Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Sana dair…

İzninizle bugün bölüm yorumu yapmak yerine kendi Kiralık Aşk tarihimden bahsetmek istiyorum. Madem sonlara yaklaşıyoruz o zaman Kiralık Aşk’ı hak ettiği gibi uğurlama zamanı…

17 Eylül 2015… Kiralık Aşk’ı yeni keşfettiğim zamanlar. Ben diziyi sonradan keşfedenlerim. Benim tarihim 19 Haziran’da başlamıyor yani☺ 17 Eylül, benim dizinin bazı parçalarını izleyip, âşık olup Müge’ye (Turalı Pak) mail attığım tarih.  

2015 benim için hayatımın en zor yıllarından biriydi. Her ne kadar hayata pozitif baksam da insan bazen dayanma gücünün sınırına gelebiliyor… O artık hiçbir şeye inanmama, hiçbir şey için uğraşmama ve her şeyden vazgeçme evresi… Çok zor zamanlar, ama işte derler ya olanda da, olmayanda da vardır bir hayır. Var gerçekten! Bana bunu yeniden hatırlatana şükürler olsun. Hatırlamama vesile olan ise Kiralık Aşk

Hep evdeyim… Üzerimde pijamam var ve gün boyunca, gece boyunca hep üzerimde. Artık o salak sulak gündüz programlarını izlemekten fenalık gelmiş. Hâlbuki bir ara çok gülüyordum onlara☺ Elimde ipad kâh twitter’a takılıyorum kâh youtube’a… Tam çok sıkılıyorum derken bir Koray Neriman videosu çıkıyor karşıma… Kahkahalarla gülüyorum… Hiç durmadan… İstemsizce gülüyorum… Dur bir tane daha izleyeyim… Bir tane daha… Bir tane daha…

Defne Ömer… Neriman Koray… Nihan Serdar… İso Nihan Serdar Defne… Ya bu nedir? Bu nasıl bir şeydir? Çok eğlenceli… Çok samimi… Çok keyifli… Kendimi çok iyi hissediyorum. En önemlisi kahkahalarla gülüyorum. Önce bir minnet duygusu kaplıyor içimi. Sonra bir merak… Kim bunlar? Nereden çıktılar? Nergis Kumbasar hariç hiçbirini tanımıyorum. (Hikmet Körmükçü ve Levent Ülgen’li bir bölüm henüz izlememiştim).

Tabii ki o zamana kadar yayınlanan bütün bölümleri izledim. Hem de defalarca… Abarttığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Resmen dünyam siyah beyazdan renkliye döndü ve kim bu dizinin yapımcısı diye araştırırken eski arkadaşı buldum. Bu dizimin bana ikinci hediyesiydi. İlki neydi derseniz? Kendimi bana verdi… Ve 17 Eylül 2015’te hem teşekkürümü ve minnetimi ifade eden hem de görüşme dileğimi ileten maili attım. İşte benim Kiralık Aşk’a dair ilk tarihim…

19 Kasım 2015… “Son zamanlarda “Neden Kiralık Aşk” konulu yazılar yayınlanmaya başlayınca; benim de kendi hikâyemi yazma zamanımın geldiğini hissettim. Uzun zamandır yazı yazmayan beni, Kiralık Aşk yeniden yazmaya teşvik etti. Bu bile onu sevmem için başlı başına bir neden, ama dahası var tabii ki☺” diye başlayan ilk yazım… Başlığı “Bu da Benim Kiralık Aşk’ım”.

Uzun zamandır yazmıyordum… İki tane blogum var ve yazmayı da çok severim hâlbuki. Benim için yeniden yazmaya başlamak demek hayata yeniden karışmak demek. Sadece bunun için bile çok değerli Kiralık Aşk.

İlk yazı yayınlandığında sizden gelen güzel tepkiler beni acaba bölüm yorumu yazsam nasıl olur diye düşünmeye teşvik etti. O zamana kadar hiçbir dizi için yorum filan da yapmamıştım üstelik.

22 Kasım 2015… ‘Yarım kaldık’. Böyle demişti Ömer İz'e. Biz izleyiciler de ‘bu sefer tamam’ dediğimiz her bölümde, hep bir şey eksik kalıyor. Bir türlü tamamlanamıyor bizim kocaman sevdalı çiftimiz. Hem onlar hem de biz yarım kalıp duruyoruz.” diye başlayan ilk bölüm yorumum… 22.bölüm… Yazının başlığı “Yarım Kaldık!”…

O muhteşem ilk 20 bölüm geride kalmış… Hem biz izleyiciler hem de güzel çiftimiz için keyifli ve eğlenceli geçen bölümler yerini özellikle Defne için zor zamanlara bırakmış. Her söylenenin en derinine indiğim, metaforlardan metafor beğendiğim zamanlar. Bölüm ne kadar zor olursa olsun ben nasıl keyifle yazıyorum. Her sahneyi en ince ayrıntısına kadar nasıl izliyorum. Bir şey keşfettim mi nasıl mutlu oluyorum… Aldığım keyfe paha biçilemez. Sadece bunun için bile çok değerli Kiralık Aşk.

1 2
Seyda Yalvaç
28/12/2016 18:37
YORUMLAR




DİĞER HABERLER