Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Muzip çapkın Ömer, hırslı şaşkın Defne

"Dokunulmamış yerine dokunsun.." Bence bu bölümün anahtar cümlesiydi bu. Daha önce hiç dokunulmamış yerlerine  yani kalbine  dokunulan Ömer, şimdi o daha önce dokunulmamış yerlerinin incinmesiyle, sızlamasıyla yeteneğini kaybetme noktasına gelmişti. Koskoca, dağ gibi adamı ne hale getirdi bu aşk acısı; hırs küpü Defneler bunu görsün de üzmesinler artık caaağğnıım Ömercikleri. Tam eli titreyen, çizemeyen,yeteneğini kaybetmeye ramak kalan bir adam nasıl olur da bu kadar muzip, misafirlikteki yaramaz çocuk gibi dolaşır ortalıkta aklım almıyor diyecektim ki onun Ömer İplikçi olduğu gerçeği düşüverdi zihnime. Gürültü için hesap soracak muhatap arayan oğlumuz bir anda karşısında yalancı kuşunu görünce gülmemek için dudaklarını kemiren bir kuzucuğa dönüşüverdi. Ha bir de bu ortak alana bırakın gitmeyi yolunu bile bilmeyen Mr.İplikçi kendine o alanda mola vermelere doyamadı :) Bu arada çizemeyen ama "Bakmam gözünün yaşına ona göre," diyen Ömer’in özgüveninden verin bana. Ne demek kalmadı? İstiyorum, o özgüven buraya gelecek nokta.

Mr. İplikçi and dokuz numaralı bakış.

"Aklından beni yemek mi geçiyor Defne?" diyen, dokuz numaralı çarpık ve hınzır gülüşünü atan bir Ömer İplikçi düşünün. Ayyh sanki hep bi alev aldı burlar; açın açın cam pencere ne varsa bırakın tamam düşünmeyin.. Cam demişken dönelim sayın İplikçi'nin aslında dışardan göründüğü gibi çok da muhteşem olmayan hayatına...Sadece 15 günde bir tasarım harikası çıkaran adam, bir düz çizgi çizemez oldu ama gel Sinan, gel canım sen de gel, çocuğun üstüne sen de o dokunulmamış yerindeki yaralara bol tuz ek. Adeta bir melek(!) olan sevgilin ve sen sonunda çıldırttınız adamı gerçekten bravo! Tabii ki malum durum için kendine hayli kızgın olan Ömer bir de Sinan'ın hazmedilemez sözlerini duyunca n’apsın yavrum geçiriverdi elini cama… Benim resmen yüreğime yüreğime battı o cam kırıkları. "Güvenmiyorum," diyen o sert, soğuk Ömer sanki buharlaşmıştı bu bölüm.. Bu kıza heep zarar ziyansınız demek geldi içimden Ömer bilekliği alınca; önce dert yanan Sinan'a dayanamayıp kızcağız verdi bilekliğini sonra Koray tüylü kalemlerinden yürüttü şimdi de Ömer demiştim kii yine Mr. İplikçi zarifliğin son noktasına bir nokta daha ekleyerek ayrı olduğu, rakip olduğu ve tabii ki aşık olduğu kadının aldığı bilekliğinin yerine yenisini koydu; hem de çok şık bir şekilde.. Karizmandan çöktük be adam bi dur :)  Yok hediye almacalar,evine bırakmacalar, sayısız kez kolundan tutup çekmek suretiyle gitmesine izin vermemeceler falan; hayırdır yani Ömercim bilelim.

Sendeki bu ayran gönüllülük doğuştan mı yoksa sonradan mı oldu anlatsana brz.

Sinan, seninle özel bişey konuşmam lazım. Sen bu Sude'nin tam olarak neyini seviyorsun anlatsana biraz.  Ha bir de senin bu gönlün galiba sütten direk ayranlığa terfi etmiş.Defne ya daha bir ay öncesine kadar "tutulduğunu" sandığın kız, hani şirketten de bir nevi senin yüzünden gitti ya ve bu gitmenin sorumlusu da sevgilin ya, gerçekten benim aklım almıyor dün kızıp bugün affetmeni.

1 2 3 4 5
L'Appel du vide
14/12/2015 11:41
YORUMLAR




DİĞER HABERLER