Geçtiğimiz hafta İstanbul sele teslim oldu. Yoğun yağış sonrası ortaya çıkan manzara yaz mevsiminin tüm izlerinin silindiğini gösterir gibiydi adeta. İyi de oldu, çok sıcak geçmişti bu yaz. Normal bir insan bünyesi için çok fazla sıcak. Neyse, artık Eylül ayındayız (bana göre yazın en güzel ayı, çünkü yaz yok) ve havalar git gide soğuyor. Çok yakında soğuklardan şikayet etmeye başlayacağız, yazı özlemle anacağız falan. O zaman birkaç diziye baksak içimiz ısınır mı acaba? Yaz dizilerinden elimizde kalanlara mesela. Bakalım bu yazdan elimizde neler kaldı. Dört kategorimiz var. Olmadığı yılları kayıp saydığım yaz olimpiyatlarına ithafen altın, gümüş ve bronz ile hayatımızdaki en çok kullandığımız kategori olan hayal kırıklıkları. Altın madalyalarda, yazın en üst seviye işleri; gümüş madalyalarda, o kadar iyi olmasa da yeni sezona yayından kaldırılma ihtimali küçük olarak giren; bronz madalyalardaysa yazı iyi kötü atlatsa da sezon içinde yayından kalkma ihtimali fazla olan diziler var. Kısa kısa geçilen hayal kırıklarındaysa biri dışında reyting canavarına çoktan kurban olmuş diziler bulunmakta. Buyurun bakalım yaz nasıl geçmiş.
Kiralık Aşk
En iyi tartışmaya açık bir konudur ama en başarılı pek öyle sayılmaz. Kiralık Aşk, MedCezir’in finalinden sonra onun gününde başladı. Diziyle ilgili tek kötü şey tanıtımlarıydı. Ne tanıtımlarını izleyen birinin diziden bu kadar komik bir şey çıkacağını, ne de yapımın içindekilerin ilk başta dizinin bu kadar izleneceğini düşündüğünü hiç sanmıyorum. Ama Elçin Sangu’nun saçları ve Barış Arduç’un baklavalarının sinerjisi o kadar iyiydi ki, dizi yaz dizilerinin hayal edemeyecekleri reytingleri gördü. Nergis Kumbasar’ın tek kişilik şovuyla da romantik komedi kategorisinin ikinci kısmını sonuna kadar doldurdu. Zengininden mahallelisine her tipi izlemesi ayrı komikti. Meriç Acemi’nin kalemi ve Metin Balekoğlu’nun rejisi o kadar iyiydi ki, aslında daha ilk bölümden öpüşen çiftin öpüşmesini bekleyen ülke halkı 13. bölüme kadar televizyonun başına kitlendi. Etraftaki onca romantik komedinin aksine ülkede kadınların her fırsatta aşağılanmasına karşı sesini çıkararak da kalbimizi fethetti. Sezon tamamen başladıktan sonra Karagül’le mücadeleye girişecek. İşi çok zor ama kanala mücadele için epey umut verdiği de ortada.
Güneşin Kızları
Emre Kınay, birbirinden nefret ederek başlayan bir aşk hikayesi, Emre Kınay, Twitter’da üzerine fırtına koparılabilecek iki genç çift, Emre Kınay, Tolga Sarıtaş’ın gözleri, Emre Kınay, her yerden çıkan sırlar sürprizler ve bir de Emre Kınay… Elde seyirciyi çekebilecek bu kadar şey varken iyi kurgulayamazsanız seyirci bunalır, elinizde patlar proje. Güneşin Kızları bunca şeyi gayet iyi yerleştirerek son derece başarılı oldu. Gençlere ağırlık vererek yaz dizisi olmanın hakkını verdi, Emre Kınay ve çevresinde gerçekleşen tonla garip olayla da sezonu çekip çevirebileceğine göz kırptı. Perşembe günleri birinciliği kimseye kaptırmadı, o günü Kurtlar Vadisi Pusu’ya son derece emin şekilde teslim etti. Yeni sezonda işi zor. Kanal diziyi geçen sezonun en çok izlenen dizilerinden olan Paramparça’nın karşısına koydu. Üstelik bu kez rakip olarak bir alt maddede okuyacağınız Kırgın Çiçekler de var. Şimdilik durum fena değil. Onlar için gerekli reçeteyi Sümüklü Papatya zamanında yazmıştı zaten.
Kırgın Çiçekler
Yaz sezonunun tek ağır draması, bunca romantik komedi içinde kendini göstermeyi başardı. Şu yazı yazıldığı sırada dört bölümü oynamış olan Kırgın Çiçekler sonrasında da aynı çizgiden devam etmeyi başardı. Başta ağır drama dedik ama “Salya sümük ağlatalım, gebersin insanlar ağlamaktan” amacı yok sadece. İçinde aile dramı var ve yetimhane olduğu kadar, gençlerin aşkı da var, eğlencesi de. Çok komik aşıkları oynayan İpek Karapınar ve Özgür Çevik’i saymıyorum bile. İyisi iyi, kötüsü tam kötü olan karakterleriyle klasik Yeşilçam’a göz kırpsa da alabildiğine farklı. Bir de ölüp ölüp dirilen tam kötü Kemal var ki (Cansu Fırıncı’nın oyunculuğuna şapka çıkartılır) diziyi izlemeye tek sebep bile olabilirdi. Dizinin yeni sezonda işi hiç kolay değil ama ATV’nin bu sezon en değer verdiği işlerinden biri olacağı da kesin.
Çilek Kokusu
Yakışıklı erkekler, güzel kadınlar… Uyumlu yakışıklıları ve güzelleri komik bir senaryo etrafında birleştirdiğinizde elde patlama ihtimali çok az olan bir formülü uygulamış olursunuz. Çilek Kokusu da bu formülün başarılı olanlarından. Kimi zaman duygusal, kimi zaman komik ama ikisinde de hep ayarında gitmeyi başardı. Hayranlarının zaten yeni dizisini hevesle beklediği Demet Özdemir ve Burak Mazharoğlu karakteriyle Bağlan Keskin’i kendine hayran bırakan Yusuf Çim’in uyumu onları birlikte izlerken çok eğlenmemizi sağlıyor. Karakterlerin işleri sağolsun bol bol yemek muhabbeti ve çilekli pasta da izleten dizi yeni sezonda muhtemelen hafta sonu yayınlanacak. Bir süre sallantıda, bir süreyse tek hakim olarak lider götürdüğü Çarşamba gününü Kara Sevda’ya bırakacak ama hafta sonu tam da romantik komediler için değil midir zaten?
İlişki Durumu: Karışık
Cumartesi günlerinin tartışmasız ama aynı zamanda en çok tartışılan birincisi. Tartışmasızdı çünkü, reyting listesinin zirvesindeydi. Tartışılıyordu çünkü, hafta sonu kimsenin televizyon başında olmadığı bir mevsimde, çok düşük reytinglerle birinci çıkıyordu. Yine de hafta sonu seyircisinin döneceği günler için kanala umut vaat etmeyi başardı İlişki Durumu: Karışık. Herkesin birbirine aşık olduğu dizilere alışığız ama bu durumu daha en başından açıkça kabul eden samimiyette dizilere alışık değiliz. Ayşegül gibi sevimli karakterlere de alışığız ama Ayşegül’e değiliz. Dizinin diğer karakterleri tek tek baktığımızda son derece itici, mıymıntı tiplerken Ayşegül’ün yanındayken hepsi eğlenceli hale dönüşebiliyor. Yeni sezonda da Show TV’nin haftasonu için güvendiği iş olmaya devam edecek gibi. İlk sınavını Güllerin Savaşı’nın döndüğü hafta birinciliği kaybetmeyerek geçti bile. Bakalım Kiraz Mevsimi döndüğünde neler yaşanacak?
Adı Mutluluk
Gerçek hayatta da birlikte olan (evliliğe doğru da gidiyorlar, çok mutlu olsunlar) Ezgi Eyüboğlu ve Kaan Yıldırım’ın sinerjisine dayanan Adı Mutluluk, kanalını memnun edecek şekilde yaz sezonunu bitirmeyi başardı. Salı günleri karşısında iddialı bir rakip olmamasının da etkisiyle reyting zirvesini bırakmadı. Şimdi de sezon içinde muhtemelen o yeri hiç kaptırmayacak Aşk Yeniden’e gününü bıraktı ve çarşamba akşamlarına geçti. Karşısında şimdilik kendi izleyici kitleleri olan Kalbim Ege’de Kaldı ve Çilek Kokusu olacak. Ekim’den sonra da epey iddialı gelen Kara Sevda’yla mücadele etmeye çalışacak. Gençlerin gülümsemesi bu reyting rekabetinde onlara ne kadar avantaj sağlar göreceğiz. Ama aşkı, komedisi, dramı, gençleri ve yaşlılarıyla iyi bir iş olan Adı Mutluluk’a, reytingleri düşse de FOX’un güvenini hemen kaybetmeyeceği kesin gibi.
Yaz’ın Öyküsü
İlişki Durumu: Karışık’la aynı reyting durumunda bir yaz geçirdi Yaz’ın Öyküsü. Pazar günlerinin reyting sırasıyla sorunu olmadı ama oldukça düşük reytinglerle birinci çıkıyordu. Yine de kanalın yeni sezon için güvendiği işler arasında, yayından kaldırılacağı söylentileri çıkmasına rağmen hem de. İyi oyuncu kadrosu (Vildan Atasever’i, Kader’den sonra televizyonda farklı bir karakterle gördüğümüz ilk iş) ve insanı çeken hikayesiyle pazar günleri sezon yarışına katılıyor Yaz’ın Öyküsü. Yaz sonuna doğru başlayan Baba Can’dır ve pazar akşamlarının tartışmasız favorisi O Hayat Benim karşısında şansı var mı? Göreceğiz ama bir sonraki haziranı görmesi oldukça zor gibi.
