Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Kadınlar ne ister?

Çok tatlı bir evlilik teklifi hikayesi dinledim yakın zamanlarda. Oğlumuz, kızımızın bir ağaca astığı dileğini oradan alıp, parıldayan bir yüzük olarak kendisine geri vermiş. İkisini de pek sevdiğimden, genç çiftimize mutluluklar dilerim. Tabii onlardan bağımsız olarak şunu da sormak isterim dünyaya: Bir kadının özene bezene ağaca astığı dileği illa da evlenmek midir?

Bu martiniçkadır, cemre düşünce takılır, leylek görünce ağaca asılır.

Her kadın muhakkak ki, Hıdırıllez dileği olarak kağıda Behlül yazıp denize atmaya çalışan Nihal Ziyagil midir? Neden kadınlara hep evlilik dilemek düşer, ve neden bunun böyle olduğunu en çok da kadınlar iddia eder? Neden Kısmetse Olur evinde Seda Hanım, “Kadında geçmiş, erkekte gelecek aranır,” der? “Sevdiğim erkek beni kıskanmalı,” diyen bir kadına neden hemcinsleri “Aklını mı kaçırdın?” demez de, anlayışlı bir tavırla kafalarını sallarlar, aynısını kendileri için de dilerler? Neden kadınlara kötü davranan bir erkek gördüklerinde insanlar, ona ders olması için “Senin anan bacın yok mu?” diye sorarlar. Bir kadın, bir erkeğin anası, bacısı, yengesi, karısı olmadan da normal davranılmayı haketmez mi? Neden bir kadın, evlilik peşinde işini gücünü bırakıp, “Artık setlere dönemem, zaten çocuklarımı büyütüyorum,” dediği zaman onu çok takdir etmemizi bekler? Çocuklar güzelce büyüsün elbette ama aynısını neden asla bir erkekten beklemeyiz? Neden haksızlığa uğradığına inanan bir kadın “Her şeyden önce ben bir anneyim?” diye başlar lafa? Anne olmasa, gördüğü haksızlık reva mıdır?

Sevdiğim kadınlar.

Bir erkeği sevdiğinde ona dönüşen değil de, kendini zerre değiştirmeden onunla büyüyen kadınları seviyorum dizilerde bile olsa, yerli dizilerde de sık rastladığımız bir durum değil bu maalesef. Bunun en yakın zamanlı, en baldan tatlı örneklerinden birisi de MedCezir’dir, Mira’dır mesela. Yaman gibi bir adama, Orkun’u hayatından çıkartmayacağını bir an bile taviz vermeden kabul ettirmiş, ne zengin olduğu ve şımartılarak büyüdüğü için ezilip büzülmüş, ne Yaman’ın hayatına karışmak için kendinden ödün vermiş, ama ne de Yaman’a olan sevgisinden bir an bile bizi şüphelendirmemiş Mira. Güçlü kadınlarla dolu Beylice ailesinin bir ferdiydi o da nihayet, farklı bir davranış görsek hayal kırıklığına uğrardık, kalbimiz kırılırdı.

Dünyanın en güzel Ayşegül’ü var sonra tabii ki Poyraz Karayel’de. Dünyanın en deli esen Poyraz’ının akışı karşısında ancak Ayşegül kadar güçlü durulurdu herhalde. Kanlı cinayetlerin ortasında bile aşırı soğukkanlı durabilen bu kadın, sırf Poyraz televizyonda bir kadının arkasında gitar çalıyor diye depresyona girebilir, günlerce telefonunu açmayabilir. Çünkü kadın olmak tam da böyle bir şeydir ve aslında konunun erkeklerle hiçbir alakası yoktur. Ayşegül, ne Poyraz’ın dünyasında yitip gider, ne sırf Poyraz inanıyor diye kendi derdinden vazgeçer, ne de yetiştiği ağır erkek egemen, silahlı mafyalı dünyanın ayağına yük olmasına izin verir. Ayşegül, işinde gücünde, aklı başında bir kadındır ve yaptığı her şeyde aşk esastır, mecburiyetler değil.

Bol ataerkilli, erkeğimli kadınımlı, iyelik eklerinin sevgililiğin ilk koşullarından sayıldığı Kısmetse Olur evinde, aklı başında ve işinde gücündeliği ile gönlümü kazanmış Dani var bir de mesela, son finalde elendiği için de üzülmedim değil. Tankut’la birbirlerini boğmayan, yüzüklerin havalarda uçuşmadığı, başkasına merhaba denildiği için kavgaların patlamadığı sakin ilişkileri, en başta evdeki hemcinsleri tarafından yadırganıyordu Dani’nin, çünkü öğrendiklerinizi kolay kolay değiştiremezsiniz, çünkü memleketçek sevgili deyince, eş deyince anladığımız şey aslında mutluluğun çok uzağında. Kadın olmak bu yüzden bu kadar zor burada. Saplantıyı aşk, şiddeti kıskançlık sandığımız, böyle sanan çocuklar yetiştirmeye devam ettiğimiz için. Bundan kurtulduğumuz ve özgürleştiğimiz günler, diziler ve filmler dilerim. İyi seyirler.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER