Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Teker teker gelemeyenler

Survivor’da olayların ardı arkası kesilmiyor, Ünlüler galibiyete, Gönüllüler açlığa doymuyor.  Her daim favorim Yılmaz Morgül fiziksel performansı ile şaşırtmaya devam ederken, Yunus Günçe yine şaşırtmıyor. Ünlüler Nagihan yeni Merve Aydın olma yolunda ilerlerken (aslında kariyer gelişimlerine bakarsak Merve Aydın yeni Nagihan olmalıydı belki ama Survivor ünlülüğü konusunda Merve daha hızlı koşmuş), Nihal Candan stilinden ıssız adada bile ödün vermiyor. Ünlüler Serkan maalesef ilk bölümlerden geri dönemeyecek kadar sakatlandı ve gitti, aylardır bu yarışmayı beklemişti halbuki, iyi de bir yarışmacı olabilirdi. Bütün bunlar olur, izleyelim elbette, ama demek istediğim bunların hiçbiri değil bugün.

Gönüllüler, sürekli yenilip durmalarına bir takım sebepler aramaya başladıklarında, her Survivor yarışmacısının yaşadığı o sürece girdiler ve ‘Biz bir takım olamadık’ dediler. Normal, denir. Bunun sebebini de tek bir yarışmacıya, yani Semih Öztürk’e buldular. Bu da normal, bir takım yarışmacılar genelde tek kalırlar. Semih Öztürk de yapısı gereği buna son derece müsait, çok burnunun dikine bir insan, üstüne üstlük karşısındakilerin damarına basmakta hiçbir sakınca görmüyor genelde. Üstelik bir de Ütopya’dan beri gayet iyi bildiğimiz bir fan kitlesi, yani SMS potansiyeli var. Bütün bunlar birleşince, elbette takım olunamadığında kırılacak acil durum cam kutusunun çekici Semih bir nevi. Demek istediğim bu da değil.

Son bölümde, diğer takım arkadaşlarının, özellikle Serkay ve Efecan’ın Semih’in üzerine nasıl geldiğini gördük. Önce onlar başladı, sonra diğer takım üyeleri, sonra kızların bir kısmı ağlamaya başladı, bir diğer kız Semih’e “Sen kötü kalpli birisin,” diye bağırdı, olaylar olaylar. Efecan’ın Semih’e neredeyse fiziksel şiddete yaklaşan hallerinden ziyade, röportajlarda “Ellerim hep arkamda, üstüne üstüne gittim,” minvalinde konuşmalar çok ama çok kötüydü. O cümlelerin tercümesi, “Bakalım Semih’i yeteri kadar kızdırıp, kendime bir tane çaktırıp diskalifiye ettirebilecek miyim?”di çünkü. Bu mevzuya bu kadar takılmamın sebebi aslında memleketçek halimizi, TV8 ekranından Survivor adı altında gördüğümüz gerçeğiydi. Çoğunluk olur olmaz kendini en güçlü saymak, yanında insan buldukça normal şartlarda asla olamayacağın kadar vahşileşmek, yenilmezliğinden o kadar emin olmak ki kibirinden yanına varılmamak. Zalimin zulmü, sevenin Allah’ı cümlesiyle yaşayan insanlar olarak ne ara bu kadar zalim olduk anlayan varsa gelsin bana da anlatsın.

Tabii ki Semih sütten çıkmış ak kaşık, masum ve mağdur demiyorum, olmasına da gerek yok. Hiçbir şey, tek başına kalmış bir insanın üstüne kitleler halinde gittiğinde kendini cesur sanmana sebep olamaz, olmamalı. ‘Adamlık’ lafından hiç hoşlanmam ve asla kullanmam, ama ‘Erkekseniz teker teker gelin’ güzeldir, oradaki erkek bence bir cinsiyet değil, kafa halidir.  

Bakalım, Semih ve takım arkadaşları arasındaki mücadele nereye varacak?

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER