Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
HABER
Festival günlüğü: !f İstanbul'da dün, bugün, yarın

!f İSTANBUL’DA DÜN – 21 ŞUBAT 2016

KEDİLER MİSAFİR DEĞİL, ONLAR HEP BURDAYDI “Mahallenin kedileri siz eve girdikten ve ortalıktan kaybolduktan sonra ne yapıyor?” sorusuna eğlenceli yanıtlar bulan, Galata, Cihangir, Feriköy gibi semtleri dolaşarak İstanbul’un kedilerini filme çeken Kedi’nin gösterimi Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda yapıldı. Filmin yönetmeni Ceyda Torun, gösterimin ardından seyircilerin sorularını yanıtladı. İnsanlar filmdeki kedi-insan ilişkisini görsün ve tanısın istedikleri için filmi sadece Türkiye’de değil, dünyada gösterime sokmayı planladıklarını söyleyen Torun, “Avrupa ve Amerika’da insan-kedi ilişkisi pek yok. Oysa kediler aslında misafir değil, hep buradaydılar” dedi. “Bu film, insanın kendisini ve birbirimizi düşünmemizi sağlıyor” diye konuşan Torun, “İnsan-hayvan ilişkinin çözümü çok basit, ya da siyah beyaz değil. Uzun yıllar yurt dışında yaşadım ve Türkiye’de çok fazla sokak hayvanı var, insanlarla ilişki içindeler. Bu bir lüks, insanlar burada kedileri sevebiliyorlar” dedi. Torun, Kedifilm.com adlı web sitesinde her ay, film için çekilen ama yayınlayamadıkları hikayeleri yayınlamak istediklerini de belirtti.

NACİYE TÜRKİYELİ SİNEMASEVERLERLE BULUŞTU Derya Alabora’yı evini korumak için her türlü caniliği yapmaya ant içmiş Naciye rolünde izleyediğimiz, Lütfü Emre Çiçek’in Screamfest’te dünya prömiyerini yapan korkusu Naciye, Türkiye’de ilk kez dün seyirciyle buluştu. Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda yapılan gösterime filmin yönetmeni Çiçek ve oyuncuları da katıldı. Naciye karakterinin, etrafındaki erkekler tarafından bastırıldığını ve vahşice olsa da insanlara baskı uygulayabilen bir karaktere dönüşmesinin gerisinde bunun yattığını söyleyen Çiçek, onun hikâyesinde ‘What Ever Happened to Baby Jane’deki orta yaşlı, takıntılı Jane karakteri gibi hüzünlü ve sempatik gelen bir hava olduğunu belirtti. Naciye karakterini canlandıran Derya Alabora ise, “Biraz çizilmiş bir karakter var ortada ama yine de sempati duyulan bir kadın. Evini korumak için, çocuğu için bir anda her şeyden vazgeçebilecek bir kadın. Öldürmeye bir kere başladığınız zaman alışkanlık haline gelebilir, dedi. Alabora ayrıca bu filmden sonra öldürmenin yorucu bir şey olduğuna karar verdiğini söyleyerek salonda kahkahalara yol açtı. Çiçek, filmin daha çok gerilim üzerine olduğunu, korku filmi çekelim diye düşünmediklerini ve kurguyu da özellikle dramatik planladıklarını belirterek, “Ruh filmi de yapsam aynı bu ayarda psikolojik olabilirdi” dedi. Çiçek ayrıca, Naciye karakteri için ilk baştan beri Derya Alabora’yı düşündüğünü ve oynamayı kabul ettiğinde çok mutlu olduğunu da söyledi.

 

!f İSTANBUL’DA BUGÜN – 22 ŞUBAT 2016

BRANDO’YU YAKINDAN TANIYIN San Francisco Film Eleştirmenleri Birliği’nce Yılın Belgeseli seçilen, Uluslararası Belgeselciler Birliği tarafından da En İyi Senaryo Ödülü’ne değer görülen, Marlon Brando’nun yayınlanmamış ses kayıtlarından yola çıkarak adeta bir oyunculuk ve hayat dersi veren Listen to Me Marlon/Dinle Beni Marlon, saat 13:00’te Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 7’de.

BAŞKA GERÇEKLİKLER MÜMKÜN! Çığır açacak sanal gerçeklik teknolojisinin en son gelişmelerini takip etmek için gerçekleştirilen atölyede, sanal gerçeklik teknolojisinin geçmişine ve 2016’nın donanım ve yazılım açısından neler getireceğine bakılırken, bir yandan da katılımcılara bu deneyimi ilk elden yaşama fırsatı sunulacak ve basit bir sanal gerçeklik deneyiminin, alanında lider bir oyun motoruyla nasıl geliştirebileceğine dair ipuçları verilecek. Başvuru ile sınırlı sayıda katılımcı alan Sanal Gerçeklik: Anlatı İçin Yeni Bir Devrim atölyesi, saat 13:00’te BAU Galata VR First Lab’de.

BİR FANATİĞİN PEŞİNDE Festival için İstanbul’a gelen efsanevi yönetmen Kazuo Hara’nın, Japon İmparatoru’nu düzenlediği suikastla öldürmeye çalışan Okuzaki Kenzo’nun yaptıklarını hem şok içerisinde hem de merakla takip ettiği, Joshua Oppenheimer’dan Errol Morris’e günümüz birçok yönetmenine ilham olmuş muazzam başyapıtı Emperor’s Naked Army Marches On/İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor, saat 16:00’da Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 7’de. Gösterime Hara da katılacak ve soruları cevaplandıracak.

FRANSIZ USULÜ ROMANTİK KOMEDİ Fransız aktör Louis Garrel’in sürprizli sonuyla şaşırtan üçlü bir aşk hikâyesini Fransız Yeni Dalga sineması esintileriyle anlattığı romantik komedisi Two Friends/İki Arkadaş, saat 19:00’da Cinemaximum Budak / CKM’de.

ÜÇ BOYUTLU AŞK Deneysellikte sınır tanımayan Gaspar Noé’nin Cannes’da kuyruklara yol açan son filmi Love 3D/Aşk 3D yılın en cesur yapımlarından biri olsa gerek. Paris’te yaşayan Amerikalı Murphy’nin delidolu sevgilisi Electra’yla olan tutkulu birlikteliğini konu alan üç boyutlu film, saat 21:30’da Cinemaximum Kanyon Salon 9’da Türkiye galasını yapacak.

2015’İN EN İYİSİ Cannes’da gösterildiğinde festivalin en iyilerinden biri sayılan ve tartışmasız bir şekilde En İyi Yönetmen Ödülü’ne uzanan, Sight & Sound dergisi tarafından “2015’in en iyi filmi” seçilen The Assassin/Suikastçı, 9. yüzyılda Çin’de geçiyor ve sevdiği adamı öldürmesi için görevlendirilen bir kadın suikastçının duygusal ikilemini konu alıyor. Tayvan Yeni Dalga sinemasının en önemli yönetmenlerinden Hsiao- Hsien Hou’nun Le Voyage du Balon Rouge/Kırmızı Balonun Yolculuğu'ndan beri çektiği ilk film olan Suikastçı, saat 21:30’da Cinemaximum Budak / CKM’de.

 

!f İSTANBUL’DA YARIN – 23 ŞUBAT 2016

HİP-HOP İKONLARI ANLATIYOR Hip-Hop modasının 70’lerden günümüze uzanan tarihçesini kronolojik bir hikâyeyle anlatan Sacha Jenkins belgeseli Fresh Dressed/Cakalı Faça, saat 11:00’de Cinemaximum Nişantaşı City’s Salon 7’de.

KÂBUS DEĞİL GERÇEK Adam Curtis’in Batı’nın Afganistan’daki varlığını onun kendi anlatıları üzerinden anlatan film adeta kötü bir kâbus gibi ilerleyerek günümüzdeki karmaşık Ortadoğu coğrafyası hakkında da önemli öngörülerde bulunuyor. BBC için çekilmiş ve bugüne dek hiç kullanılmamış 26 terabaytlık arşivinden yararlanarak oluşturulan Bitter Lake/Acı Göl, saat 16:00’da Cinemaximum Nişantaşı City’s Salon 7’de. Gösterime filmin yönetmeni Adam Curtis de katılacak ve soruları cevaplandıracak.

GÖRÜNTÜLERİN EFENDİSİ İLE YÜZ YÜZE Günümüzün en önemli görüntü yönetmenleri arasında kabul edilen Nic Knowland ilham kaynaklarını ve çalışma yöntemlerini anlattığı bir konuşmayla festivalin konuğu olacak. Nic Knowland: Işıktan Yapılmış Ev, saat 17:00’de DEPO’da.

KAZUO HARA İLK KEZ İSTANBUL’DA! Sinemanın gerçek hayalcilerinden denebilecek 1945 doğumlu Japon yönetmen Kazuo Hara, kırk yıldır kendine has sade diliyle, savaş sonrası Japonya’sının toplumsal normlarına meydan okuyan filmleriyle dikkat çekti ve belgesel etiğine ve yönetmenin sorumluluğuna dair önemli sorular sordu. Michael Moore’dan Joshua Oppenheimer’a ve Errol Morris’e birçok günümüz belgeselcisine de ilham vermiş olan Kazuo Hara ile söyleşi, Kazuo Hara: En Mahrem Hakikatler, saat 18:30’da DEPO’da.

DİRENİŞİN HER RENGİ Rüzgâr Buşki’nin yönettiği belgesel, 2013’ün haziran ayında İstanbul’da Gezi Parkı sürecinde değişen politik havada LGBT bireylerin rolünü ve Gezi’nin onlar üzerindeki etkisini konu alıyor. #direnayol, saat 19:00’da Beyoğlu Fitaş Salon 4’te. Gösterime filmin yönetmeni Rüzgâr Buşki de katılacak ve soruları cevaplandıracak.

TİLDA SWINTON YÖNETMEN KOLTUĞUNDA 1973 yılında yaşadığı şehri terk edip İsviçre Alpleri’nde küçücük bir köy olan Quincy’e yerleşen John Berger’ı Quincy’deki mevsimlerin ritimleriyle merkezine yerleştiren ve aralarında Tilda Swinton’ın da olduğu dört yönetmenin kısalarından oluşan The Seasons in Quincy: Four Portraits of John Berger/Quincy'de Mevsimler: John Berger'ın Dört Portresi, saat 19:00’da Cinemaximum Budak / CKM’de.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER