Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Hayaller Hürrem, gerçekler Selin

Tam da Salı akşamları izleyecek bir dizi buldum nihayet diye sevinmiş, konuya ne de umutlu başlamıştım. Kız güzel, oğlan yakışıklı, kötü adam desen hepsinden yakışıklıydı, olayların gelişimi ilgi çekici olacağa benziyordu, Fransa güzel, Karadeniz şahaneydi. Ama heyhat, hüsranım büyük oldu.  Evet, tabii ki Gecenin Kraliçesi’nden bahsediyorum.

Dizideki diğer tüm oyuncuları ve ekibin kalanını hiçe sayıp Meryem Uzerli üzerine bu kadar yoğunlaşan tanıtımlardan biraz şüphelenmeliydim aslında, ama Meryem Hanım’ın sempatikliğine kandım, olsun dedim, illa ki olur dedim. Gel gör ki ilk bölümden bugüne kadar maalesef henüz hiç olmadı, olamadı.

Bir kere diyaloglar aşırı manasız. Bir kelimenin peşine altı sayfa yazı yazabilecek kadar düşkünümdür cümlelere, güzel konuşan insanları bir odaya doldur, bölümler dolusu izlerim sıkılmam. Ama Gecenin Kraliçesi’nde bunun yanına bile yaklaşılmadı henüz. Nedenini de anlayabilmiş değilim açıkçası. En son Kartal’la çapkın arkadaşı arasında (ki o çocuğun çapkınlığı da nasıl sakil, nasıl üzerine oturmuyor) aşağıdaki diyalog yaşanınca bayılayazmışım artık:

  • Bak, kursta bir fırın var, bazen pastanın altını yakıyor, bazen üstünü. Bir türlü olmuyor.
  • Fırın mı dedin sen bana?
  • Aşk fırın, sen de pastasın evet.

Nokta virgül atlamışımdır belki ama diyalog buydu. Metafor mu şimdi bu Allahaşkına? Tamam, her dizi kendine elbette ama, daha geçen hafta ‘Mutluluk peşinde koşarken öleceksiniz’ diyen Poyraz’ı duyduk hep beraber, onu duymamış gibi mi yapalım?

Sonra o özel dedektifin hali nedir? Sürekli yemek yiyen, yanında fast food kutularıyla dolaşan aşırı Amerikanvari  bir dedektif karakteri kadar diziye oturmayan bir şey görmedim hayatımda. Dedektifi sarsaklaştırarak bir mizah öğesi katmaya çalıştılarsa, mizah bu değil. Adamın durumu neye hizmet ediyor, neden dev bir karton bardaktan sürekli kola içiyor?

Sürekli dizilerde mantık arayalım türünden bir insan asla değilimdir, ama o kadar mantıksız şeyler olyuor ki artık izleyen için Gecenin Kraliçesi sıkıcı hale geliyor. Kim kimdir, kim neyin peşinde hiç anlaşılmıyor, ki epey yoğun bir yerli dizi izleyicisi olduğumdan en saçma dizi durumlarına bile adaptasyonum yüksektir. En basitinden, Selin’in annesinin aksanı neden bir azalıyor, bir artıyor? Fransa’da kaldıkça Türkçesi daha akıcı hale gelen tek insan bu hanım mıdır?

Kadro güzel, konu iyi. Peki neden olmuyor, olamıyor? Açıkçası bunları yazarken dizinin reytingi hakkında fikir sahibi değilim. Olmamış, derken, diziyi bir heves izlemeye başlamış ama üç haftada tükenmiş bir izleyici olarak yazıyorum, bir reyting değerlendirici olarak değil.  Yine de umudum var, tamamen gözden çıkarmış değilim diziyi. Umarım daha izlenebilir bir hale gelir de, hazır herkesi bir arada bulmuşken salı akşamlarımızı onlarla geçirmeye devam ederiz.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER