Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Entrikalı bir yeni yıla!

image

2015 herkese sağlık, mutluluk, aşk, para getirsin de bence 2015 hepimize entrika da getirsin. Yılın ilk pembe halısında daha da fazlası için yerli dizilerin entrikada unutulmazlarını bir hatırlayalım.

Entrika dediğimizde Nuran Devres benim çocukluğum da dahil olmak üzere bütün dizi severleri kendisine bağımlı etmiş bir isim. Jenerik müziğinin sözlerini geçtim, melodisi bile “Bu dizide neler neler dönüyor,” diye bağıran, ilk anti-hero’muzu barındıran Kara Melek’i kimse unutamaz. Yasemin’in, yani Kara Melek’in Saylan Ailesine yaptıkları ve ailenin bütün erkekleriyle olan çeşitli ilişkilerini sezonlarca izledik. Son sezon Yasemin’siz olsa da Kara Melek gerçek meleklerdendi.

Nuran Devres’in artık kara bir üslüpla yazdığı Ateş Dansı ise o kadar entrikalıydı ki; sadece kırmızı giyen Selda Özer, gündüz mutaassıp ama geceleri perukla pavyonlara giden Binnaz Avcı’nın yanında iyi karakterlerin acımasızca öldürüldüğü ve katillerinin hep kazandığı bir de bunun üstüne kara büyü yapan gaylerin olduğu bir diziydi. Yine Nuran Devres’in bu karanlık serisinin üçüncüsü olan Aşk ve Gurur ise Başak Köklükaya, Nejat İşler, Can Gürzap, Yıldız Kenter, Ayşegül Aldinç gibi isimlerden her dakikasında entrika dönen bir diziydi. Bunun nüansı, Lost gibi olması. Ortalıkta sürekli cevabını asla tahmin edemeyeceğimiz sırlar dönüyordu. İlhan’ın gerçek annesi kimdi, o şantajları kim yaptı, Yeşim uçak kazasında öldü mü, asla bilemedik. Nuran Devres’in son büyük eseri ise Nurgül Yeşilçay ve Hande Ataizi’li, iki kadının hikayesi olarak başlayan ama Yalan Rüzgarı’na dönen Melekler Adası. Birbiriyle olmayan kalmaz, konular iki bölümde değişirdi. Tempo konusunda üstüne başka dizi gelmedi.

Bağımsız entrika kategorisinde yine Hande Ataizi’li, Hande Ataizi’nin ikizleri canlandırdığı Yüzleşme var. Nurgül bir hayat kadınıyken tesadüf eseri zengin ve saf olan İnci’ye aşık olan kötü bir adam tarafından onun yerine geçirilir, İnci’nin kocasıyla yatar kalkar falan. İşin esas düğümü tabii ki de İnci ve Nurgül kardeştir ve Nurgül de bu kötü adama aşık olur.

Yayınlandığı zamanda “Nefretin ve intikamın dizisi” diye anons edilen Örümcek vardı bir de. Gerçekten çok kötülük vardı, o küçücük beynim yanardı.

Aslında kızların kötü yola düşmesi, Almanya’da başkasıyla evlenen kocalar ve iyi, doktor kıza yapılan kötülükler olarak başlayan Böyle mi Olacaktı? Sonradan Şebnem Özinal’ın diziye Yılan Kadın Şebnem olarak dahil olmasıyla bir entrika ziyafetine döndü. Neredeyse ilk kadrosundan kimse kalmayan dizi sezonlarca sürdü. Şebnem Özinal her sezon finalinde ölüyordu ama onsuz olmuyordu, yeni sezonda diriliyordu. Bir keresinde morgta dirilmişti.

Çağla Şıkel, Tuğba Özay, Aysun Kayacı ve Petek Dinçöz’lü Zehirli Çiçek vardı bir de. Bence adı her şeyi anlatıyor.

Bağımsızlar kategorisinde entrikacı esas kızı ve daha bir sürü şeyi yüzünden absürdlüğüne hayran olduğum Adını Feriha Koydum var. Feriha’nın yalanları ve kocasını aldattığını bildiği için üstü kapalı bir şantajla annesi rolünü yapmaya zorladığı Sanem Hanım’ın foyası ortaya çıktığında Emir Sarrafoğlu’nun annesi Sanem Hanım’ın neden bu işin içinde olduğunu öğrenmek bile istememişti. Zaten sonra oğlunu Feriha’ya kocasını da Sanem Hanım’a kaptırdı.

Gossip Girl esinlenmesi Küçük Sırlar ise hız olarak çok başarılıydı ama bazı şeyler havada kalıyordu. Yine de tarzıyla güzel günlerdi.

Entrika konusunda artık izleyicilerin doyduğu bir sırada TMC dönemi başladı. Tabii vardı bir şekilde entrika ama yaşamıyordu. Yine de TMC’nin iki farklı dizisindeki iki karakteri susuzluğumuzu biraz dindirmişlerdi. Bir İstanbul Masalı’ndaki Behiye Arhan ve Binbir Gece’deki Eda harikalardı. Behiye Arhan, Selim ile hizmetçilerinin kızı Esma evlendiğinde dünürleri ile onlara yemeğe davet edilmişlerdi. Ve Behiye Arhan, dünüründen ağız alışkanlığı olarak tuz emretmişti. Eda da zaten adeta bir masal cadısı, hırsından evinde kırılmadık ayna kalmamıştı. Bu ikiliyi şu sıralar aynı dizide yine efsaneler yaratırken izliyoruz.

Uzun süre esaslı entrikacı bir karakterimiz olmadı. Kötü kadınları özlemiştik. Sonra ise bir aile dramının ortasında Ferhunde bütün kötü kadınlar için Yaprak Dökümü ile geldi. Tekin Ailesi’nin başına gelen gelmeyen her türlü şeyin sorumlusu Ferhunde oldu. Hem iyiliği dokundu hem kötülüğü. Tekin Ailesi’nin ev sahipleriyle evlenip onları evden kovduğu “Hadi şimdi size güle güle” sahnesi en iyi intikam anı olabilir. Aslında tek istediğinin bir aile olması da işin acıklı yanı. Dizinin lokomotifi bir Ferhunde bir de kod adı ‘Pembe Manto’ olan Leyla-Nejla çekişmesiydi.

Sonra entrikaya doyduğumuz, her şeye doyduğumuz Aşk-ı Memnu dönemi başladı. Nefeslerin kesildiği tutkulu bir iki yıl. Firdevs Hanım ve Bihter öncülüğünde Melih Bey Takımı’nın fırtınalar estirdiği günler. Dizi boyunca herkes aynı şeyi söyledi. “Benim Firdevs Hanım gibi annem olsa sırtım asla yere gelmezdi”. Bihter kadar aşık olamadık belki ama bu yolda bizim için bir ortak bir yemin oldu sayın Bihter Ziyagil. Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’nun kötü karakter tarzı ise diğerlerinden farklı olarak daha insansı, hep bir iyi tarafı bulunan ve bir yerde aslında doğruları söyleyen, fikrine saygı duyduğumuz karakterler olması.

Bu iki önemli entrika dizisinden sonra Aşk-ı Memnu ve Yaprak Dökümü mix’i Lale Devri var. Tam bir soap opera olmasına rağmen bütün dinamiklerine ve ölen karakterleriin senaryoda yitirlmemesine çok dikkat eden bir başka yalı entrikası. Çok kötü olan ama çok da sevilen Yeşim Taşkıran’ın onu sevmeyen aptal Çınar ve uyuntu Toprak’a yaptıkları, o öldükten sonra da annesi Zümrüt’ün intikam planı entrika meraklıları için iç soğutan cinsten.

Ece Yörenç’in son entrikalı dizisi ise aşkım MedCezir. Dalavereleri gündelik, doğal ve tatlı olarak verme konusunda MedCezir çok gerçekçi. Kimse uçlarda kötü değil, herkes hayatımızdan birisi kadar kötü, birisi kadar iyi. Yine de entrika yuvası Altınkoy’da Asım Şekip Kaya, Sude, Sedef, Beren, Hale, Mira ve bana esas kızı seven kötü adam karakterini sevdiren -ki ben iki kadın bir adamcıyım- Orkun bir harikalar.   

Tamamen entrika üzerine kurulu Güllerin Savaşı var bir de. Ben Gülru’nun gerçek yüzünün ortaya çıkmasını ve en sonunda Gülfem’in kazanmasını çok istiyorum.

Gergin entrikalarda ise Hayat Benim ipi göğüslüyor. Efsun çok paçoz ama bu bilerek yapılıyor, iyi kız o kadar iyi ki adını bile ilk seferde hatırlayamıyorum. Zaten burada olay iyi-kötü çatışması değil, süprüntü entrikası ile zengin entrikasının savaşı.

Haftanın Prensesi

Bu kadar entrikadan sonra haftanın prensesi Melih Bey Takımının piyonu sevgili Katja. İhanetini unutmadık, hele hele Bihter’in değil Beşir’in cenazesine gitmesini lanetliyorum. Ama yine de Katja her roket takımının ihtiyacı olan bir piyon. Ufuk Kaplan ve Salih Güney’e de buradan mutluluklar!

Dilerim 2015 hepsinden daha entrikalı geçer, benim diziler için tek dileğim bu!          

YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI