1960’larda uzayda görev almış, NASA’nın “Original 7” astronotlarından olan Gordon Cooper, film yıldızı gibi görünüşü ve spor araba düşkünlüğüyle grubun en genci ve en havalısıydı!
Amerikan tarihinde tek başına uzayda en uzun kalma rekorunu elinde bulunduran Cooper, dünyadaki nükleer tesisleri tespit etmek için çıktığı uzay seyahatlerinin birinde bambaşka bir şeyle karşılaştı: Gemi enkazları! Bunun üzerine Cooper, Dünya’nın etrafında dönerken topladığı bilgiler üzerinde yıllarca gizlice çalışarak kendisini inanılmaz büyüklükte bir servete kavuşturacağını düşündüğü bir belge, uzaydan çekilmiş bir hazine haritası oluşturdu ve bu çok gizli belgeyi ölümünden önce yakın dostu Darrell Miklos ile paylaştı.
Her Salı saat 21.55’te Discovery Channel ekranlarında yayınlanmakta olan bu sıra dışı belgesel seri Cooper’ın Hazinesi’nde, dünyaca ünlü define avcısı Darrell Miklos, çocukluk kahramanı eski NASA astronotu Gordon Cooper'ın çizdiği define haritasını çözüp o haritayı izlemeye çalışıyor! Darrell Miklos Cooper'ın Hazinesi'ni (Cooper's Treasure) anlattı:
Gordon Cooper size nasıl materyaller verdi?
Gordon Cooper, uzay uçuşu sırasında bazı anormallikler tespit etti. Evine döndüğünde bir çizelge oluşturdu ve bu çizelgenin bazı bölümlerini işaretleyerek bir harita geliştirdi. Anormal okumalar/bulgular/işaretler üzerine araştırma yaptıktan sonra bana bir dosya listesi verdi.
Siz nasıl profesyonel hazine avcısı oldunuz?
1960'lı yıllarda, babam profesyonel bir hazine avcısıydı bir gün beni ve üç kız kardeşimi yanına alıp bizi sahil boyunca bir yürüyüşe çıkardı ve dedi ki “Topladığınız her bir siyah kaya için, size bir çeyreklik vereceğim,” Bu siyah taşlar aslında koloni döneminden kalma gümüşlerdi. Her şey bu şekilde başladı. Ben de bu işi bir kere yaptıktan sonra, bağımlısı oldum.
Bu merak profesyonel bir kariyere nasıl dönüştü?
17 yaşlarındayken, babamla beraber Florida kıyılarındaki çeşitli enkazlara beraber dalış yapmaya başladık. İşte, bu şekilde gerçekten geniş kapsamlı bir eğitim aldım ve dalış bilgimi geliştirdim. 1970'lerin sonu - 1979, 1980 idi.
Gordon Cooper ile nasıl tanıştınız ve arkadaşlığınız ne kadar sürdü?
Babamla beraber o zamanların televizyon programı Merv Griffin Şov’a programına katıldıklarında tanışmıştık ilk kez, 1978’de. Sonra 30’lu yaşlarımda, Bahamalar ‘da tekrar bir araya geldik ve Kaliforniya’ya beraber dönerek ve bir ofisi paylaşmaya başladık. Yedi yıl boyunca aynı ofiste çalıştık ve bu yedi yıl zarfında birbirimizin en iyi arkadaşı olduk. Beraber birçok yolculuk yaptık , bu yolculuklar aramızda güçlü bir bağ oluşmasını sağladı.
Cooper, size haritadan ve sırrından ilk kez bahsettiğinde neler hissettiniz?
En hafif tabiriyle çok şaşırdım. Beni bu sırrına dâhil ettiği için de inanılmaz heyecanlıydım. Açıkçası önceleri kafamda milyon tane soru vardı. Sonra, bu dosya üzerinde çalışmaya ve hangi alanlarda çalışmak istediğimizi konuşmaya başladık.
Aileniz ve arkadaşlarınız bu uğraşınızı destekliyor mu?
Eşim en büyük destekçim ve en büyük kahramanım. Ailem de beni bu konuda destekliyor çünkü biliyorlar ki bu işe başladıysam bir daha durmayacağım. Ayrıca, beni destekleyen çok yakın bir arkadaş çevrem de var.
Bu hazinenin insanlara nasıl bir yararı olacak?
Aslında doğrudan fayda sağlayacağından emin değilim, fakat bu, tarihteki kayıp hikâyeleri bulmakta insanlara yardım edecektir. Bu bakımdan, bulduğumuz materyaller, belirli alanların nasıl keşfedildiğine dair yeni bir tartışma alanı açacaktır. Ve gerçekten yarar sağlayacağı alan da budur. Geçmişi değiştirecek. Tarihteki bazı hikâyeleri yeniden yazacak.
Yapılan eleştiriler Cooper’ı nasıl etkiledi?
Gordon inandıkları konusunda çok güçlüydü, ister tarihsel bir keşif isterse de inandığı herhangi bir konu olsun. Dürüst olmak gerekirse, eleştirileri çok umursadığını düşünmüyorum, çünkü o ne dediğini çok iyi biliyordu. Fikirlerini, konuyu, keşiflerini, bu doğrultuda oluşturduğu haritasını, bunları eleştirecek illa ki birileri çıkacaktı.
Bir hazine avcısı olarak mesleki kariyerinizdeki en büyük güçlükler ve riskler neler?
Birincisi kasırgalar, ikincisi ise mekanik arızalar. Bunları bir yana koyarsak her şey oldukça kolay, özellikle de Gordon’un bana sağladığı malzemelerle.
Bu programın Discovery Channel izleyicileri için ne bakımdan ilginç olacağını düşünüyorsunuz?
Programla mesela Karayipler’e, bizim gittiğimiz ve büyük ihtimalle de insanların varlığından haberdar olmadığı yerlere gideceksiniz. Ayrıca, insanların hiç tahmin edemeyeceği yerlerde büyük tarihsel ve ticari önemi olan bir gemi enkazı bulduğumuz gerçeği de var. Gordon’un araştırması ve uzayda elde ettiği verilerle oluşturduğu bu harita olmasaydı, bu bir sır olarak kalacaktı ve hikâye onun ofisinde son bulacaktı. Bu yüzden insanların izlemesi için birçok neden var. Birçok şeyi ayrıntılarıyla anlatamam, ancak size bu hikâyenin devam ettiğini söyleyebilirim ve ortaya çıkacak bir sürü yeni bilgi var.
Sizi ve Cooper’ı böyle bir maceraya atılmaya iten neydi?
Her zaman keşfetmekten ve geçmişle ilgili bir şey bulmaktan ilham aldım. Bu tarihi kalıntılara dokunan ilk kişi olmak, yeni bir hikâye anlatma konusunda bana ilham veriyor. Bunlarla gerçekten büyüleniyorum.
Dünya’nın en büyük hazinesini bulursanız ne yaparsınız?
Bu çok güzel bir soru. Muhtemelen bir süre gizli tutarım. Ama er geç bu hazinenin bir kısmını ev sahibi ülke ile paylaşırız ve sonuç olarak, halkın görebilmesi için bunların bir kısmının müzede sergilenmesi, bulduğumuz her bir gemi enkazının hikâyesinin, hazinenin arkasındaki hikâyenin anlatılması hoşumuza gider.
En büyük keşfiniz nedir?
En büyük keşfim, uzaydan yapılmış bu hazine haritasının bulunması ve buna dair bütün dosyalar. Çünkü muhtemelen bu, modern tarihin en önemli keşiflerinden biri olacak ve tarihsel anlamda iz bırakacak. Şu ana kadar keşfettiğimiz her şeyi detaylandıramıyorum, ama belgesel dizisini izlerseniz, hayal kırıklığına uğramayacağınıza söz veriyorum.
Bu gemi enkazlarını müzelere ya da özel koleksiyonlara teslim etmek yerine suda bırakan hazine avcıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bana göre, suda bulduğunuz eserleri suda bırakırsanız, o eserlerin geçmişi ve arkalarındaki hikâye sonsuza dek kaybolur. Yani bulduklarınız sergilenmez ya da özel koleksiyoncularla paylaşılmazsa, doğa ana onları yavaş yavaş yok edecek ve bu kalıntılar asla bulunamayacak. Bir de özel koleksiyoncuların denizin altında bulunanların değerini en iyi anlayacak kişiler olduğunu düşünüyorum ben.
Belgesel dizinizi üç kelime ile özetler misiniz?
Büyüleyici, keşif, buluş. Uzaydan görülüp oluşturulmuş bu hazine haritası gerçek.
Peki sizin işinizin stresinden bahsedelim biraz da. Hazine bulamadığınız zaman ne yapıyorsunuz?
Daha önce hiç kimsenin görmediği bir şeyi bulmaya çalışmanın baskısı ve sizden beklenti çok yüksek oluyor. Ben bu baskının olumlu yönleriyle ilgileniyorum. Büyük ihtimalle üzerimdeki baskı arttıkça daha iyi çalışıyorum. Sonuç olarak, baskı benim için olumlu bir şey, baskıyı seviyorum.
Bu alana yeni girecek hazine avcıları için en büyük zorluklar ve riskler nelerdir?
Üç riskten bahsedebilirim: hava koşulları, mekanik arızalar ve operasyonu yürütebilmek için gerekli sermayeyi bulabilmek. Fakat işin en önemli yanını tutku oluşturuyor. Yaptığınız işte tutkulu değilseniz hiçbir zaman yüzde yüz başarılı olamazsınız. Gerçekten motive olmalısınız, kolay bir iş değil.
Gordon haritayı hiç kendisi için kullandı mı? Bir de hazinenin peşine düşmek neden 12 yıl aldı?
Çok güzel bir soru. Gordon aslında uzaydan fark ettiği bu anormallikleri bir harita üzerinde bir araya getirdikten sonra bir grup arkadaşıyla ilerledi ve büyük dosyaları bir araya getiren araştırmalar yaptı. Meksika’da büyük bir keşif yaptı, Olmec medeniyetini keşfetti. Bu, haritasında ve dosyalarında vardı. Tabii NASA ile çok meşgul olduğu için yeterli vakti yoktu. Sorumluluğu bana devrettiğinde kendimden geçmiştim. Onsuz bir şey yapmaya alışkın değildim. Bir de ekonomik kriz boy göstermişti. İlk seferde doğru adımları atamasaydım, ikinci sefer başarısız olurdu eminim.
Bulduğunuz hazinelerin en değerli olanı hangisi?
Eğer babamla ve Mel Fisher ile Atocha’daki çalışmamı saymazsak kariyerimde daha önce çok değerli bir buluşum olmadı, daha yeni yeni kendi ismimi duyurmaya başlıyorum. Şu an açıklayamayacağım birkaç büyük buluşum var. Ama size ancak bir iki sene sonra söyleyebilirim, o zaman ne kadar büyük bir şey bulduğumu öğreneceksiniz.
Sizi ölümünden sonra arkadaşınızın hayalinin peşinden koşmaya iten ne oldu?
Benim çok çok yakın bir arkadaşımdı, bir baba figürü idi. Beraber başladık çalışmaya ama bitirme imkanımız olmadı. Ben bu işi tamamlayamayıp tarihi batık çıkarma mirasını üstlenmeseydim kalbi kırılırdı. Bunu ona borçluydum. Çok iyi bir adamdı ve birçok açıdan benim bugün olduğum kişi olmamı sağladı.
Bu belgeseli çekmeye neden karar verdiniz?
Hem gerekli ilgiyi çekmek hem de bulduklarımızı sağlama almak için Discovery gibi bir şirketle calışmaya karar verdim. Ayrıca dünyaya bunu yapılması gereken şekilde yaptığımızı göstermek istedim. Ve dünyanın Gordon’un uzaydan yaptığı buluşların gerçek olduğunu bizzat görmesini, zamanında ona inanmayanların tarihi nasıl değiştireceğine şahit olmasını istedim. Bu hikayenin anlatılması gerekiyordu.
Yalnızca Gordon’un size verdiği belgelerle mi yetindiniz yoksa modern teknolojilerle uzaydan yeni görüntüler de kullandınız mı?
