Reese Witherspoon 2017 yılında kendi yapım şirketiyle birlikte bir kitap kulübü kurdu. Hello Sunshine‘da merkezinde kadınların olduğu hikayeleri inceliyorlar, sonra Witherspoon, bundan iyi dizi çıkar dediği kitapların telif hakkını alıyor ve ekrana uyarlıyor. HBO’da yayınlanan ve ödüllere doymayan, Liane Moriarty’nin aynı adlı romanından uyarlanan Big Little Lies‘da yaptığı gibi.
Şimdi ise bu fırından Celeste Ng’nin çok satan, ülkemizde de UfakYangınlar adıyla yayımlanan romanı Little Fires Everywhere’in Hulu için yapılan dizi uyarlaması çıktı. Dizinin iki başrol oyuncusu Reese Witherspoon ve Kerry Washington’ın yapımcılığı da üstlendiği dizide, yazar Celeste Ng de baş yapımcı.
Ohio’da bir banliyö olan Shaker Heights’da 1990’larda kurulan hikayenin iki ana kahramanı var. Reese Witherspoon tarafından canlandırılan kendini beğenmiş, pasif-agresif Elena Richardson, dört çocuk annesi ve nüfuzlu bir avukatın karısı. Elena’nın olayı, komşunun çimlerinin boyu iki santimi geçmiş mi, geçmemiş mi denetlemek, eğer geçmişse konmşuları uyarmak, kitap kulübünde engin kültürünü mahalleye sergilemek, yarı zamanlı olarak yerel gazeteye gidip gelmek ve ailenin kiralık mülkünü idare etmek. Fotoğraf sanatçısı Mia (Kerry Washington) ve ergen kızı Pearl (Lexi Underwood) ile böyle tanışıyor zaten. Evlenip çoluk çocuğa karışmak için, büyük şehirde gazeteci olma hayallerini bir kenara bırakan Elena, Mia’nın bohem hayatını hiç tasvip etmez. Ancak aynı zamanda çok açık görüşlü ve yardımsever biri olmak istediği için bir tür suçlulukla, onu “ev yöneticisi” olarak işe alır. Hizmetçi değil! Yanlış anlaşılmasın yani.
Celeste Ng’nin romanıyla, ilham verdiği dizi arasında bazı farklar var. Romanda karakterlerin ırkı ve cinsel yönelimini çok net anlatılmıyor, Örneğin, Mia romanda aseksüel. Dizide ise siyahi ve eşcinsel olarak portre edilmiş. Kimin evi ateşe verdiği, kimin yangını körüklediği yine kitaba göre daha farklı bir şekilde sonuçlanıyor. Tüm farkları burada sayıp döküp size sıkmayayım ilgilenenler ikisini karşılaştırır nasılsa. Ama temelde, annelik, sınıf çatışması ve kendisinin tüm insanlığa ihsan eylediğinden fena halde emin olan bir kadının bağnazlığı anlatılıyor.
Shaker Heights, Elena gibi ayrıcalıklı beyaz kadınların rahatlıkla başkalarını yargıladığı zengin bir mahalle. Kırık dökük arabalarıyla, avant-garde görünümlü siyahi anne-kız fena halde dikkat çekiyor. Elena, alıştığından daha farklı görünen ve yaşayan bu insanlara iyice sardırıyor. Diğer yandan Mia, giderek kaynayan öfkesi, bastırılmış korkusu ve yavrusunu koruma güdüsüyle bir anne kaplan gibi tetikte.
Reese Witherspoon, dizginlenemez hırsları açığa çıkan, kendine acıyan, kendinden nefret eden, huzursuz kadınların hikayelerini anlatmaya bayılıyor. Tekrar kitap kulübüne dönecek olursak, bir tarz oturttuğu muhakkak ama, o mükemmel görünen hayatların arka planında neler dönüyor aslında siz biliyor musunuz, mahalleye nasıl eşitlik ve adalet getireceğiz konulu bir tane daha dizi yaparsa o kadar heyecanlanmam sanırım. Kaşı gözü sürekli oynayan Kerry Washington yerine daha başka bir oyuncuyla birlikte oynarsa belki.
DEFNE AKMAN