Kalbim Ege’de Kaldı
Kanal D’nin bu yaz kesme işaretiyle sorunu neydi bilmiyorum ama eylülü gören üç dizisinden ikisi aynı kaderi paylaşıyor. Kalbim Ege’de Kaldı bu yazın Ege komedisi kotasını doldurmakla kalmadı, izleyicisine oldukça sevimli bir aşk hikayesi sundu. Bunu o kadar güzel kareler kullanarak yaptı ki oyunculara mı bakalım manzaraya mı bakalım epey düşündük bir çok bölümde. Mustafa ile Zeliş’in hikayesi çarşamba akşamlarında reyting mücadelesine katıldı ve kendine bir kitle oluşturdu. Ama bu kitle sezon sonunu görmeye yeter mi? Zayıf bir ihtimal ama yine de bu savaşta da Iraz Nene’nin askerleriyiz.
İnadına Aşk
Bir Wattpad hikayesinden televizyona uyarlanan İnadına Aşk fragmanında ne vaat ettiyse onu sundu bütün yaz boyunca. En baştan belirlenmiş ve açıklanmış çiftlerin uyumsuzlukları ve aşklarının mücadelesini. Aşk üçgenleri kurmadı, drama sunmaya çalışmadı, romantik komediyi çok ciddiye de almadı. Bütün yaz kendi halinde seyretti, Güneşin Kızları gün değiştirene dek reyting listesinin zirvesini de göremedi. Sabit bir kitlesi var ama sezon için ne kadar yeterli olur büyük soru işareti. Sezonun en zor günlerinden birinde reyting alabilmesi son derece zor. Aslında kafası sektörden bu kadar ayrı olan projeler için bunları yazmak çok üzücü. Tam da 22 dakikalık çekilip, 23.30’da yayına girecek iş gibi duruyor da… Neyse artık, sektör diyip geçelim.
Günebakan: Arşivlere tutmayan yeni bir yöre komedisi daha eklendi. İsmail Ege Şaşmaz’ın fan kitlesine ve arkasındaki usta oyuncu kadrosuna güvenilerek yapıldı ama hiç tutmadı. Beşinci bölümüyle sona erdi.
Fabrika Kızı: Tutmayan bir Gökhan Horzum işi gördüğünüz zaman siz de üzülüyor musunuz? Komik bir hikayeydi ama seyirciyle uyuşamadı. Yayın hayatı dört bölüm sürdü.
Tutar mı Tutar: O da dört bölümde yayından kalkan bir Show TV dizisi oldu. Alternatif bir hikayeydi ama o hikayelerin tutması için çok farklı elementlerin bir araya gelmesi gerekiyor. Yanlış zaman, yanlış insan…
Aşk Zamanı: ATV’nin bu yaz kaldırdığı ikinci iş. Yavuz Bingöl’ün kabadayılıktan kız babalığına geçen bir adamı canlandırmasının oldukça eğlenceli tarafları vardı aslında. Bunca romantik komedinin arasında kaynadı gitti, dokuzuncu bölümle son buldu.
Beş Kardeş: Sezonda başlayıp tutmayınca yazın ekranlar boşken kendi kitlesini oluşturur denmişti. Olmadı. Twitter’da epey popüler olsa da ekranlarda tutunamadı. Leyla ile Mecnun familyasından ekranda tutunamayan yeni bir iş olarak, şok bir finalle 12. bölümde sona erdi.
Sen Benimsin: Sanırım 13 bölümde final yapması bir başarı olarak kabul edilebilir. Sebepleri tam olarak şurada bulunmakta
Tatlı Küçük Yalancılar: Gençler tarafından zaten çok sevilen bir dizinin uyarlaması epey iddialı olmuştu ama hiç o seviyelere çıkamadı. Erkek oyuncu kadrosu olarak iyi seçimler yapılmış olsa da, dizi genel olarak oyunculuk konusunda sınıfta kaldı. Pazartesileri tutunamadı, cumartesi için de çok umut vaat etmiyor. Listede yayın hayatı süren tek dizi ama hazırlanışındaki iddiaya göre en büyük hayal kırıklığı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Not: Yazın epey geç bir döneminde başlayan ve asıl hedefi yeni sezon olan Baba Can’dır ve Şehrin Melekleri (gerçi bu proje nasıl sezonu hedefler, tamam sustum) yazıya bu sebeple dahil edilmediler.