Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Kenan İmirzalıoğlu ve Sinem Kobal; neden olmasın ki?

Her sabah uyandığımda işe gitmeden önce sabah yayınlanan magazin programlarına bakarım. Kanaltürk, Tv8, Beyaz TV… Hepsinde 2/3/4 kişi bir masanın etrafında günlük magazin programlarını ve “kanallarının projelerini” konuşurlar. Kişisine göre durum ya pozitif masaya yatırılır ya da masanın altına sokup dövülür. İşte böyle bir sabah kanallardan birinde “Ayyy yok artık canımmm, ne işi var ikisinin bir arada!” gibi bir şey duydum. Dedim ki kendi kendime, neden? Sinem Kobal olmak mı çok kötüydü yoksa Kenan İmirzalıoğlu olmak katlanılamayacak gibi bir şey mi?

Bu haberlerin üzerine çeşitli gazetelerde şöyle bir haber çıktı;

Kenan İmirzalıoğlu Sinem Kobal aşkını itiraf etti. Kenan İmirzalıoğlu 'Bu sefer farklı, ayaklarımı yerden kesti' diyerek aşkını herkese ilan etti.”

Yine aynı programlarda aynı muhabbetler döndü. “Mahir Kara’yı oynayan adam böyle bir şey der mi? Ay ben onu hiç kalbim pırpır ediyor derken düşünemiyorum!” Ya bunu bu dünyayı hiç bilmeyen biri dese derim ki tamam ya, kişiselleştiriyor ve özdeşleştiriyor. Magazin medyasının adamın kendi kimliğine rol aldığı karakteri bindirme merakı nedendir? Daha çok konuşalım diye mi? Tamam ben daha çok konuşurum, şu an yazısını da yazıyorum da sen komik duruma düşmüyor musun?  Başka bir açıdan bakarsak da fazlasıyla ucuz görünüyor bir başkasının “çift” olma durumunu eleştirmek. Ayrıca “Kenan ne yapsın Sinem’i!” alt metinli göndermeleriniz de okunmuyor değil. Tabii kızımız sekiz senelik sevgilisinden ayrıldığı için evinde dizini kırıp oturmalıydı, hatta sevgilisini ağlayarak beklemeliydi. Türkiye’nin en büyük jönlerinden biri ile dedikodusunun çıkması bile çok ayıp değil miydi? Aslında konu yakıştırmak ya da yakıştırmamaktan ziyade kızımızın eski sevgilisi olan Arda Turan’dan ayrıldıktan sonra isminin farklı isimlerle anılmasıydı. Tabii düşünecek olursak bizim millet Facebook’ta ilişkisi var- ilişkisi yok takip ederek kendi kişisel gündemini yaratıyor, iki tane ünlü insan neden konuşulmasın ki?

Baştan söyleyeyim Sinem Kobal’ın oyunculuğunu Gönül İşleri ile beğenmeye başladım, Kenan İmirzalıoğlu’nu orta okul yıllarımdan beri bilirim. Hatta o zamanlar She +he diye bir dergi vardı, Kenan İmirzalıoğlu, Mehmet Akif Alabora, Tan Sağturk ve Umut Sezgin’i siyah fonda çekip kapak yapmışlardı, o zamanın meşhuru onlardı. Şimdilerde aralarında en popüler olarak hala Kenan Bey’ler var ve her sene daha iyi bir şekilde yoluna devam ediyor. İşte o zamanlar biz Sinem’le aynı yaşlarlaydık, o da Dadı’da oynuyordu. O zamandan bu zamana da ne genç-çocuk yüzler geçti de Sinem Kobal kalıcı oldu. Bir de kaç sene ara verdi bu işlere yine malum sebeplerden. Bence bugüne kadar yaptığı en alakasız şeylerden biri de verdiği o karardı ya neyse. Konunun özü ikisini de yıllardır başka birileriyle görmekten midir artık kafada bir anlam uyuşmazlığı yaşandı. Yine de bu parmak sallayarak eleştirmeyi “ayyyy gerçek mi acabaağğğ?” diye çekiştirmeyi gerektirir miydi? Hayır! Biri Türkiye’nin en çok izlenen dizilerinden birini jönü, biri ekranın naïf ve tatlı işlerinden birinin esas kızlarından sadece bir tanesi. Fanları bu mevzuya ne der tam olarak bilmemekle beraber, Sinem Kobal’ın yanına Can Yaman’ı çok yakıştırdıklarını bilmekteyim. Mahir-Feride uyumu ise ayrı bir mevzu tabii ki.

Unutmadan şunu da belirtmek isterim, iki taraftan da daha “biz beraberiz!” şeklinde bir resmi açıklama gelmedi. Yani her şey aşırı derece de “uydurmasyon” da olabilir. Hani göz yanılması, mavi-siyah elbise meselesi gibi bir yakıştırma da olabilir. Benim gördüğüm fotoğraflarda anladığım öylesine takılmaktan daha fazlası ama işin gerçeğini taraflar bilir. Bir gün olur da açıklamaya karar verirlerse “ay acabaaaa ne zaman ayrılacaklar, bu iş sürer mi ya?” diye cadı kazanı kaynar, buna da en şaşırmayacaklardan biri ben olurum sanırım. “Rüya çift” ya da “hiç olmamış çift” olacakları mevzusu ortada olan bu iki güzel insanın yeni ve “kaliteli” haberlerini merakla beklemekteyim. Ne de olsa ucundan az bir şekilde “göz atmak” güzeldir.

Not: Sinem Kobal sırf “Selena”dan bu yana geçirdiği hem stil hem oyunculuk evrimi ile bile alkışı hak ediyor bence. Türkiye’nin en iyi giyinen genç kadınlardan birisi kendisi diye düşünüyorum.

YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI