Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Saygın Vatandaş – The Distinguished Citizen

Her toplumun yaşantısı farklıdır. Yedikleri, içtikleri, giydikleri, konuştukları, dinledikleri, anladıkları... Ancak bazen öyle olur ki coğrafi açıdan hiç alakanızın olmadığı bir toplumu izlerken kendi yaşantınızı görürsünüz. Saygın Vatandaş Türkiye’de yaşayan insanlar için Arjantin’den çok tanıdık olaylar sunuyor perdede.

Arjantin’in ufak bir kasabası olan Salas’ta doğup büyüyen, ancak 40 yıldır oraya adımını bile atmamış olan Daniel Mantovani Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmış hatta Nobel akademisine posta koymuş biri olarak dönüyor Salas’a. Tüm romanlarında Salas’tan karakterler kullanan Daniel kasabanın Saygın Vatandaş nişanını alıyor ve eski kasabasında kahraman olarak birkaç gün geçiriyor. Peki küçük yer kahramanı biri ne yapar?

Daniel’in Salas’a gelmesinden sonra yaşananlar Zübük başta, Aziz Nesin’in anlattığı birçok şeye selam çakıyor adeta. Tabii ki böyle bir amaç olduğunu zannetmiyorum ama Duprat Kardeşler ve  Mariano Cohn o kadar tanıdık bir kültürü anlatıyorlar ki Avrupa’nın batısında sadece “etnik espriler” olarak izlenebilecek sahneleri “Bu var, bu kesin olur,” diyerek izliyorsunuz. Yaşadığımız ülkeye binlerce kilometre mesafede kendi ülkeni tekrar bulmak gibi. Olaylara herhangi bir Avrupalının olası tepkisini yıllarca Avrupa’da yaşamış olan Daniel’in gözünden görebilirsiniz.

Daniel ödüllü bir yazar olarak okumayan insanlar arasında büyük bir saygı görüyor. İnsanlar bilmedikleri şeyleri yüceltmeyi severler. Kendisi bunu kullanmıyor tam tersi gösterilen aşırı alakayla mücadele ediyor. Her yere yürüyerek gidiyor, konferanslarında kendisinin ulvi bir kişilik olmadığını sadece iyi bir yazar olduğunu anlatmaya çalışıyor. Hatta libidosuna yenilip kızı olacak yaşta bir hayranıyla birlikte olup onuruna verilen bir yemeği kaçırıyor. Bütün film boyunca kraldan çok kralcılar kendisinin bir insan olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Bilinmezlik geride kaldıkça aşırı saygı yerini saygısızlığa bırakmaya başlıyor. İnsanların ünlülere karşı asla nötr olmadıkları ya taparcasına sevdikleri ya da nefret kustukları başka bir toplumu hatırlatıyor adeta. İnsan olduğunu belirtmek bir anda kibir haline geliyor halkın gözünde. Kendi fikirlerini savunmak egoizm oluyor ve hikayenin sonunda etrafındaki herkes tarafından nefret edilen biri haline geliyor Daniel. Kasabaya çağırıldığı mektupla kasabadan gideceği akşam yaşadığı konuşmalar birbirinin tam zıttı oluyor. İşin ilginci Daniel bu değişimin ortasında değişmeden durmayı başarıyor. İnsanlar kendi reaksiyonları değiştiği için onu da değişmiş gibi görüyor. Bütün bu değişik görüşlerin ve tepkilerin arasında kalan Daniel’e Oscar Martinez mükemmel şekilde hayat veriyor. Daniel’in romanlarındaki tiplerden farklı olmayan karakterler de ona iyi ayak uyduruyorlar. Özellikle belediye başkanını oynayan Manuel Vicente ve Antonio’ya hayat veren Dady Brieva bütün ustalıklarını sergiliyorlar. Genç yıldız Belen Chavanne de güzel ve küstah rolünün hakkını vermiş.

Nobel Akademisi’ne posta koyan, bu ödülü almayı bir yazar için düşüş kabul eden bir taşlamayla başlayan film bizi bir kültür çatışmasının içine sokuyor. Hem de bir değil bir kaç kere. Her sahnesi, her diyaloğu dolu dolu olan, tanıdık esprilerle dolu mizah anlayışı sayesinde bol bol güldüren Saygın Vatandaş hayatınızın bir yerinde mutlaka izlemeniz gereken bir film.

Not: Filmin gösterim tarihleri şöyle: 

7 Nisan 11:00 Kanyon

8 Nisan 13:30 Atlas

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER