Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
HABER
Uyarlama mı? Değilse bile bize uyar mı?
 
Askerin Dönüşü adlı Türk filminden uyarlama olan Emanet ilk bölümüyle sezonun yeni dördüncü işi olarak Fox ekranlarında yerini aldı. Gerçi uyarlama mı değil mi konusu hala tartışılıyor. Mehmet Akif Alakurt’un son zamanlarda yaşadıkları, Özlem Yılmaz’ın hatrı sayılır hayran kitlesi, Engin Şenkan ve Semra Dinçer derken kadro da oldukça dikkat çekiyordu. Peki ilk bölüm Ekranella yazarlarına göre nasıldı?



Sümüklü Papatya:

Ekranella yazarları olarak sezonun başlamasıyla yeni dizilerin pilot bölümlerini seyredip görüşlerimizi yazıyoruz. Açık yüreklilikle söylemem gerekirse şu ana kadar seyrettiklerim arasında pilot bölümü en iyi olan Emanet oldu. İlk bölüm etkileyiciliği tam kıvamındaydı. ''Hofff amma da uzattınız,'' dediğim tek sahne olmadı. Müzik sesinden beynim şişmedi. Sıkıcı tek sahne yoktu diyebilirim. He konu ve konsept olarak yeni bir iş de değil tabi. Muadillerini bir çok kere izledik ama buna rağmen seyredilir mi derseniz, valla deli gibi de seyredilebilir. "Hikayedeki entrika çatısı müthiş kurulmuş bir kere.. Sergin Akyaz'ı kutlamak gerek. ''Algı olarak Asmalı Konak gibi işte, çok da bi'şi yi yok'' denmemeli çünkü hikayenin çatışmasının Asmalı ile uzaktan yakından alakası yok."İlk bölümlerde yapılan şu karakteri de tanıyalım bunu da tanıyalım saçmalığına girilmemiş, çok da iyi yapmışlar... Karakterler üzerinden değil hikaye üzerinden yürüyor her şey. Başroller gerektiği kadar, hikayenin gerektiği yerinde göründüler. Hikayeyi başrole koyup bütün karakterleri hikayenin akışına uydurmuşlar (bir nevi Karagül matematiği). Bölümün giriş sahnesi de son sahnesi de merak uyandırıcı ve gayet de ''haydiiii... n'olcak şimdi?'' dedirtiyor. Nisan Akman gibi deneyimli bi yönetmenden kötü bir reji zaten beklenmez. Sıkmayan, yormayan bir seyirlik olmuş. Müzik kesinlikle kafa şişirmiyor ama akılda kalan bir melodisi yok. Yine Karagül ile kıyaslayacağım ama Karagül'ün muazzam jeneriği gibi akılda kalan bir teması kesinlikle olmalı.

Gelelim cast'a; Mehmet Akif Alakurt, Fatih setinde olanlar sonrasında kendisine verilen bu şansı iyi kullanırsa Sıla'da yakaladığı rüzgarı yine arkasına alabilir. Özlem Yılmaz'a gelince ilginç bir takipçi kitlesi var kendisinin, ayrıca çok da sadıklar nerede oynarsa oynasın seyrediyorlar. Engin Şenkan ve Semra Dinçer dizinin lokomotifi, ikisini de ağzım açık seyrettim ben. Cast oldukça kalabalık ama şahsen ''bu da burda çok sakil durmuş,'' dediğim kimse olmadı ilk bölüm için. İkinci bölümde de aynı ritimde devam ederse ben salı günü izleyeceğim diziyi buldum diyebilirim.

Fox Tv salı günü Küçük Ağa ve Kaçak'ın tekelinde olan rating yarışına Emanet ile ortakçı olmaya çalışacak. Diğerleri ikinci sezona başlamadan yayına girmeleri de gayet akıllıca bu arada. Elinde Karagül varken yeni bir konaklı ataerkil dizi yayınlamak handikap mı olacak yoksa avantaj mı önümüzdeki haftalarda göreceğiz bunu sanırım. Ama pilot bölüm itibarıyla söyleyebilirim ki eğer işin yer kapmasını istiyorlarsa ikinci bölüme kadar gündüz kuşağında tekrarına bol bol yüklenilmeli bana göre. Zira Fox tv gündüz kuşağında hanımların gözdesi olan bir kanal.

Emeği geçen herkesin yüreğine sağlık, yolu açık olsun...
 
 
Oğuzcan Çağan:

Emanet, açılışta da kapanışta da heyecanımı gıdıkladı benim. Konuşmalar gerçekçi olması istenirken, son derece sıradan ve yavan duruma düşmüş birçok kısımda, bunun yanında. Ama tökezleyen bu yanını kamera çekim açıları, pastoral görüntüler ve bence kadınların mutfak hazırlıkları und herkesin bir masa etrafında toparlanıp yemek yediği sahne ile biraz da olsa unutturdu. Hatun’a soluk katan Semra Dinçer, Görüş Günü Kadınları’ndaki Zehra’dan (kurnazlık ve iş çevirme haricinde) kurtulamamış olsa da oğlu Ekrem’e soluk veren Ferit Kaya ultra gerçekçi göründü gözüme. Kız kardeşi ile Ekrem’in ilişkisi fena halde gerçekçi, ne yazık ki- böyle dedim. İlk bölümde geçmişe uzanan kökleri işaretleyip gösterdiler. Sonuç: Müthiş diyemeyeceğim ölçüde iyi, su gibi diyemeyeceğim ölçüde akıcı bir dizi nihayetinde. Açılış için iyi derecesinde bir durumda, GÖZÜMDE. Beğendim mi, beğendim! Harbiden.



Nida Fındık:

Sezonun yeni işlerinden dördüncüsü olan Emanet yeniler arasında en beğendiğim iş olarak kafamın bir köşesinde yer etti. Daha önce binlerce başarısız örneğini gördüğümüz ağa dizileri furyasının yeni bir tanesi daha olarak görünse bile gözünüze, Sergin Akyaz ve Nisan Akman var işin içinde, tavsiyem önyargısız olarak işi en azından bir bölüm izlemeniz olacaktır. Balon içerisinde tasvir edilen Kapadokya görüntüsü bir yerinde bluebox’ın azizliğine uğrasa da şahane görüntüler izledik. Bir zamanlarımın en sevdiğim kötüsü olan Handan Hanım’ı yani Hatun’u ben yine severek izledim. Nedendir bilinmez değişen saç rengine de bayıldım. (Editörün notu: Gözlerinin yeşilliğini ortaya çıkarmış siyah saç.) Hikaye oldukça ataerkil bu sebeple gerekli özen ve tanıtım desteği gösterilirse gün birincisi olmasa da kendine ait bir kitle yaratacağını düşünüyorum, Bugünün Saraylısı ya da Fatih Harbiye gibi. Çünkü bizim kadınlarımız maço erkeklerin, gururlu adamların ve kötü kadınların hikayelerini izlemeyi sever. Dediğim gibi senenin işi olacağını düşünmemekle beraber kendini izletmeyecek kadar kötü olduğunu da düşünmüyorum. Unutmadan, Mehmet Akif Alakurt bence oldukça iyiydi, dublajsız olmasını pek sevdim. Engin Şenkan ve Özlem Yılmaz ise işin en önemli ayakları olarak yerlerini sevmiş ve benimsemiş gibi görünmekteler. Yolu açık olsun.


Ve genel sonuç:

Bu kadar yorumdan sonra reytinglere gelirsek. Yaz ayının en hit şarkısı Gülfem Sipahi ve düet arkadaşı Gülru’nun zirveyi bırakmadığı Emanet’in ise fazla varlık gösteremediği bir sonuç var elimizde. Güllerin Savaşı’nın cumartesi’ye alındığını ve asıl rakiplerinin Küçük Ağa, Kurt Seyit ve Şura ve Kaçak olduğunu düşünürsek işi zor gibi görünüyor. Sosyal medya yansıması da aynı şekilde düşük, zamanla toparlar mı göreceğiz.

TNS TOTAL



TNS AB



SOMERA



YORUMLAR




DİĞER HABERLER