"Netflix Türkiye'de" haberi geçen hafta gerçekten de klişenin tam anlamıyla bomba gibi düştü sosyal medyaya. Peki ne oldu da yıllardır "geldi, gelecek, hayır olmadı o iş, RTÜK, twitter sansürü varken gelmemeye karar verdiler" haberlerinin uçuştuğu bir ortamda ansızın Netflix'e Türkiye'den abone olup film, dizi izlemeye başladık? İşte beş soruda son durum:
Netflix ne?
Dünyanın en büyük online film ve televizyon içeriği portalı Netflix, ABD'de 1997'de kuruldu. İnternet üzerinden sipariş almaya başlayarak, tüketicinin bizzat dükkana gitme zorunluluğunu ortadan kaldırdı. İstediğiniz dvd’yi sipariş ediyordunuz, sırası gelen dvd’yi adresinize yolluyorlardı. İşiniz bitince, herhangi bir gecikme cezası olmaksızın posta ücreti ödenmiş hazır zarfla dvd’leri geri gönderiyordunuz. Bu ‘cezasızlık’ geç getirilen dvd'ler için para cezası alan, ülkenin en büyük video, dvd kiralama zinciri Blockbuster'ın iflasına neden oldu. Sekiz yıl gibi bir sürede Netflix ABD'deki evlerin yarısına girmeyi başardı. Kablolu televizyonun bu aşamaya gelmesi 20 yıl almıştı. 2007’de online medya akışına (streaming) geçtikten sonra önce Kanada’ya sonra Latin Amerika’ya sonra Avrupa, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya pazarlarına girmişti. Kişisel bilgisayarlar, akıllı televizyonlar ve telefonlar, tabletler, oyun konsolları gibi internet bağlantısı olan hemen her cihazdan ulaşılabiliyor. Netflix dizilerin box-set’lerinin pahalı olduğu bir zamanda bütün bölümleri birden yayınlamaya başlayarak, hem tüketiciye ekonomik anlamda kolaylık sağladı hem de yayın saatinde ekran başına geçme alışkanlığından hızla uzaklaşarak dilediği yerde ve zamanda tüketen izleyiciye ayak uydurdu. Daha sonra kendi ürettiği yepyeni içeriklerin de tamamını bir anda yayınlayarak sektörde bir yeniliğe imza attı.
Netflix Türkiye ne?
Her şey, geçen hafta Las Vegas'da düzenlenen CES'te (Consumer Electronics Show /Tüketici Elektroniği Fuarı) başladı. Netflix CEO'su ve 'binge watching' yani dizilerin bütün bölümlerini arka arkaya izleme kavramının yaratıcısı olan Reed Hastings, o andan itibaren 130'dan fazla ülkede erişilebilir olduklarını açıkladı ve "Global bir televizyon şebekesinin doğuşuna tanıklık ediyorsunuz şu anda," diye başladığı konuşmasını "Artık bütün dünyadaki tüketiciler Singapur’dan St. Petersburg’a, San Fransisco’dan Sao Paolo’ya bütün dünyayla aynı anda, beklemeden istediğini izleyebilecek. İnternetin yardımıyla gücü alıyor, nerede, ne zaman, hangi cihazla izleyeceğine kendi karar versin diye, tüketicinin avucuna koyuyoruz," diye sürdürdü. Sosyal medyada 'netflixeverywhere' etiketiyle başlatılan küresel patlamanın içinde biz de yer almış olduk. Çin, Kuzey Kore ve Amerikan şirketlerinin faaliyet gösteremediği bir kaç yer dışında bütün dünyadan Netflix'e erişilebiliyor artık. Yani Netflix Türkiye'ye geldi demek yerine Netflix'e Türkiye'den de erişilebiliyor demek daha doğru.
Yasal olarak nasıl mümkün oldu gelmesi?
Netflix'in ya da başka bir sitenin Türkiye'den erişime açılmasında yasal olarak zaten herhangi bir sorun yok. Bir tek Çin'de bu konuda hükümet onayı gerekiyor ki, Hastings Çin'de de internet medyasının düzenleyicisi birimlerle görüştüklerini, sabırla, gerekli ilişkileri kurmakta olduklarını belirtiyor. Sunulan içeriklerin telif hakkı meselesine gelince, bu konu belli ki zamanla çözülecek (veya çözülmeyecek). Yolun bundan sonrasını her ülkenin yasalarına göre belirleyecek Netflix. Bütün pazarlara aynı anda girme gerekçesini de şöyle açıklıyor: "Pazara girip yerinde öğrenmenin çok daha yararlı ve hızlı olduğunu farkettik. Bu konuda en güzel örnek Brezilya. Dört yıl boyunca servisle ilgili sorunları dinledik, anlayıp çözmeye çalıştık, çözdükçe öğrendik ama bu dört yılımızı aldı. Oysa şimdi her yerde aynı anda ilerleyeceğiz, Polonya'da, Singapur'da, Hindistan'da ne yapmamız gerektiğine eş zamanlı olarak karar verecek ve Brezilya'dakinden çok daha kısa zamanda anaakım bir ürün olacağız. Daha önce girdiğimiz ülkelerde büyük lansman kampanyaları düzenledik, burada (Las Vegas'da) tek seferde hepsini birden duyurmak kolay oldu tabii ama telif hakları açısından işimiz zor."
Gelecek için planları ne?
Reed Hastings önümüzdeki 10 yıl içinde içeriklerin de değişmesine neden olan bölgesel farklılıkların tamamen ortadan kalkacağını düşünüyor. Ancak halihazırda varolan dağıtım yapısının sınırları içinde hareket etmek durumundalar. "Amacımız ve isteğimiz bütün dünya vatandaşlarının her tür içeriğe her an ulaşabilmesi," diyen Hastings'e göre bunun için gereken teknoloji mevcut ama engel olarak karşılarına çıkan şey, farklı iş modelleri. Netflix gibi özel bir şirketin bu farklılıkları hükümetlerden daha kolay ortadan kaldırabileceğine inanıyor. Ayrıca izleyiciye istediğini, istediği zamanda makul bir fiyata sunmanın korsan endüstrisinin de düşmanı olduğunu düşünüyor. Mesela Avustralya'da Netflix'den sonra torrent kullanımında 2015'de %15 düşüş olmuş. Uzun vadede, biraz da bu telif hakları nedeniyle özgün içerik üretimine yatırım yapmaya karar vermişler. 2016'da yeni 31 dizi, 24 orijinal film 30 çocuk dizisi ve çok sayıda komedi programı yayınlamayı planlıyorlar. Spor karşılaşmaları ve haber alanına girmeye hiç niyetleri yok, geleneksel televizyonun bunu gayet iyi başardığını düşünüyor Hastings. Ancak sanal gerçeklik gibi yeni platform denemeleri yaptıklarını da belirtiyorlar.
Biz nasıl izliyoruz?
Netflix.com/tr'ye girip yaklaşık 25 - 40 TL arası değişen fiyatlarda üç abonelik türünden birini seçerek üye oluyoruz. Kredi kartı numarası vermek gerekiyor ancak ilk bir ayın deneme süresi olduğunu ve ücretsiz olduğunu belirtelim. Servisten memnun kalmazsanız, bir ay bitmeden aboneliğinizi iptal edebilirsiniz yani. Şu anda epey sınırlı sayıda ürün olmakla birlikte çeşitli dil ve altyazı seçenekleri var. Türkçe altyazılı ürünlere, ki hemen her gün bir iki tane ekleniyor aralarına, http://www.netflix.com/browse/subtitles/tr adresinden ulaşabilirsiniz.