Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Çağatay Ulusoy, Lady Gaga, Bülent Ersoy, Emma Watson
 
 
 
"Kim, kiminle, nerede, ne yapıyor?" oyunu vardı, bilmem hatırlar mısınız? Magazin haberi yapmak da bu oyuna döndü artık. Murat Boz ile medeni bir ayrılık yaşayan Eliz Sakuçoğlu’nun Çağatay Ulusoy’un gittiği mekanlarda onu takip etmesi mesela. Ediyorsa ediyor; yani bunu böyle gizli gizli iki ismi de nesneleştirerek vermek bence hiç doğru değil. Eskisi gibi değil celebrity dünyası. Daha 2000’lerin başında "Bu camiadan dost olmaz," muhabbeti yapardı assolistler falan. Evet zaten hayatta her şey yanar dönerken tabii ki de spot ışıklarının altı daha güvensiz olacaktır ama yeni nesil böyle ilerlemiyor. Her şey daha kurumsal ve tam da bu nedenle Yeşilçam’ın çabuk tüketenleri gibi sokaklarda acı bir şekilde ölmeyecek insanlar; algılar, ulaşılabilirlik çok değişti. Bu yüzden eskisi gibi kimin kimle olduğunu gerçekten resmi olarak bilmemize gerek yok. Bir yerde özel alan korunuyor, iyi de oluyor. Bence yeni nesil çok daha bilinçli ya da iyi danışmanları var. Gerçekten magazinsel değeri olan haber, hangi assolistin hangi genç jönle olduğudur. Böyle dinamiklerin bir araya gelmesi dışındaki şeyler özel hayattır ve bence kimse bilmese de olur. Bunu 'saygı duymak' gibi değil de o kişinin bireyselliğini korumasına izin vermek olarak görmek daha sağlıklı olur.



Lady Gaga geçen hafta İstanbul’da konser verdi. Sahne performansı, doyuruculuğu, değil sahneye geç çıkmak üstünü değiştirmek için bile sadece birkaç dakika sahneden ayrılması bütün ‘aşırılıkları’na rağmen nasıl disiplinli olduğunu gösterdi bence. Benim gördüğüm de kafasına esip etten kostüm giyen birisi değildi; çok hızlı bir üretim ve tüketim sürecine girmiş olsa da hala yaptıklarına sahip çıkan bir stardı Lady Gaga. Peki Nişantaşı’ndaki baş örtülü görüntüleri? Evet sansasyon olsun diye tabii ki de ama aslında bu, bizi kısır döngüye sokan şeyin esasen ne kadar basit olduğunu göstermeli bize. Lady Gaga bunu düşünmüştür demiyorum; o kesin "Burada böyle bir şey var, hem de tartışmalı; e bunlara show business’i gösterelim bakalım," demiştir. Valla ben bu çalkantıdan çok güzel tatmin oldum. Yazılıp, çizilenlerden değil de kadının bunlara sebep oluşundan diyeyim. Sahnede üstünü değiştirme meselesi yüzünden Bülent Ersoy tarafından edepsizlikle suçlandı ama Bülent Ersoy’un Lady Gaga’nın Nişantaşı görüntülerine bakınca onu anlayacağını düşünüyorum. O da Kadir Gecesi’nde baş örtüsü takmıştı ve bence çok başarılıydı. Bülent Ersoy Türkiye’nin oryantalizmini çok güzel temsil eden bir kadın sonuçta.



Haftanın Prensesi

Bu hafta Türkiye'den değil, dünyadan gidiyoruz. Prensesimiz de Emma Watson. Audrey Hepburn klanından görüntüsü ve tavrının yanında Marilyn Monroe soslu ruhu, tatlı komşu havası nedeniyle daha korunaklı. Ancak, alışık olduğumuzdan da körelmiş bir algı yüzünden, kadın hakları üzerine konuşmasının rahatsızlık verdiği kişiler oldu. Emma Watson’ın kadın haklarıyla ilgilenmesi yeni değil; ama son konuşması nedeniyle çıplak fotoğraflarının yayınlanacağına ilişkin tehditler alması çok çirkin bile denilebilecek bir şey değil. ‘Çok çirkin’ sıfatını bu beyinler karşısında kullanmak bile saçma. Tehdit savuran site fotoğraflar yayınlanmadan kapatıldı. Evet iyi oldu ayrı, ama çıplak fotoğraflar yayımlamanın zarar vereceği, bir yıkıma neden olacağı zihniyetini değiştirmemiz lazım. Ortaya saçılsın, herkes görsün demiyorum elbette ama kadın bedeni tabu olmaktan çıkmalı. Yayınlayacakları şeylerin böyle bir yıkıcı gücü olduğunu düşünmeleri ondan ne kadar korktuklarını gösterir. Kadınlardan çok korkuyorlar çünkü kadınların her şeyi değiştirebileceklerini biliyorlar, ilham verici olduklarını da biliyorlar. Emma Watson bu yüzden bu haftanın prensesi..
ETİKETLER : Bağlan Keskin
YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI