Salondaki en rahat koltuğa uzanmış, göbeğimizi de bir yastıkla kapatıp tembel tembel televizyon izlediğimiz bir Pazar günü öğleden sonrasını düşünün. Hadi hava da soğuk, gökyüzü kapkara bulutlarla dolu olsun. Muhtemelen kahvaltıyı da abarttık zaten, hafif bir uyku da bastırıyor. Hah, işte tam böyle anlarda bir gezi programı başlar değil mi? Genelde ekranda, ilk kez gördüğümüz biri “Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’den merhaaaba!” diyerek coşkulu bir giriş yapar programa. Fonda Yann Tiersen - Amelie film müzikleri çalar, sunucumuz şehrin en önemli meydanında dolanır durur kendi halinde. Bu tarz insanları sinir bozucu bulmak ve kıskanmak oldukça normal bir davranıştır, hepimiz yaptık bunu. “Tipe bak, hem dünyayı geziyor hem para kazanıyor,” diye diye kahvaltı sonrası gezi programı izlerken uykuya dalmak bir Türk örf ve adetidir. Sunucumuz Zagreb sokaklarında bir heykelin önünde ülke tarihi ile ilgili kısa bilgiler verirken biz üçüncü rüyamızı görürüz. Acun Firarda, Gülşen’in Galaksi Rehberi, Çağatay Yolda ve 46 senedir sıkıcılığından zerre ödün vermeyen Ayna, daha popüler ve bilinen örneklerden olsa da insanları televizyona kitleyen ve yayınladığı gün izlenme rekorları kıran gezi programlarına rastlamadık ülkemizde pek. Belki Acun Firarda istisna olmuştur ama biz daha çok, bu tarz programları izlerken uyumayı tercih ettik.
Yunan televizyon piyasasında ise bir gezi programı, ülkenin en çok izleneni ve en çok konuşulanı şu aralar. World Party, Sakis Tanimanidis & George Mavridis ikilisinin dünyayı köşe bucak gezdikleri ve gezdikleri her yerde, insanı izlerken bile yoracak kadar çok şey yaptıkları bir program. Koca kafalı ve uzun saçlı olan George, diğeri ise Sakis. Sakis programın aynı zamanda yapımcısı ve yönetmeni, kendisini sağlıklı yaşam delisi olarak tanımlıyor. İnsanları güldürmeyi sevdiğini belirten Sakis’in Babson College, MBA mezunu olduğunu ise programın yayınlandığı Alpha TV’nin web sitesine baktığımızda görüyoruz. Sakis okumuş, kendini geliştirmiş, bravo Sakis! Kankası George ise hayvanlara ve dövmeye olan düşkünlüğüyle biliniyor. Futbol hastası olan George’un instagram sayfasında eşekler örümcekler, köpeği ile çekilmiş selfieler, kulağına kadar yaptırdığı dövmeler, ne ararsanız var zaten. İkisi de Selânikli, ikisi de oldukça fit, ikisi de hiperaktif. Şahsi fikrim biraz da gerzek oldukları yönünde. Sosyal medyada fırtınalar estiren, genç kadınların, erkeklerin, “ayyy torunuma benziyor!” diyen teyzelerin hayranı olduğu bu ikili, annemin deyimiyle “köpek bacağı yemiş gibi” geziyor dünyayı. 2015 senesinde gezdikleri ülkeler: Moğolistan, Brezilya, Laos, Arjantin, Nepal, Tayland, Peru, Türkiye, Kolombiya, Ürdün, Lübnan, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Norveç ve Kosta Rika idi. 2016 sezonunu Alaska ile açan ikili, sonrasında Vietnam, Meksika bölümleri evlerimize konuk oldu. Haftaya Madagaskar bölümü varmış, artık kıskançlıktan televizyonu kıracağız, anlaşıldı!
Programın temeli yılışıklık üzerine kurulu. Sakis ve George, iyi adamlar hoş adamlar, kıpır kıpırlar falan ama sinir bozucu bir girişkenlikleri ve hadsiz hudutsuz davranışları var. İkilinin program boyunca yaptığı taşkınlıkları birbirine eklesek buradan Fizan’a yol olur. Hareketli oldukları ve çok konuştukları yetmiyormuş gibi bir de sabır sınır zorlayan şakalar, komiklikler peşindeler. İstanbul’da oldukları bölümün ilk sahnesinde, işportadan aldıkları ve düğmesine basınca elektrik veren, haliyle insanın canını acıtan saçma bir aleti birbirlerinin muhtelif bölgelerine dokundurup, birbirlerini kovalayıp deli gibi güldüler mesela. Biri 37 diğeri de 34 yaşında bu adamların, dikkatinizi çekerim. Moskova’da, bale yaptıklarını zannedip, kendi kendilerine kahkaha atarlarken, “oğlum gerizekalı mısınız siz?” diyerek televizyon karşısında bağırdığımı biliyorum ben bu ikiliyi izlediğimde.
Bu arada çekim teknikleri ve kullanılan kamera çeşitleri tam da ikilinin imajına uygun. Karada, havada, karda, okyanusta sürekli hoplayıp zıpladıkları için ister istemez onlara eşlik edecek nitelikte kameralar kullanılıyor programda. Yazının başında bahsettiğim gezi programı izlerken uyuma alışkanlığı World Party için geçerli değil pek. Zira adamlar gittikleri her ülkede sürekli heyecan ve aksiyon peşinde koşuyorlar. Dağlara tırmandılar, golf oynadılar, aslan kaplan sevdiler, -30 derecede suya girdiler. Kim ne yapmak istediyse, ne yapamadıysa, bizim için yaptılar.
Ekonomik krizin, hayatın her alanını olduğu gibi televizyon sektörünü de etkilediği Yunanistan’da izleyenlerini şaşırtacak derecede iddialı ve maliyeti yüksek bir program World Party. Sıradan bir akşam televizyon kanalları arasında gezindiğimizde karşımıza haberler, rengi solmuş eski diziler, sıradan eğlence programları ve tatsız yemek programları çıkıyor ancak burada. Ülkenin en bilinen kanallarından Makedonia TV hâlâ Sex and the City izletiyor bize düşünün! İşte bu durgun ve çok seçeneğin olmadığı sektörde, çok da ilgi çeken bir tür olmamasına rağmen, risk alıp, kafalarındaki gibi bir gezi programı yapmayı göze almış iki adam, başarılarının haklı gururunu yaşıyor. Programın tek bir bölümüne Yunanistan devlet bütçesinin yarısı kadar para gidiyor gitmesine ama karşılığını da alıyor George ve Sakis. Taşkınlıklarından ve münasebetsiz davranışlarından şaka yollu şikayet etsem de aslında ikilinin sosyal konulara karşı oldukça duyarlı ve bilinçli olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Çok da kötü çocuklar değil yani. İkilinin sosyal medya hesaplarına kolayca ulaşabilir, Youtube’da World Party araması yaptığınızda ise tüm bölümleri başından sonuna izleyebilirsiniz.