Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Trekkie’ler 12 yıldır yastaymış meğer

En son Star Trek dizisi Star Trek: Enterprice 2005’te sona ermişti. Geçtiğimiz ekim ayında karşımıza çıkan Star Trek: Discovery, orijinal Star Trek dizisinden yaklaşık 50 yıl sonra yayına başlamasına karşılık, Kaptan Kirk ve ekibinin işe başladığı tarihin 10 yıl öncesinde geçiyor. Böylelikle de hem diziden, hem de bağlantılı bütün filmlerden çok farklı. Federasyon ve Klingon arasındaki savaşa odaklanan dizinin başrolünde bir kadın var mesela; hem de Kaptan değil, mürettebattan biri. Gemi personelinden biri gay, gemide son derece romantik bir ilişki yaşıyor mesela. 15 bölümün tamamı çekildiği halde haftada bir bölümü yayına verilen Star Trek: Discovery sezon finali gibi olan dokuzuncu bölümden sonra yayına iki aya yakın bir ara vermişti. Heyecanla beklenen son altı bölümü bu pazartesiden itibaren Netflix’de başlıyor. Dizinin ‘esas’ oyuncuları Sonequa Martin-Green, Jason Isaacs, Shazad Latif ve baş yazarı Aaron Harberts ile Londra’da buluştuk. Tabii ki kalan kısım hakkında hiçbir bilgi vermediler ve fotoğraf da çektirmediler ama artık buna alışkınız; susup oturmadık elbette. İşte sohbetten satır başları:


The Walking Dead’den Star Trek’e geldiniz, nasıl bir yolculuktu?

Sonequa Martin-Green: O kadar çok şey öğrendim ki The Walking Dead’de, her anlamda geliştim. Orada geçirdiğim zamana, arkadaşlarıma müteşekkirim.

 Sonequa Martin-Green

Star Trek’ten teklif geldi  diye mi öldürdüler sizi?

SMG: Hayır hayır tam da bu yüzden ilahi bir teklif diye düşünüyorum işte,  The Walking Dead’de rolüm biterken aradılar.

Aaron Harberts: Beraber çalışmayı hep istemiştik ama hiç müsait değildi, yapım süreci biraz uzadı ve ilahi bir teklif oldu gerçekten.

Dizi tarihinde Kaptan olmayan ilk yıldızsınız, ilerde terfi etmek söz konusu olabilir mi?

SMG: Star Trek’de yer alan bütün dünyaları, bütün maceraları Kaptan’ın gözünden izledik daha önce hep, evet. Benim Kaptan olmamam, Discovery’nin farklı yanlarından biri işte. Ne zaman olacağını tam bilmemekle birlikte gelecekte Kaptan olabileceğimi düşünüyorum ama, neden olmasın? Karakterimin özelliklerinden biri de özellikle Yıldız Filosu’na katıldıktan sonra işinde ilerlemeyi şiar edinmiş olması.

AH: Star Trek aslında tam adı gibi bir keşif dizisi, bu sezonun ilk bölümü de içsel keşifle ilgiliydi. Michael (SMG’nin dizideki karakteri) insan olmayı keşfediyor, çok önemli seçimler yaparak hayatını yeniden kurmayı öğreniyor.  

Shazad Latif

Peki sizler de Star Trek hayranları, yani ‘Trekkie’ miydiniz, diziye hakim miydiniz?

Shazad Latif: Dedemin takıntısıydı, amcamda bütün bölümler VHS kasette kayıtlı olarak vardı. Ben de orijinal dizinin tekrarlarını, Next Generation ve Deep Space Nine dizilerinin bazı bölümlerini izlediğimi hatırlıyorum. J. J. Abrams’ın filmlerini de izlemiştim. Genel olarak bir fikrim vardı yani ama rolü aldıktan sonra var olan bütün bölüm ve filmleri izlemeye karar verdim. Başladım ama bakalım ne zaman bitecek.

Jason Isaacs: Ben trekkie olmadım hiçbir zaman; ama çocukken ağabeylerim ve annemlerle birlikte kanapeye sıkışıp orijinal diziyi izlediğimizi hatırlıyorum. Üç kanal vardı, hangisini izleyeceğimizin kavgasını ederdik ama Star Trek varken o izlenirdi hep. O dönemden sonra diğer dizilerin hiçbirini izlemedim.

Kaptan Lorca’nın diğer kaptanlardan farkı ne?

JI: Ben oynuyorum kendisini, yetmez mi?

Ash Tyler Klingonlu mu?

SL: Bu soruyu bekliyordum ama siz cevabı beklemeyin. Böyle bir hayran teorisi var, fakat.

Jabon Isaacs

Hayran demişken, onlarla aranız nasıl?

SL: Dedektif gibi çalışıyorlar. Bazı teoriler süper, bazıları da deli saçması. Neden her şeyi önceden bilmek istiyorlar, anlamıyorum.

