Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
True Detective 2. sezon finali öncesi önemli anlar!

Geldi geliyor, kim, nasıl, hangi rolde olacak derken True Detective’in ikinci sezonu da sona eriyor. Kimilerine göre ilkinden daha iyi kimilerine göre “Bu ne ya!” kıvamında bir sezon izledik. 9 Ağustos Pazar gecesi yayınlanacak 90 dakikalık final bölümüyle umuyoruz ki hafızalarda unutulmaz bir iz bırakacak.

İlk sezona göre daha derin mevzulara giren dizide Rust gibi bir filozofun olmadığını da belirtmek gerek. Son bölüm öncesi ikinci sezonun yedi bölümünden “önemli anlar” olarak nitelediğim kısımları burada paylaşacağım. Hem böylece kısa bir sezon özeti de geçmiş oluruz.

Bölüm 1: 

İlk bölüm adına çok söylenecek bir şey yok. Kahramanlarımızı tanıdık. Ani, Paul ve Ray, üçünün en önemli yanı sorunlu tipler olması. Hani teşkilatın en garip, sakıncalı insanlarını bir araya toplayalım deseniz bu kadar denk gelmez. İşte ilk bölümün final bölümünde bu üç kahramanın yolculukları da başlamış oluyor...

Bölüm 2: 

Ray tam anlamıyla pis işlerin adamı ve bunu daha ilk andan itibaren görüyoruz. Ancak ikinci bölümün finalinde olanlar herkese sanıyorum ki bir Game of Thrones hissiyatı yaşatmıştır. Daha ikinci bölümden başrol mü ölürmüş yahu? Bölümün en önemli anıydı…

Bölüm 3: 

Hani “tırnaklarıyla kazıyarak gelmek” dedikleri var ya! İşte bunu yapanlardan birisi de Frank Semyon! Üç memur Casper’ın ölümünü araştırırken, onunla iş yapan ve bu yüzden büyük bir maddi kayba uğrayan Frank bu sırlarla dolu ölümü araştırıyor. Eh! Haliyle geçmişinde bıraktığı kirli mekânlara girmek zorunda kalıyor. Frank’i daha yakından tanıma fırsatı bulmadık diyemeyiz…

Bölüm 4: 

İlk sezonda da böyle bir sahne vardı. Kahramanlarımız çatışmanın ortasına dalıyorlardı. Dizinin en sağlam sahneleri denebilir hatta. Özellikle tek plan önemliydi. İkinci sezonda böyle bir şey olmadı ama kırılma noktası denebilecek bir bölüm vardı. Dizi genelde bu tarz önemli anlarını bölüm sonlarına saklıyor. Bu çatışma sahnesi de öyleydi. Açıp tekrar tekrar izlenecek cinsten. Öyle ki Ani, Paul ve Ray’in hayatında önemli bir değişikliğe de neden oldu!

Bölüm 5: 

Ray yaşadığı o zorlu çatışmadan sonra psikolojik olarak daha da dibe çöktü. Sezonun beşinci bölümünde zaman atladı ve Ray’in çocuğunun velayetini almaya çalıştığını, polisliği bırakıp Frank’in yanında tahsilat işleriyle uğraşmaya başladığını gördük. Ancak Casper cinayeti hala çözülmemişti! Bütün pislikler ortadaydı ve Paul ile Ani onu ikna ederek tekrar ekibe dâhil ettiler. Ekibin başında da ona en başından beri güvenmeyen Davis vardı. Ray niye onu istediğini sorduğunda aldığı cevap ve verdiği tepki ortada! Bütün hayatı bir yalan üstüne kuruluymuş meğerse! Üzülmeyenler yorum bıraksın da bilelim…

Bölüm 6: 

Aslında bu bölümün sonu da hayli cafcaflıydı ama ben bu kısmı seçmeyi tercih ettim. Ray, Frank’in ona yalan söylediğini öğrendiğinde (Frank’in haberi yokmuş meğerse) elinde silahıyla evine gidiyor. Aralarındaki bu konuşma ironi dolu olduğu kadar dostane de! “Acaba silahlar patlar mı?” diye sormayanınız var mı?

Bölüm 7: 

Eğer bulabilseydim bölümün final kısmının tamamını koyacaktım ama Ray ve Ani sevişmesi, Frank’in kendi mekânını havaya uçurması bana göre Paul’un ölümünden daha önemli değil. Final öncesi bizi üzdün be! Mekânın cennet olsun. Büyük savaşçıydı vesselam. Biraz önce tek başına kaç kişiyi hakladı, adi bir kurşuna kurban gitti. Olacak şey miydi? Oldu ama… Seni özleyeceğiz Woodrugh!

1 2 3 4 5 6 7 8
Doruk Önal
10/08/2015 01:05
YORUMLAR




DİĞER HABERLER