Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
GoT finali ve çözümsüz dertlerimiz

Bir anda delirmek olur mu hiç?

Game of Thrones sekizinci sezonu ile televizyon yolculuğuna veda etti. Yan hikayelerin başka kurguların daha sonra dallanıp budaklanacağını düşünüyorum ama şimdilik “Game of Thrones izliyorum ben. Adamlar film gibi dizi çekiyor,” tayfası durumdan memnun değil. Neden peki? Khaleesi delirdi ve insanları öldürdü diye mi? Öfkeli kalabalık kendi içinde ikiye ayrılıyor. Bir kısım, King’s Landing’teki insanların ölmeyi hak ettiğini çünkü Ned Stark idam edilirken sevindiklerini söylüyor; yani o ölüme sevinenlerle tamamen aynı kafadalar. Diğer kısım şaşmış durumda ve senaristlerin Khaleesi’nin karakter gelişimini hiçe saydıklarını iddia ediyor. Bilmem farkında mısınız ama Khaleesi’nin delireceği en başından belliydi. Kendisine karşı çıkanları özgürlük savunucusu ünvanı altında hep yakmadı mı? İnsanların aslında ne istediklerini düşünmeden onlar için en iyisine karar vermedi mi? İkinci sezon finalinde Khaleesi’nin öngörüsünde de Red Keep bayağı darma dumandı, yalan mı? Bu izlediğimiz öylesine uydurma bir final değildi yani. Deli Kral’ın kızı zaten delirecekti. Ben sadece bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum; etrafındaki insanların taraf değiştirmeye bu kadar meyilli olduğunu da. Bunlar uzun zamandır Khaleesi’yi desteklemiyor muydu? Liderin çekiciliği onları ejderhaların annesinin etrafına toplamaya yetmemiş demek ki; tamamen kendi çıkarlarına göre kullanabilecekleri bir kraliçe seçmişler. Her zamanki gibi. Çünkü etrafındakiler onunla gerçekten duygusal bir bağ kursalardı onu mantıklı çıkarmaya çalışırlardı. Yani Khaleesi aslında büyük bir aldatmacanın içindeydi.

Bu sahneye sonra geleceğiz.

Çekirdek aile

Stark çocuklarının sonlarından bahsedersek, Bran’in Kral olması fikri nasıl çıktı onu anlamadım. Ama dizinin yaratıcılarının ana temasını düşündüğümde bu sonuç çok da yanlış gelmiyor bana. Sadece Kralın büyücü ya da üç gözlü kuzgun olması fikri beni rahatsız ediyor. Sansa, Winterfell’in kraliçesi olabilir. Zaten gördüğümüz kadarıyla başına gelen her şeyden sonra bile hala en büyük dileği buymuş. İnsanlar asla değişmez işte. Arya uzaklara gidebilir benim için hiç sıkıntı yok. Ona karşı asla duygusal bağım olmadı. Night King’i öldürmesi de çok fantastik bir anlam taşımıyor benim için. Night King, George R. R. Martin’in de söylediği gibi iklim değişikliği gibi bir tehlike. 8000 yıl önce geldiklerinde de Kuzey’dekiler kendisiyle uğraşmış, King’s Landing’tekiler ise bunun sadece bir Kuzey efsanesi olduğunu düşünmüştü. Yani yine aynı şey oldu. Jon Snow’un sürgünü ve duvarın öteki tarafına geçişi ise… Bilmiyorum Bastard Jon’u daha çok seviyordu sanki dizinin yaratıcıları. Rob Stark’ın mükemmelliği yanında o defolu ve ezik haliyle daha çok umut vaad ediyordu. Ne zaman ki kahramanlığı yüceltilmeye başlandı Jon Snow’un hareket alanı kısıtlandı. Ha bu dizideki amacı, GoT evrenindeki görevi, Night King’i değil, Khaleesi’yi öldürmekmiş demek ki; onu da yerine getirdi. İlk bölümden ölümüne kadar farklı bir Jon Snow, dirildikten sonra farklı bir Jon Snow vardı. Dirildikten sonra ortaya çıkan Targaryen ve Stark olduğu halde tahta da geçmedi. Muhtemelen dizinin ana teması yüzünden Jon’un dirildikten sonra ideal kahraman oluşu GoT evrenini yaratanları rahatsız etti. Çünkü bu hikaye hiçbir zaman bu kahramanlığı anlatmadı. Bu yüzden tahtın gerçek varisi (babası Rhaegar Targaryen’den dolayı) Jon ne kral oldu, ne Night King’i öldürdü, ne de finalden şikayetçi GoT fanlarının fantezilerindeki gibi hatunu Khaleesi’yi yatağında dizginleyip nasıl bir yiğit olduğunu gösterdi. Hikayenin yaratıcılarıne göre izlediğimiz Jon Snow’un izlediğimiz sonu gerçekten iyi bir sondu; çünkü onların iyi finali bu. Jon ve diğer Stark çocukları için hikayeden bağımsız seviniyorum. Dağıldıklarından beri birbirlerinden çok uzak kaldılar ve başlarına çok şey geldi. Starklar’ı tutmasam da Ned Stark’ın çocuklarının geçen sezondan beri her kavuşması beni ağlatmıştır zaten.

Jon da dahil, Stark çocukları.

Lannisterlar her zaman borçları öder

Gözü dönmüş ve finali beğenmeyen izleyicilerin bir başka tatmin olmadığı konu da en büyük düşmanları Cersei Lannister’ın ölümü. Westeros’ta, kardeş kardeşi katlederken, çocuklarından başka herkesi düşman sayan güçlü bir kadından bahsediyoruz. GoT’un finalinden mutsuz, eril zihniyetteki fanların Jamie tarafından öldürülmesini bekledikleri Cersei’den… Cersei ve Jamie’den tiksinmelerinin ilk sebebi ikiz kardeşlerin birbirlerine aşık olmasıydı. Targaryenler kan bozulmasın diye kardeşleri kardeşlerle evlendirirken bu bir kültür meselesiydi ama. Kral Robert herhalde bin kez aldatmıştır Cersei’yi (hemen ama Lyanna Stark’ı seviyordu hala demeyin, Robert onu da aldatacaktı her türlü). Sonra – tabii ki keşke savaşlar olmasa ama- yedi krallık birbirine karışmışken o da çocuklarını korumak için elinden geleni yaptı; ki çocuklarının hiçbirisini de koruyamadı. Erkeklerin üstün olduğu bir dünyada çoğu kez erkek olarak dünyaya gelmek istediğini söylemişti Cersei. Güçlü bir kadındı. Erkek olarak dünyaya gelmese de Westeros’un ilk kraliçesi oldu. GoT’un finalinden mutsuz hayranlar da ondan hep tiksindi. Yaptığı bütün kötülüklerin yanı sıra kadın olduğu için. Halbuki erkek bir kötü karakter bunları yapsaydı onun için Bilmemne Reis bile derlerdi. Unutmadan, kendi kardeşini ve kızını öldüren Stannis hala bir yiğit olarak anılıyor bu tayfa tarafından.

Aslında kendilerine en uygun sondu: Beraber.

Aşırı destekledikleri Jon Snow-Khaleesi ilişkisine enseste girdiği için takılıyorlar. George R. R. Martin burada çok güzel bir şekilde verdiğini alıyor bizden. Tıpkı Reşat Nuri Güntekin’in Ali Rıza Bey’i şaşırttığı gibi oynuyor bizimle. Buna rağmen hala Jamie, Cersei’yi öldürsün istiyorlar; onu seven adam, bu hadsiz kadına gününü göstersin. Ama öyle olmuyor. Jamie’nin Cersei’ye yardım etmeye gitmesinden de ikisinin beraber ölmesinden de tiksiniyorlar. Ya da intikam ateşi ile büyüyen ve erkeksi olduğu için, aşırı kızsal ablası Sansa aşağılanırken yüceltilen Arya öldürsün istiyorlar Cersei’yi, o da olmuyor. Sonuçta Cersei ve Jamie, bu savaşı kazanamayacaklarına göre aslında kendilerine en uygun mutlu sonla ölüyorlar: Beraber. George R. R. Martin burada yine neden hoşlandığını söylüyor. Deli fanların içleri soğumaz ama Cersei ölürken en büyük hatasıyla yüzleşiyor: Bu şekilde öleceğine inanmaması. Bu o kadar gerçek ve klasik bir durum ki. Kötülüklerini hiçbir zaman kendisi ölmeyecekmiş gibi yaptığını gösteriyor. Zaten hep böyle olmaz mı? Bir de dizi boyunca Cersei’nin yaptığı çok büyük bir hata var (Red Wedding ya da Sept’i patlatmasından bahsetmiyorum onlar gayet mantıklıydı) o da kendisi de ezilen bir karakter olduğu halde ezilenlerle ve dışlanmışlarla asla empati kurmaya çalışmaması. Oysa Cersei de gayet o tarafa ait bir insan.

Gözyaşlarımız Tyrion'ınkilere karıştı.

Gelelim hayatta kalan son Lannister’a… Tyrion her zaman bu dizinin en zeki insanı oldu. Zekasının yanında iyi bir insandı da. Görev adamıydı. Ama ondan bunlar beklenmiyordu çünkü cüce olduğu için ailesine göre utanılacak bir çocuktu. Ama Tyrion gerçek bir Lannister olduğunu kanıtladı. Borcunu ödedi. Final bölümünde kardeşleri Cersei ve Jamie’nin cesetlerini bulduğu sahne benim için en acıklı anlardan birisiydi. Tüm dizinin hatta. Khaleesi’nin icabına bakarak da hem Westeros’un klasik saray entrikalarını yerine getirdi hem de kardeşlerinin intikamını aldı. Bir zamanlar “Cersei’yi küçük kardeşi öldürecek” kehaneti yüzünden Tyrion ablasını öldürecek sanıyorlardı; cüce onlar için esaslı bir adam olmaya yaklaşıyordu. Ama üzgünüm Game of Thrones, gerçek hayattaki ataerkil konuların olduğu ama onların içinin boşaltıldığı, hatta onlardan intikam alındığı bir dizi. Alıştığımız dizilerin aksine aşırı kahraman insanları harcaması işte tam da bu yüzden. Ned Stark, Robert Baratheon, Khal Drogo, Rob Stark, Stannis Baratheon… Bunlar yaşasa testosteronun su gibi aktığı bir dizi zleyebilirdik. Ama sorry, Bran gibi tekerlekli sandalyede ve garip bir Kral, Tyrion Lannister gibi aşırı kıvrak zekalı bir cüce Lord’s Hand, Brienne of Tarth gibi lezbiyen olduğunu düşündüğümüz ama aşırı heteroseksüel olan bir kadın komutan ve Samwell Tarly gibi muhtemelen babasının ve abisinin bile ciddiye almadığı saf yürekli biri tarafından yönetilmeye mahkumsunuz. Tabii ki Westeros’ta kalmaya kararlıysanız. Oralarda “Böyle final mi olur,” diye takılıp dururken bir küçük deli olarak bıraktığımız ama final bölümünde büyüyüp nasıl harika bir yakışıklı olduğunu gördüğümüz Robin Arryn’a benden selam söyleyin.  

Selamlar....

BAĞLAN KESKİN



YORUMLAR




DİĞER HABERLER