Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Gecenin Kraliçesi: İki aşık adam, bir kadın

Üç sezondur Meryem Uzerli’yi bekleyen kitleye ait bir insan değilim, ama Gecenin Kraliçesi’ni izledim. Kocan Kadar Konuş izleyip Murat Yıldırım hayranı olmaya başlayacak kadar da ergen ruhlu bir insanım, bunun da etkisi var tabii.

Le Fabuleux Destin d'Selin. 

Dizi gayet karanlık bir sahneyle başlayıp, şahane bir eski Avrupa şehri atmosferinde devam etti. Meryem Uzerli böyle sahnelere tip olarak çok uygun zaten bence. Dar Fransız sokaklarda Amelie misali sekerek gezdiği masalsı bir hayatı olduğu duygusuna bizi ikna etmeye çok yakın birisi. Yalnız 2016 senesi itibari ile masal atmosferi, büyülü Avrupa kasabası hayatı denince akla gelenin hala neşeli bir elbisenin altına çoraplı botlar giyerek gezen bir kadın olması açıkçası beni çok hüzünlendiriyor. Bazı şeyler Amelie ile başladıktan sonra azalarak bitmeliydi halbuki. Yine de, madem böyle bir rol var, Meryem Uzerli buna çok uygun olmuş.  Mesleğinin parfüm yapmak olması da yine atmosfere hizmet etmiş elbette, yalnızlığın kokusunu yaparken aşık olup aşkın kokusunu bir anda ortaya çıkaran butik bir parfümcü kendisi. Parfüm yapmak benim için bu kadar romantik bir konu değil zira diplomasında kimyager yazan bir insanım. Parfüm yapma konusu nazarımda Yalan Rüzgarı’nda Ashley Abbott’un laboratuvar çalışmaları sırasında kapandı yıllar önce.

Çok tatlısın, güzelsin.

Murat Yıldırım’a gelirsek, ki kendisine gelmeyi çok isterim, hafif bir havada kalmışlık duygusuyla başladı bence ilk bölüme, ama arayı kapatacağından şüphem yok çünkü öylesine yakışıklı bir insan neden kapatmasın? Kartal’la Selin arasındaki uyuma öyle ahım şahım bayılmadım yine de ilk bölüm itibariyle. Bir de, bir günlük aşklarının en bağlayıcı sahnesi olması gereken birlikte oldukları anın serada geçmiş olması da beni konudan biraz uzaklaştırdı zira serada sevişmek, eşittir Aşk-ı Memnu’da Behlül’le Bihter’in ilk beraberliği. Sanki her an bir saksı devrilecek, uzaklardan Beşir belirip ertesi gün Bihter’in küpesini şüpheli bir şekilde komodine bırakacak gibiydi. En ikna edici bulduğum sahne Kartal’ın Selin’e yaptığı ayrılık konuşması oldu. Bence ilerleyen bölümlerde açılacak, daha inandırıcı bir hale gelecektir.

Aziz Bey

Dizinin diğer aşık adamı Aziz Bey’e, yani Uğur Polat’a diyecek bir lafım yok açıkçası. Uğur Polat’a kimin bir lafı olabilir bu hayatta diye de düşünmüyor değilim. Karanlık karakterini, aşık olup da bir köpek peşinde bütün köyü ayağa kaldırmasındaki o sakilliği inandırıcı buldum hep, hoşuma gitti. Atölyede gemi maketi yapan zengin yalnız adam sahnesine bir ilave yapmak isterim bir de, tahta oysun. Çünkü Adnan Ziyagil olsa öyle yapardı. İlerleyen bölümlerde Selin’in yüzünü bir tahtaya işlediğini ben şahsen görmek isterim.

Bir takım mantıksızlıklara, bir miktar uzayan sahnelere ve yersiz bulduğum kısımlara rağmen, ilk bölüm sonrası fikrim izlemeye devam etmek yönünde. İzleyelim, görelim.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER