Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Geri viteste sıkıştım

Merhabayın Gönül Dostları. Hepimizden hepinize kucak dolusu sevgiler selamlar.  Uzaktan okumakla olmayacak bu Kiralık Aşk dedim  elimi taşın altına koymaya karar verdim umarım saçmalamam (saçmalayacak.)

Girizgahı bırakıp direkt konuya dalıyorum. Sizi şaşırtacam ve ben konuya bebelak çiftimizden değil de Sude'den başlayacağım sanki fazla harcıyoruz bu kızı gibime geliyor. Durun vurmayın durun. Sude geldiğinden beri ona karşı biraz temkinli olmakla beraber herkes kadar önyargılı değildim ben, ha hala da değilim. Geri dönüşlerdeki halleriyle daha da haklı olduğumu düşündüm. Sude ne kadar şımarıkmış gibi görünse de aslında sadece annesini babasını ihtiyaç duyduğu anda yanında istemiş ama onları hep Ömer'in yanında, hep Ömer'i haklı bulurken görmüş.  Ömer'in hayatı bu şekil; gerçi durun ona da çeşitli disslerim olacak. Dedesi bile ay Ömer benim kıymetlim, Ömer benim bebişkom, hanimiş Ömercik diyerek dolaşıyor. Sinan meselesi deseniz malumunuz gösteriyor ama elletmiyordu yani. Sevmiyonsa sevmiyom de oğlum. Yani herkes Ömer'i pişilerken (halk dilinde pohpohlamak) Sude'ye adam kalmamış o da ailesine de Ömer'e de bilenmiş. Ay Koray gibi fazla empati mi yaptım ne oldu, içim acıyla doldu. Ben Sude'yi bu şekilde bi mantığa oturtabiliyorum

Yine gereksiz gerilimlere girildi Sude'nin anlatmayacağı zaten belliydi. O anlatsa Meriç Hanım’ın kapısına gidip Ali Rıza Bey gibi kütenk diye bayılırdım, felç falan inerdi; ne büyük acıları işte o zaman görürdük. Fakat ben şunu anlayamadım, Sude anlatana kadar dur kız ben anlatayım diyen Sinan neden Ömer sorular sordukça anağğ benim ocakta yemeğim vardı unutmuşum diyerek çıktı gitti. Hiç anlayamadım.

Peki Necmi Bey siz ne yapmaya çalışıyorsunuz kuzum? Bir yaralı parmağa işeyin artık rica ediyorum, yeter bıktık; şiir falan seviyoru,z afilli sesinizle okuyorsunuz ama sorunların özüne inin. Yani kimse de kendini biz ne yapıyoruz diye sorgulamıyor, bu Ömüş ne yapacak diyen yok. Bu Kiralık Aşk olayından bile daha can yakıcı geliyor bana. Herkes kendi poposunu kurtarma peşinde

Defne'ye zaten bu yürek yemiş cesaret milyonda bir geliyor onda da müziğkk ciuğv oldu. Uşağkk uşağk haberin gelsin (koriş stayla) Gerçi dedeyle konuşsa ne anlatacaktı, yani Neriman'ın baskısını üzerinden çekse ne olacak ki? Yalan hala ortada yatıyor. Neriman'ın ilişki konusunda da herhangi bir baskısı yok zaten. Dedeyle konuşunca tam olarak neyden kurtulmuş olacak ben hiç anlamadım.

Defne'den başladık madem Defne ile gidelim. Ben Defne’nin bağırmalarına çağırmalarına öncesinde de hiç takılmamıştım; kız öyle bir sıkışıklığın öyle bir çaresizliğin içindeki kim olsa bi dellenir. O yüksek volümlü haller hiç batmamıştı bana. Ömer'in bunları görüp ayması lazım aslında; normalde bu kız böyle miydi?  Hoplaya zıplaya sana kahvaltı hazırlardı, seni gülükletirdi, pazı sarardı, sana çiçek yetiştirma sanatının inceliklerini öğretirdi. Biraz dikkat, okları takip et, şu olayı çöz; hadi benim ciğerim, hadi her genç kızın rüyası zetina dikiş makinesi yürekli çocuk.

Ömer'i de anlıyorum aslında. Kendi problemlerini hep kendiyle çözmüş bir insan başkalarını dinlemeyi de bilmiyordur aslında. Kendini beğenmişlikle yapılan bir dinlemezlik değil fakat düpedüz bilmiyordur.  Bu durumun da şöyle bir açmazı olduğunu düşünüyorum; kimseye muhtaç olmadan yaşadıysanız ve kararlarınız hep hedefi bulmuşsa -ki gördüğümüz kadarıyla Ömer doğru kararlar adamı- Sude'nin ve zaman zaman da Sinan'ın şikayetçi olduğu (hep ben mi buna abilik edecem yeaa demişti hatırlarsanız) Ömer'in her şeyin doğrusunu bildiğini düşündüğü hal hasıl olur. Ömer'in Defne'yi bankta terk etmesi, ben kimseye güvenmek üzerine kurmadım hayatımı demesi hep bu bilinçaltının eseri gibi geliyor bana. Bkz. Ömer'in bilinçaltı dehlizleri.

1 2
Semra Savuk
09/02/2016 22:01
YORUMLAR




DİĞER HABERLER