Elimdeki direkt koordinatlar sayesinde başka bir bilgiye ihtiyacım olmadı. Ama tabii batıkları araştırırken manyetometre gibi modern teknolojilerden yararlanıyoruz. Gordon’un teknoloji fikirlerini adapte etmek ve gelecek girişimlerimde onları kullanmak isterim ama şu an yapmam gereken o kadar çok şey var ki büyük ihtimalle vaktim olmaz. Bana yüzlerce anomali bıraktı, bunların hepsini araştırmak için büyük ihtimalle beş ömre ihtiyacım var.
Gordon’un bıraktığı belgeleri ve haritayı çözmeye çalışırken karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu?
Belgeler binlerce sayfadan oluşuyordu ve benim hangi belgelerin uzaydan çekilen hazine haritasındaki hangi anormallikle ilgili olduğunu ve aralarındaki bağlantıyı bulmam gerekiyordu. Bu biraz kafamı karıştırdı; sonuçta Gordon’a sorabilme gibi bir imkanım yoktu ve onunla birlikte yalnızca birkaç anormallik üzerinde çalışabilmiştik. Ayrıca eski İspanyolca ya da eski başka dilde yazılmış arşiv bilgiilerini tercüme etmek çok zorladı. Dolayısıyla işler hiç de kolay olmadı. Ben de bolca araştırma yaptım, çalıştım, belgeseli seyrederken göreceksiniz. Çok zamanımı aldı ama değdi.
Bu yolculuğa çıkmak için ne gibi hazırlıklar yaptınız?
Bunu yapabilmek için 12 senedir zihnimi hazırlıyorum. Sonunda doğru zamanı ve doğru insanları bir araya getirebildim. Ayrıca finansmanın da doğru bir kaynaktan geliyor olması lazımdı. Yaşlanmaya başlıyordum; karım ve ailem de beni destekledi ve gerisi geldi.
Bu deneyimde en iyi ve en kötü anılarınız neler oldu?
En kötü anım bir fırtınanın ortasında kalmak oldu, oradan canlı kurtulamayacağımı düşündüm. En iyi anım ise Gordon ile Maya ormanı içerisinde yürümek ve birlikte arkeolojik bir eser bulmamızdı. Onunla dalabilmek onunla anıları paylaşabilmek çok güzeldi.
Gordon Cooper’la çok özel bir ilişkiniz olmuş değil mi?
Kendi öz babamla uzak bir ilişkim var, öz babam bırakın benimle ilgili herhangi bir şeyi, neyle ilgilendiğimi pek umursamazdı. Ama Gordon benimle çok ilgiliydi, her şeyi beraber yaptık. Beraber talk şovlara, televizyon programlarına katıldık, müzelere beraber gittik, kızlar hakkında konuştuk. Bir erkek çocuğunun babasıyla konuşmak isteyeceği her konuyu Gordon ile konuştuk ve o benim bugün olduğum kişiye dönüşmeme yardım etti. Ben onun hiç olmayan oğlu gibiydim o da benim için babam gibiydi çünkü ben gerçek babamla hiç yakın olmamıştım. Yani muhteşemdi, onu asla unutmayacağım o benim için çok önemli.
İzleyiciler bu belgesel dizisinde ne seyretmeyi beklemeliler? Bu hazine arayışında fiziksel ya da duygusal bir şeyler bulabildiniz mi?
Fiziksel olarak beni çok zorladı çünkü artık yaşlanıyorum. Duygusal olarak ise sürekli heyecanlanıyorum ve evet birkaç tane inanılmaz keşfimiz oldu. Hatta şunu söyleyebilirim ki başlangıçta haritadan beş anormallik seçtik ve beşte beş bulduk. Araştırdığımız beş bölgede de batık kalıntıları vardı ve dolayısıyla belli ki daha araştıracak yüzlercesi var ve biz de yüzlerce kalıntı daha bulacağız. Ve inanıyorum ki bazı bulgularımızla tarihin yazılışını değiştireceğiz bu nedenle bizi kesinlikle izleyin derim. Uzayda yapılan hazine haritası gerçek, belgeler gerçek ve bulduklarımız herkesi çok şaşırtacak.