Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Felina Breaking Bad

Dünyanın en çok sevilen kötü adamlardan birini canlandıran Bryan Cranston, Bill Cosby’den sonra Emmy ödüllerinde üç kere üst üste ödül kazanmış olan tek oyuncu. Kendisi Walter White için ‘hayatımın rolü’ tabirini kullanmaktan çekinmiyor. Biz de ahlak yargılarımızı bu kadar sorgulatan bir insanın arkasından ağlamayı hiç yanlış bulmuyoruz.

Yerli yapımları küçümsediğimden değil yalnızca izlerken çok sıkıldığımdan Türkiye içinde yapılan, yazılan ve çekilen hiçbir diziyi takip edemedim. Her hafta Çarşamba gelsin de Muhteşem Yüzyıl’ı izleyeyim diye bir motivasyonum olmadı. Bunun suçlusu benden başka kimse değil. Yıllarca bu sektöre, kamera arkasında hizmet verdim, hala da vermekteyim üstelik nasıl emek harcandığının gayet bilincinde olup, ne kanlar döküldüğünü bizzat görmüş, ne gözyaşları akıtmıştım. Kendimi çok zorlasam da yapamadım, izleyemedim. Benim için 20 dakikalık yabancı komediler veya 40 dakikayı aşmayan dramalar yeterliydi dizi kültürümü geliştirmek için. Ne çalıştığım dizileri ne de arkadaşlarımın oynadığı veya çalıştığı dizileri izleyebildim.

Breaking Bad’e başlayana kadar bir diziye bağlanmanın ne demek olduğunu unutmuştum. Her saniye bir dizinin aklında olması, komplo teorileri üretmek, karakterlerle bağ kurmak, onları aileden biri gibi görmek ve dizinin bitmesine çok az kaldığının farkında olup ağrıyan dişin sızısı gibi yüreğinin bir yerinde o acıyı hissetmek. Breaking Bad’in biteceğinin bilincinde olan her seven veda anını heyecanla bekledi. Breaking Bad bitti. Şimdi artık hep beraber rahat bir nefes alabiliriz.

Neden uzun zamandır izlediğimiz en iyi dizi olduğuna dair makaleler yazıldı, dizinin yapımcıları ve oyuncularıyla sayısız röportaj yapıldı, videolar çekildi, Breaking Bad üstüne parodiler yapıldı, American Dad dizisinin bir bölümünde Breaking Bad izlememenin nasıl bir duygu olduğunu anlattılar. Amerika büyük finale aylar öncesinden hazırlandı. 29 Eylül Pazar akşamı Amerika’nın bir çok yerinde Breaking Bad büyük finali için barlarda, lokantalarda, özel gösterim yapıldı, final partileri düzenlendi, mavi şekerler hazırlandı, Walter White şapkası ve gözlüğü dağıtıldı ve Walter White’ın sonunun ne olacağını görmek için 10 milyon kişi ekran başında yerini aldı.

Dizideki her şey popüler oldu. Walter White'ın beyaz donu bile.

Breaking Bad’i bu kadar özel kılan neydi? Her hafta yayınlanan bölümlerinin yalnızca sinema tadında çekilmiş olması değil gerçekten 35mm filmle çekiliyor olması mı? İlk iki senesinde 1 milyonun altında izleyici kitlesi varken dizinin finalinin sırf ABD’de 10 milyon küsür izleyiciye ulaşmasını sağlayan kulaktan kulağa yayılan bir efsaneye dönüşmesi mi? Her bölüm dikkatle seçilen müziğin, dizinin finalinde oyunculuk ve senaryoyla başrolu paylaşması mı? Popüler kültüre kazandırdığı ikonik semboller mi (damdaki pizza, Walter White’ın beyaz iç çamaşırı, pembe ayı, mavi kristal meth, karavan, gaz maskesi...) yapımcıların dizinin gerçek mekanlarından, Walter White’ın Albuquerqe’deki evini Craigslist’ten satışa çıkartıp izleyenleri de işin içine katmaları mı? Bilemiyorum. Tek bildiğim kendimi diziye ait hissettiğim. Dizinin bir parçası sanki bana aitti. Bitti.

İzleyenler bilirler finale iki kala izlediğimiz Ozymandias bölümü İMDB’den 10 tam puan aldı. Televizyon tarihinde uzun zamandır görülmeyen bir başarıya imza attı. Dizinin fanlarına göre Ozymandias bölümüyle büyük final çoktan yapılmıştı. Daha iyisi yapılamazdı. Üstüne bir şey izlemesek de olurdu fakat Vince Gilligan, dizinin arkasında yer alan büyük beyin, dizinin yaratıcısı, yönetmeni ve aynı zamanda yapımcısı, hikayenin çemberinin mutlaka kapatılması gerektiğini savunuyordu. Bu çember kapanmadan final yapılamazdı. Seyircinin aklında kalan bütün soruları cevaplamazsa bunca zamandır Walter White’a sadık kalan izleyiciyi küstürürdü. Vince Gilligan mükemmele yakın bir finalle bu masalı sonlandırdı. Masalın kahramanı sonunda öldü. Fakat kahraman ölürken çok mutluydu.

Nokta koymak her zaman zordur. Hele bu kadar fenomen olmuş, pop kültürüne son yıllarda katkısı yadsınamayacak dizilerde daha da zordur. Finali düzgün yapmak her yiğidin harcı değildir. Herkesi memnun edemezsin, sevindiremezsin bunu zaten Dexter, Lost ve Sopranos örneklerinde gördük. Breaking Bad’in sonu hepimizin istediği gibi bitti. Sonunda çalan parçanın sözlerinde olduğu gibi Walter White hak ettiğini aldı ve gözlerini en sevdiğinin yanında kapattı. Dizi sevgi dolu ve aşkla bitti.

Dizi bittiğinde hepimizin gözleri doldu. Finali çok acıklı olduğu için değil, bu kadar muhteşem bir yapıtın bitmiş olduğu için ve bir daha izleyemeyecek olduğumuz için. Bize de arkasından bakıp, yayında ve yapımda emeği geçenlere teşekkür etmek kaldı.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER