Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Komedi Dükkanı > Arkadaşım Hoşgeldin

Baştan söyleyeyim: Komedi Dükkânı’nın yeri bende bambaşka. İyi günde ve kötü günde açıp izliyorum. Hastalıkta ve sağlıkta arka planda Komedi Dükkânı’nın eski bölümleri var. Yoksullukta ve bollukta da iyi gider. İşyerinde çaktırmadan izliyorum, televizyonda istikrarlı takip ettiğim tek yayın. Arkadaşım Hoşgeldin ise en azından şimdilik aynı kaliteden uzak.

Yanlış anlaşılmasın. Arkadaşım Hoşgeldin hala Türkiye televizyonlarındaki açık ara en iyi program. Ama bir Komedi Dükkânı değil. Daha önce nasıl farklı sınıfları bir araya getirebildiğini uzun uzun yazmıştım.. Tarihte hiç kimsenin yapamadığı bir şeyi becerebilmesi de bunun en net kanıtı: Kurtlar Vadisi Pusu’nun AB Grubu’ndan seyirci çalmayı başarıyor. Konseptin özgünlüğü, programın dinamizmi, oyuncuya sonsuz alan bırakan ve doğaçlamanın ufkunu genişleten; bazen zekânıza bazen de en temel gülme refleksine hitap eden bir komiklik canavarı.

Hepsinin ötesinde ekranın en büyük yıldızına sahip. Müzik dünyası için Tarkan neyse televizyon dünyası için Tolga Çevik de o. Paraleller belli: Her şeyden önce inanılmaz fiziksel bir oyuncu, vücuduyla yapamayacağı aksiyon, giremeyeceği şekil yok. Gay karakteri de cross-dresser’ı da bütün toplum kodlarımızı yıkarcasına rahatça oynayabiliyor. Dans ve müzik yetenekleri zaten malum. Yalan Sanırım Türk popunun son birkaç yıldaki en iyi şarkılarından. Yönetmen, bir doğum skeci esnasında “Ebeni ara!” dediğinde kendi kendini arayıp “E, beni arıyorum,” diyebilecek kadar inceleri gören, seyirciden hiçbir reaksiyon almasa da performansında hiçbir düşüş yaşamayan bir kusursuzluk sergiliyor. Ancak en önemlisi şu: Nasıl her Formula 1 aracı sürücüsüne özgü dizayn ediliyorsa, Komedi Dükkanı ve Arkadaşım Hoşgeldin de aynı, Tolga Çevik televizyonlarımızın kesinlikle yerinde başka herhangi biri olsa programın aynı şekilde devam edemeyeceği tek oyuncu.

İki komediyi karşılaştırırken akıllara gelen ilk fark Ezgi Mola elbette. Ancak Ezgi Mola sorun yaratmaktan çok programa boyut atlatmayı başarıyor çoğu zaman. Kolay değil Tolga Çevik gibi bir oyuncuyla aşık atabilmek. İlk başlardaki tutukluğunu ve “Öyle demeyin, ailem de izleyecek,” gerginliğini üstünden attıktan sonra kabuğunu da kırdı. Dolayısıyla sorunları başka yerde aramak gerekiyor.

Fırat Parlak (Yönetmen)

Fırat Parlak’ın Tolga Çevik’e alan tanımakla kalmayıp alan da yaratması takdire şayan. Bu kadar dominant bir oyuncuya karşı geri çekilmeyi becerebilmesi, üstüne üstlük bunu hiç ortalarda görünmeden daha da önemlisi ortalarda görünmeyi istemeden yapabilmesi konseptin başarısını sağlayan en önemli etkenlerden. Ancak Komedi Dükkânı’ndaki Selçuk İnan halinden Arkadaşım Hoşgeldin’deki Burak Yılmaz durumuna dönüşmesi programı etkiliyor ister istemez. Üstelik Komedi Dükkânı’nın en eğlenceli anlarını yaratan atışmalara da girmiyor pek artık. İkilinin kimyası olabilecek en üst seviyedeyken başarı için golleri Tolga Çevik’in atması şart.

Salon-Sahne-Işıklandırma

Star TV’deyken Bostancı Gösteri Merkezi’nde çekilen Komedi Dükkânı’nın sahnesi ayrı bir efsaneydi. Salonun küçük ve samimi ortamı, seyirciden ziyadesiyle güç alan oyuncuların performansını da etkiliyordu elbette. Çok daha aydınlık ışıklandırmaya sahip olan programın tiyatro havasına katkısı evinizde otururken bile tiyatro izliyormuşsunuz hissi veriyordu insana. Arkadaşım Hoşgeldin’in çekildiği BKM sahnesi ise devasa boyutu, felaket ışıklandırması ve sahnenin renksizliğiyle tiyatro salonundan çok film setini andırıyor.

Konuklar oyunculuk yapamazken (temsili).

Konuklar

Belki de en büyük problem. Yılbaşı özel programında homofobikliğiyle irrite eden Volkan Konak’tan, aşırı kasıntı halleriyle ortama kesinlikle ayak uyduramayan Ferhat Göçer’e kadar yapılan konuk tercihleri küçük çaplı bir skandal. Bu kadar özel bir konseptte sırıtmamanın zorluğunu anlıyorum elbet ama o ağırlığı kaldırabilecek müzisyen yok Türkiye’de. (Hayko Cepkin hariç.) En basit örnek Erdal Tosun gibi bir tiyatro efsanesinin konuk olduğu programın bu sezonun en güzel anlarını yaratması. Zaten rating’ler tavan yapmışken izleyici çekmek için Arkadaşım Hoşgeldin’in Demet Akalın’a, Saba Tümer’e, Ayşe Özyılmazel’e ve Hüsnü Şenlendirici’ye ihtiyacı yok.

Seyirciler

Komedi Dükkanı’nda seyircinin sahneye çıktığındaki toyluğu ve samimiyeti Arkadaşım Hoşgeldin’de yerini fazla ilgi çekmeye çalışan kasıntı oyunculara bırakmış durumda. Herkesin sahnede Tolga Çevik olma çabası ve elbette başarılamaması, Komedi Dükkânı’ndaki doğaçlama sıcaklığının yakalanmasına da engel oluşturuyor. Gitmişken eğlenin yahu, bir şey kanıtlamanıza gerek yok.

Tolga Çevik

Gelelim en düşündürücü konuya. Tolga Çevik’in yetenekleriyle alakasız, karakterinden kaynaklanan bir sorun hemen göze çarpıyor: Sahneyi özellikle Ezgi Mola’yla paylaşırken topa fazla girmekten çekinmesi, golü atmaktan çok çapraz koşularla Ezgi Mola’ya alan yaratması ve arka plana çekilmesi Komedi Dükkânı ritminin yakalanamamasındaki en büyük etkenlerden biri, ama bu ne Tolga Çevik’in ne de Ezgi Mola’nın suçu.

Hele fazla ünlü ve Tolga Çevik’in dehasından alınabilecek konukların olduğu programlar gereksiz bir sahne bırakma curcunasına dönüşüyor. Üstüne üstlük Tolga Çevik’in yönetmenle baş başa kaldığı oyunun başındaki bölümlerin süresi azalmışken Tolga Çevik’in sahne süresini alakasız insanlarla paylaşmak zorunda kalması fazlasıyla can sıkıcı.

İkinci nokta tamamen gözleme dayalı: Özellikle programın ilk haftalarında sarf edilen “geri zekâlı”, “erotic shop” gibi sözlerden kanalın ceza alması, Tolga Çevik’in en önemli gücü olan rahatlığını da kısıtlıyor. Daha da ilginci şu: Dünya klâsında bir oyuncunun kendini bu kadar kontrol etmeye çalışması sahnede öyle ya da böyle tam performansla yer almasını engelliyor. Star’da da program benzer cezalar almış olmasına rağmen genellikle Yönetmen-Tolga Çevik arasında geyik konusu olmaktan öteye gitmiyordu, konuyla ilgili kanal baskısı olması çok muhtemel. Geminin kıçından bahsederken kıç kelimesinin bile biplendiği bir noktaya geldik şu hayatta. Yapmayın etmeyin adam rahat rahat oynasın oyununu.

Öyle ya da böyle, televizyon tarihimizin en özel yapımlarından biri. Keyfini çıkarın.

Yazmadım diye unuttum sanmayın Özer Atik bambaşka.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER