde bu.

İşin kötüsü bu kadar gerçek gelmesine rağmen çevrenizde ona, onun gibilere rastlayamıyor oluşunuz. Ekranda da öyle. Artık ekranda fakirliği övünülecek bir durum gibi gören, bu yüzden hayatını daha iyi yapmaya çalışmayan ergen kahramanlar var. Onurlu mafyalar var. Bütün kabalığını aşkı yüzünden göz ardı etmemiz gereken “adamlar” var. Kızlarına kıyamayıp sürekli oğluna çatan babalar var. Gerçek kötüler var ama gerçek iyiler yok işte. Sipariş üzerine birbirinin aynı onca dizinin bir anda üst üste yığıldığı; bir tane tutmuş işi olmasa da sırf tanıdıkları var diye sürekli iş alan, dizisi bittikten bir ay sonra bir yenisiyle karşımıza çıkan senaristlerin olduğu, dizi üretiminin fabrikada toplu iğne üretmekten farklı olmadığı bu dönem boyunca da olmayacak. Neyse o zaman, tekrar 1. bölümden itibaren Hatırla Sevgili izlemeye devam.

 

Mehmet Dinler 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER