Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Gypsy: Arzular şelale

İyi bir iş, sizi seven aklı başında bir eş, dünya tatlısı bir çocuk, güzel bir ev mutlu olmak için yeterli gibi görünüyor değil mi? Gelin görün ki, Netflix’in yeni dizisi Gypsy’de Naomi Watts’ın canlandırdığı Jean Holloway karakteri için durum öyle değil. Bazı insanların hayatta her şeyi vardır ama yine de yeterli olmayabilir. Belki de onları hemen asıp kesip yargılamadan önce içlerinde ne fırtınalar kopuyor anlamaya çalışmakta fayda var.

Netflix’in yeni dizisi Gypsy arzular ve toplumun zorlamaları nedeniyle ört bas edilmeleri hakkında bir dizi.

Psikoterapist Jean hastalarının hayatıyla biraz fazla ilgili. Sordukça soruyor, her bir şeyi bilmek istiyor.Psikoterapist Jean Holloway’in saygın bir işi, yakışıklı, iş güç sahibi bir kocası, zeki ve tatlı bir kızı vardır. Diğer yandan oldukça dominant bir annenin kızıdır. Michael (Billy Crudup) ile evlenmeden önce bir süre ondan ayrılıp kendi dairesini tutup, özgürlüğünü ve kendi hayatını yaşamayı seçmiş, aradan vakit geçince sevdiği bir insanla birlikte güvenli bir limana sığınmak için yeniden Michael ile birleşmiştir.

Ancak o veli toplantıları, banliyö hayatı, kocası Michael ile medeni sohbetler, beyaz şaraplar Jean’in içini ince ince ufaktan kıymaktadır. Hiçbir ilerleme kat etmeyen hastalarından da sıkılınca onların  hayatının içine girmeye ve anlattıkları hikayelerin diğer yüzünü araştırmaya başlar. Danışanlarından Sam’in hikayesini deşmeye başlayınca, Sam’in eski kız arkadaşıyla, bir kafede çalışan genç, güzel ve cazibeli Sydney ile tanışır.

Beyaz gömlek, ölçülü gülümseme, bir kadeh beyaz şarap, efendi koca. Fazla mükemmellik kaşıntı yapar söylemedi demeyin.Jean etrafını deşip, ortalığı karıştırdıkça hayatına bir renk getirir getirmesine ama yalanlar da beraberinde gelir. İşin kötü yanı neden böyle davrandığını bilmediği gibi bir türlü kendine mani de olamamaktadır. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi ateşle oynayınca olaylar sarpa sarar.

Son yıllarda televizyonda hayatından sıkılmış orta sınıf adamların hikâyelerini izlemeye pek alışkınız. Bunlardan en bilineni ise Mad Men. Jean da tıpkı Don Draper gibi aldığı kararların sonucunda kendisini tehlikeye atan bir insan. Dolayısıyla güvenli hayatından daha fazlasını isteyen bir kadının hikâyesi de pekâlâ anlatılabilir. Gypsy de kadın arzusu, orta yaş krizi ve kırklı yaşlardaki cinselliğe odaklanarak bu hikâyeyi anlatıyor.

Diziyi izlerken ister istemez insanın aklına Stanley Kubrick’in 1999 tarihli Eyes Wide Shut ve Luis Bunuel’in 1967 tarihli Belle de Jour filmleri geliyor. Belle de Jour’da Catherine Deneuve tarafından canlandırılan  Parisli ev kadını Severine de onu seven, yakışıklı bir kocası olan ancak arzularını ve fantezilerini tatmin etmek için gizli bir hayat yaşayan bir kadındı. Eyes Wide Shut’da ise Nicole Kidman’ı bir bahriyeliyi hayal eden, sosyal kurallar altında ezilen, arzularını dilediğince tatmin edemeyen bir karakterde izledik. Gypsy de dahil olmak üzere bu üç hikayede, adamlar, kadınların arzularının kendileriyle ilgisi olmadığını, ihtiyaçlarının ise güdüsel olduğunu görünce ne yapacağını bilemiyor.

Hangisi daha tehlikeli, kim kimi yakacak acaba?Naomi Watts, şu dünyadaki en iyi oyunculardan biri. Canlandırdığı karakter kimlikleri değiştirip farklı kişiliklere büründükçe, nasıl kontrolden çıktığı gözlerinden okunuyor. Sophie Cookson’ın canlandırdığı Sydney ondan çok daha genç ve aslında entelektüel bakımdan dengi olmamasına karşın aralarında müthiş bir kimya var.

Diğer yandan Jean’in kocası Michael ise tam anlamıyla talihsiz bir budala değil. İş yerinde ona aşık sekreteri Alexis (Melanie Liburd) ile gerilimli ilişkisi sayesinde, diziyi yer yer acaba Michael’ı ne zaman bu kadına kaptıracağız diye de izleyebiliyor insan.

Tüm bu anlattıklarımdan dolayı Gypsy böyle çok karanlık, seksi, esrarlı bir dizi gibi görünüyor. Hatta dizinin jenerik müziği efsane Fleetwood Mac şarkısı Gypsy’yi Stevie Nicks dizi için yeniden kaydetti, bu da başlı başına seksi bir şey ama aslına bakarsanız o kadar da heyecanlı değil. Neden? Çünkü dizi çok yavaş ilerliyor, açılıyor da ondan. Daha ilk bölümden aslında sonunda ne olacağını insan tahmin edebiliyor. Yani bu tüm bölümleri ardı ardına izlenebilecek bir yapısı yok bence . Elbette Naomi Watts dünyanın en güzel, en çekici kadını ve müthiş bir oyuncu. Ama bence haftada bir bölüm olarak rahatlıkla izlenebilirmiş.

Gypsy, on bölümden oluşuyor. 30 Haziran’da Netflix platformundan izleyebilirsiniz.





YORUMLAR




DİĞER HABERLER