JI: Aslında önemli olan teoriler değil, bence bütün bölümlerin bir anda izlenmemesi ve haftada bir yayınlanıyor oluşumuz nedeniyle, hayranlar da tıpkı Game of Thrones hayranları gibi bir hafta boyunca çeşitli teoriler üretiyor. Ayrıca ne kadar deli saçması teori olsa, o kadar iyi.

AH: Dizi 12 yıl önce bittiğinde çok yoğun bir dönemdeydim, sadece yazar arkadaşlarım işsiz kaldığı için üzülmüştüm. Ama o zaman hayranlar için ne kadar büyük bir kayıp olduğunun farkına varamamışım. Bunu şimdi anlıyorum. Star Trek yeniden televizyona döndüğü için teşekkür eden insanların yüzünde görüyorum, el sıkışıp teşekkür ederken ne hissettiklerini anlıyorum. Trekkieler 12 yıldır yastaymış meğer. 

Aaron Harberts

Discovery’de önemli bir yeri olan spor motorunu Orijinal Star Trek’de görmediğimize göre, başarısız bir proje olduğunu varsayabilir miyiz?

AH: Aslında orijinal dizide bu dizinin başrolündeki Michael karakteriyle ilgili de konuşulmuyor hiç ama bu onun var olmadığını göstermez değil mi? Belki çok gizli bilgi kategorisine alınmıştır spor motoru 10 yıl içinde, kim bilebilir?

Dizi 50 yaşını devirdiğine göre anne babalarınız da orijinalini izlemiş olmalı. Discovery’de yer almanız konusunda ne düşünüyorlar?

SMG: Benimkiler benimle gurur duyuyor.

AH: Benimkiler de öyle ama 40’lı yıllarda doğmuş oldukları için bu bilgisayardan bulup izleme işini beceremiyorlar pek.

SMG: Benim annem 1958 doğumlu ama o da beceremiyor hiç maalesef.

 

DİKKAT! ACAİP SPOILER İÇERİR, BURADAN SONRASI DOKUZUNCU BÖLÜMÜ İZLEDİKTEN SONRA OKUNMALIK: 

Dokuzuncu bölümün yayınlanmasına saatler kala öğreniyoruz ki, Ash Taylor bu bölümde Doktor Culber'i öldürüyor. Aaron Harberts konuyla ilgili Entertainment Weekly'ye bir şeyler anlatmış, onları da kabaca toparlayıp ekleyelim, izledikten sonra bakarsınız belki: 

ENTERTAINMENT WEEKLY: Culber'in ölümünü ne zamandır planlıyordunuz?

En başından beri. Evreni gay çiftimiz kurtarsın istiyorduk. İzleyicilere epik bir gay aşk hikayesi vermek istedik. Culber'ın öleceğini, Tayler'ın onu öldüreceğini başınan beri biliyorduk yani, ölümü ratgele, sıradan bir ölüm  olmasın diye de çok uğraştık.

Hayranlar Star Trek'in ilk gay çiftine bayılıyordu, onlara ne diyeceksiniz?

Bunun şoke edici olacağını biliyorduk elbette ama ben gayliğini gizlemeyen bir 'showrunner'ım, yazar ortağım da  ekrandaki gay karakterler onusunda en büyük destekçilerden biri. Yazar ekibimizde, oyuncu kadromuzda gay arkadaşlarımız var. Bu yolculuk acı verici olacaktı elbette ama günün sonunda izleyicimize bakın bu işi yapan, böyle bir ekip diyebiliriz rahatlıkla. Culber'in cinselliği nedeniyle öldürülmemesi çok önemli bir nokta. Gemideki en zeki kişi olduğu, gerçeğe çok yaklaştığı için öldürüldü. Bir kahraman olarak öldü; içgörülü, zeki, işini iyi yapan ve mürettebatını korumaya çalışan biri olarak öldü.

Dr. Hugh Culber'i Wilson Cruz canlandırıyor(du).

Zor mu oldu o sahneyi yazmak? 

İzlediğimiz her seferde yumruk yer gibi olduk. Çekim sonrasında o sahneyi 30-40 kere izlemişizdir ve her seferinde nefesimiz tutuldu. Sahnenin yumruk gibi olması için çok çalıştık. Asıl hikaye şimdi başlıyor. 

Peki buradan yolculuk nereye?

Stamets'in bilinci miselyal ağda kısılıp kalmış durumda, Culber de öldü, geminin eve dönmesi imkansız. Stamets'in bu durumdan kurtulacak mı, nasıl kurtulacak, göreceğiz. Bu ikisi birbirleri için yaratıldıklarına göre, Stamets yine hayatının aşkına başvurmak zorunda gibi görünüyor. 

O zaman bu Culber'i son görüşümüz değil yani?

Culber'i tekrar göreceğiz. 

 

ELÇİN YAHŞİ 

 

 Hürriyet Cumartesi versiyonu.

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER