Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Yerli dizilerin efsane babaları

Bu Pazar, Babalar Günü. Hepimizin babasıyla ilişkisi farklı. Eğer, babanızla zaman geçirecek kadar şanslıysanız bence keyfini çıkarın. Kızgınsanız ise affedin. Çünkü hayat küskün kalmak için çok kısa. Eğer babaysanız, çocuklarınıza destek olmaya devam edin, onları ne denli sevdiğinizi göstermekten çekinmeyin.

Sizin için yerli dizilerimizde en sevdiğim baba karakterlerinden bir derleme hazırladım. Artık bir kusur ettiysem affedin, babamın adı Hıdır elimden gelen budur!

1993-1997 yılları arasında yayınlanan Süper Baba,  duygularını açıkça gösteren, çocuklarının tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenen bir babayı merkeze alarak anlatılan belki de ilk hikaye.

Çengelköy evliyası Süper Baba / Fikret

Çocuklar babaları tarafından sevilince, güvende olduklarını hissederler ve kendilerini sevmeyi öğrenirler. Şu hayatta kendimizi anlamak, hatalarımızı görebilmek kadar zor bir şey belki de yoktur. Ama babalar ne kadar yanlış yaparsak yapalım her zaman bize güvenirler. Bizde hala iş olduğuna inanmamız için onların sevgisine ihtiyacımız vardır. Onlar, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemizi sağlar.

Şevket Altuğ’un canlandırdığı Çengelköylü Fikret (Fiko), üç çocuğu Zeynep, Mine ve Alim’e olan koşulsuz sevgisi, tek başına yalnızca çocuklarını büyütmekle kalmayıp dedesinin ve tüm yakınlarının iyiliği için çalışması, güler yüzü ve azmiyle bir neslin baba imgelemini temelden etkilemiş bir karakter. Dizinin daha ilk sahnesinde Fikret’i çok bilmiş küçük kızı Mine sütünü içerken, çocuklara ödevler yapıldı mı diye sorduğunu görürüz. Evde bir kadın yoktur, ama kahvaltı sofrası eksiksiz kurulmuştur. Fiko, geçim sıkıntısı çekse de çocuklarının ihtiyaçlarını gidermeyi önceliği olarak belirlemiş bir erkektir. Hayta oğlu Alim derslerinde başarısız olduğunda öğretmeniyle konuşur ve onu okumaya özendirmeye çalışır. Çünkü babalar çocuklara eğitimin önemini anlatır. Onların başarılı olmalarını isterler. Sonunda da oğlu Galatasaray Lisesi’ne girer zaten. Önce külüstür bir arabada mahallenin çocuklarını okula götürüp servisçilik yaparken zaman içinde minibüse terfi eder. Ancak Fikret başkaları için fedakarlık yaparken, kendi hayatı elinden kaymaktadır. Dizinin son bölümünde kız arkadaşı Elif (Bennu Yıldırımlar) artık tam Fiko’dan ümidi kesip yurtdışına gidecekken varoluşsal bir kriz yaşar, hayatı boyunca kendi için hiçbir şey yapmadığını fark eder. Çocukları da babalarını aşkının peşinden gitmesi ve mutlu olması yönünde desteklerler. Allahtan son anda yetişip Elif’i yolundan çevirir de hep beraber muratlarına ererler.

Selim Serez, karısının ölümünün ardından çocukları Yaman ve Mert’le beraber tekneye atlayıp bütün yaz koy koy dolaştı.  Birlikte güldüler, yediler, içtiler ve ağladılar. Babalık da böyle bir şey demek zaten.

Babalar her zaman hayallerimizin peşinden koşmamızı söyler.  MedCezir / Selim Serez

Babalar kendimize güvenmemizi ve bağımsız olmamızı söyler. Rüyalarımıza inanmayı ve onları gerçekleştirmek için bir planımız olması gerektiğini babamızdan öğreniriz.  Bazen korkularımızla yüzleşmemiz, korunaklı alanımızın dışına çıkma cesaretini göstermemiz için birisinin bizi uyarmasına ihtiyaç duyarız. Babalar, böyle durumlarda devreye girer, amaçlarımıza odaklanmamızı bize hatırlatır. Eğer yaşamımıza özel biri girerse, hayallerimizden aşk yüzünden vazgeçmememiz gerektiğini, sevdiğimiz işi yaparken de birilerini sevebileceğimizi söyler. Eğer bir hedefe ulaşırsak, o zaman babalar çıtayı yükseltip kendimize yeni bir hedef koymamızı ve bu sefer ona ulaşmak için çalışmamızı söylerler. Tıpkı MedCezir’deki Selim Serez gibi.

Barış Falay’ın canlandırdığı Avukat Selim Serez, zorluklarla dolu bir geçmişten gelen,  başarıya okuyarak ulaşmış bir karakter. Elde ettiği refah ve mutluluğu yalnızca kendi çekirdek ailesiyle paylaşmıyor, umut ışığı gördüğü diğer çocuklara da el veriyor. Bundan daha kral baba mı olur? Dizinin ilk bölümünde Yaman’la karakolda karşılaştıklarında, kendini suçun ortasında bulan delikanlıya güvenir. Yaman’a el vererek, hayatının şansını verecek, onu kendi çocuğundan ayırmayacak ve parlak bir geleceğe adım atmasını sağlayacaktır.

Kebapçıların şahı Ali Haydar, eserini Hanım’a gösteriyor!

Yanlışlarda bile olsak, bizi onaylayan ve kabul eden tek erkek babamızdır. İkinci Bahar / Ali Haydar

Hepimiz insanız, arada sırada dağılabiliriz. Babamız en zavallı, çökmüş hallerimizde bile bizi sevmeyi sürdürür. Ağlasak da bağırsak da bizi affeder. Böyle durumlarda bizi anlamak, parçaları birleştirmek ve kendine getirmek onun işidir. Ne kadar batarsak batalım, üstesinden gelmek çok zor olsa da, yeniden ayağa kalkmamız için her adımda yanımızda olur. Şener Şen tarafından canlandırılan İkinci Bahar’ın Ali Haydar Ustası, karısını kaybettikten sonra kızlarını tek başına büyüten zaman içinde yaşlı babasını yanına alan, daha sonra da Hanım (Türkan Şoray) ve çocuklarını da sarıp sarmalayarak birlikte yaşayan bir adam. Kendi babası onu terk etse de, hiç yanında olmasa da, çocuklarına bu yönde en ufak bir eksiklik yaşatmamaya ant içmiştir. Ali Haydar, çalışan üreten ve bunu paylaşarak büyüyen bir karakter. Ozan Güven’in canlandırdığı sorunlu Ulaş kasasından para çalsa bile, onu yargılamadan dinleyen ve anlayan bir adam. Bu yüzden de Hanım’ın çocukları öz babası olmasa da Ali Haydar’ı kendi babalarından daha yakın olarak gördüler. Ayrıca kendisi çok güzel şiir yazar! Hanım’ı gel ey canların canı/ gönül dermanı katmer şiiriyle tavladığı bilinir.

Bakmayın siz onun tatsız haline, dünya tatlısıdır o! Bir tatlı söz edin hemen yumuşar. Bir tanedir Bahattinimiz!

Bizi bu dünyadaki herkesten daha iyi tanır. Aramızda Kalsın / Bahattin Celepoğlu

Babamız ilk dişimizin çıkışına, emeklememize, yürümemize, daha sonra bedenimizin değişmesine, ergenliğimize tanık olmuştur. Artık vücudumuzda çatlaklar, yüzümüzde kırışıklıklar olsa da, eski sevimli halimizle uzaktan yakından ilgimiz kalmasa da, çoğu zaman patates gibi görünsek de bizi dünya güzeli diye çağıran yeryüzündeki iki insandan biridir. Bize, kimliğimizin dış görünüşümüzden ibaret olmadığını, bir ruhumuz olduğunu hatırlatır. Ve o bizi bu dünyadaki herkesten daha iyi tanır.

Uğur Yücel tarafından canlandırılan Aramızda Kalsın’ın babası Bahattin Celepoğlu yalnız kendi çocuklarının değil, karısı Hüsne’nin halaları, erkek kardeşi ve bilumum yakınlara evini açmış bir adamdır. Kimi zaman ekonomik sıkıntılar yaşasa da, ailesine bu dertleri yansıtmamaya gayret eden,  “Bunların üstesinden geleceğiz, ben buradayım ölmedim,” diyen güçlü bir erkektir. Bununla birlikte bu höt zöt halinin altında pamuk gibi bir adam vardır. Kızının ona haber vermeden evlendiğini öğrendiğinde neredeyse kalbi sıkışır, kimseyle konuşmak istemez, dışarı çıkar. Bununla birlikte, bebeklik kıyafetlerini bile tek tek bildiği, beşiğini onardığını daha dün gibi hatırladığı kızıyla uzun süre dargın kalamaz.

Kerim babasını daraltırken. Bayram Cevher’de peygamber sabrı olduğunu düşünüyorum.

Gerektiğinde çocuklarıyla yüzleşir. Hayat Şarkısı / Bayram Cevher

İyi bir baba, duygularını ifade eder. Çocuklarına hayattaki en önemli becerilerden birinin iletişim olduğunu öğretir. Sorunları ve anlaşmazlıkları medenice tartışarak gündeme getirmeyi babamızdan öğreniriz. Babalar belki uzun konuşmalar yapmaya çok meraklı olmayabilir, ama konuşmaktan kaçılmayacağını da bilirler.

Ahmet Mümtaz Taylan tarafından canlandırılan Hayat Şarkısının babası Bayram Cevher, yıllarca çalışmasının sonucunda madencilik şirketini başarıya ulaştırmış, Kerim (Birkan Sokullu) ve Hüseyin (Tayanç Ayaydın) adında iki yetişkin erkek çocuk sahibi bir adamdır. Yukarıda örneklediğim dizilerde olduğu gibi Bayram Cevher de kalabalık bir ailenin babasıdır Daha sonra evlilik dışı bir ilişkisinden olan kızı Bade de ortaya çıkacak, kendini sevdirecek, eve uyum sağlayacaktır. Bayram Cevher, başarıya kendi doğrularını uygulayarak erişmiştir, oğullarının yöntemlerini sorgulamasından hoşlanmaz. Diğer yandan sert görünmekle birlikte aslında pazarlığa ve iletişime en açık karakter de odur. Kudretli olan çoğu erkeğin emekliliği gibi onun da yeni durumu ev halkı için bir kâbusa dönüşür. Neye bulaşacağını şaşırır. Bununla birlikte kendiyle dalga geçebilen bir adamdır; emeklilik faaliyetleri kapsamında tüm ayakkabıları önüne dizip boyarken oğlunun evliliğinde mutsuz olduğunu hemen anlar. Çünkü Bayram, çocuklarının ruhunu okur. Diğer yandan saygılı bir adamdır, fazla yüz göz olmak istemez, o yüzden konuyu kendi durumuna getirir; “Benim günlük olarak belirli bir kelime sarfetme mecburiyetim var. Şirkette oluyordu, ama evde olmuyor,” diyerek konuyu toparlar.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER