Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Bizim MedCezir finallerimiz

Mehmet Dinler:

Altınkoy deliler hastanesi

MedCezir'le baştan beri hastalıklı bir ilişkimiz oldu. Başladığında pek ilgimi çekmemişti, başrollere son dizilerinden dolayı hafif antipati besliyordum çünkü. Yine de yabancı -ve yarım yamalak da olsa izleyip sevdiğim- bir dizinin uyarlamasının bu iki senaristin elinden çıkması ilgi uyandırıcıydı. Uzun zamandır eğitimimi yüksek lisans ve doktora seviyesinde sürdüreceğim zaman geldiğinde iyi hazırlık yapılmış bir tez yazabilmek için konu arıyordum. Bilimsel bir şekilde uyarlama senaryo tekniklerini incelemek aklıma yatmıştı. MedCezir ve The O.C örneklerden biri olarak uygun geldi. Hastalıklı bir neden aslında bu, eğitimimi o seviyeye taşımak için önümde daha dört sene vardı en az. Sadece bu da değil. Karar verdikten sonra MedCezir'e başlama şansım olmamıştı bir türlü. Okul, iş, aile derken sanırım 21. bölümü falan oynuyordu artık dizinin. Ağır hasta olduğum bir dönem geldi. Başladı mı saatler süren öksürük krizleri, dışarıya çıkmamı imkansız kılıyordu. Yurtta oyalanabilecek bir şeye ihtiyacım vardı ve ben yerli dizileri izlemenin, başka bir şeye nazaran daha kolay olacağını düşünerek ani şekilde Star'ın sitesini açıp MedCezir'in ilk bölümünü açtım. Açış o açış... Ne kadar hızlı izlediğimin hesabını yapamıyorum. Tek hatırladığım 22. bölümün yayınlanacağı Cumaya kadar dört-beş günlük bir süre olduğu ve benimo 22. bölümü zamanında izleyebildiğim. Tam manasıyla hastalıklı bir takip süreciydi gerçekten. Daha sonra tam manasıyla bir bağımlılık dönemi, çevremdeki kimsenin anlamadığı bir dizi izleme serüveni. Böyle böyle geldim son bölüme. Bu kadar garip bir ilişkiye normal yollarla veda edilmiyor. O yüzden benim final teorimden normal bir şey beklemeyin.

Asım Şekip Kaya'nın ölümünün ardından onun yönettiği Altınkoy'da hiçbir şey aynı olmayacaktır elbette. Hatta çok farklılaşacaktır. Normal bir insanın iki yıllık Altınkoy maceramızda yaşadıklarının beşte birini yaşaması halinde çoktan keçileri kaçıracağını düşündüğümüzde "Altınkoy Deliler Hastanesi" fikri kulağa hiç fena gelmiyor. Hayır, "Hepsi deliymiş aslında, bunlar hayal ürünüymüş" teorisi değil, tam tersi hepsi gerçek karakterlerdi ve hepsi gerçekten delirdi diyorum. Sedef'in ve Sude'nin son yaşananlardan sonra delirmek için gerçekten bir sebebi var. Faruk'un yolunun artık hapis olduğunu düşünürsek onun kafa yapısı da pek iyiye gitmiyor. Orkun'un zaten tırlattığı kesin gibi. Hale, Kaan Mavideniz'in kendisini terk edişiyle (hadi ama bu kaçınılmaz son) tamamen kayışı koparacaktır. Tuğçe muhtemelen ailesinden Aras'la olan aşkını yaşamak için izin alamayacak (aramızda hala Altınkoy kurallarına bağlı aileler var değil mi)ve iyice içine kapanıp duvarlara yazılar yazmaya başlayacaktır.

Orkun'un son icraatıysa Yaman'a son golü atmak için Mert'e saldırmak olur. Hem de öyle bir tezgah kurar ki zaten Ayşe ve Leyla'yı öldürmüş olan Orkun üçüncü cinayetini Yaman'ın üzerine atmak ister. Ama Yaman'ın Orkun'la yüzleşip durmasından bıkan Selim, Yaman'ın yerine tuzağa kendisi gider ve oğlunu vurmaktan dolayı polisler tarafından yakalanır. Yeni barıştığı Eylülüyle o çok istediği yıldırım nikahını yeni kıymış olan Mert canıyla cebelleşirken, Mira bu durumdan haberdar olup fenalaşır ve ameliyat tarihi erkene alınır. Yaman, Mira'nın başında; Eylül, Mert'in başında oldukça duygusal anlar yaşarken Selim'in daha önce hapse tıktığı kötü adamlardan biri tarafından saldırıya uğramasını görüp şok olacağımızı sanıyorum. Kahraman Selim'in son nefesiyle birlikte Mert'in hayata dönüşünün ilk nefesinin arka arkaya gelmesini de "baba oğluna yaşam verdi" olarak hissedeceğiz. Evet, Selim Serez güzel bir maceraydı ama yolun sonuna geldik.

Mira için de yolun sonu elbette. Ameliyattan sağ çıkamayacak; çıksa bunca yaşananın üzerine o da delirir zaten. Bırakalım ölümde bulsun huzuru. Tabii o ölürse Yaman huzur bulabilir mi? Asla. Büyük bir acı yaşayarak kanunlardan kaçmaya başlayan tüm süper kahramanlar gibi Ya-man kahramanımız da Mert'in kendisi için yaptırdığı tişörtleri alır ve uzaklara gider. Hayatını bir kanunsuz olarak sürdürerek kötü adamları cezalandırmaya başlar. Bu arada hastanede yeni uyanan Mert'in zaten uçmaya çok yatkın olan kafası babasını da kaybetmenin acısıyla tamamen gider. O da deliler hastanemizin yeni bir üyesi olur. Kardeşini, babasını, sevdiği adamı bir yıl içinde kaybeden Sedef, fazla güç azminden dolayı son anda aşkından yalvardığı Asım'ı kaybeden Sude, manyak Orkun, aşk acısından deliren Hale ve Tuğçe, Leyla'dan dolayı acı çeken Burak... Bir şeyler eksik değil mi?

Eksik olanlar, Altınkoy'un manasız ikilisi Eda ve Doruk. Onlara bu Altınkoy Deliler Hastanesi'nin yöneticisi pozisyonunu açıyorum. Bay AŞK'ın bütün mirasçılarının delirmesi, Yaman'ın da resmen ailenin bir parçası olmamasından dolayı bütün miras tek sağlıklı kişi olan Eylül'e kalıyor. Ama Eylül de taze eşinin kafayı yemesiyle uğraşacağı için gözü miras falan görmez. Altınkoy'u komple karantinaya alıp deliler hastanesi yapma fikri ondan çıkar, çünkü Mert'i iyileştirmeye çalışmaktadır. Yönetciliği de Eda ve DoruK'a verir, onların da hayatta bir amaçlarının olmasını sağlar böylece. Eylül, her gün Mert'in ziyaretine gelir, Mert duvarlara Eylül'ün resmini çizse de o geldiğinde onu tanımaz. Uzay'a da, bir çizgi senaristi olarak büyük başarılar kazansa da odanın penceresinden Eylül'le Mert'i izlemek kalır.

Sude'nin çocuğuna ne olacak? Çocuğun biyolojik babası olan Kenan, onu sahiplenir, Nevin ve Hasan'la birlikte küçük Selim'i (duygulandınız biliyorum) büyütmeye başlarlar. Kenan sürekli Yaman'dan bir iz arasa da bir türlü bulamaz. Ta ki bir gün küçük Selim büyüyüp de bir belaya bulaşana kadar.

Ben hikayeyi verdim. Yazması, çekmesi bu ekibe kalsın. Onlar da benden bunu MedCezir'i hayatıma soktukları için bir teşekkür olarak kabul etsin :)

Elif Fındık:

Olumsuz final senaryosu

Bay AŞK'ın vefatı herkesi derinden etkiler. Yaman ve Mira’nın birbirini kaybetme korkusu ameliyat tarihi yaklaştıkça artmaya başlar. Mira ameliyatla ilgili Yaman’la konuşmak istedikçe, Yaman korkularından kaçmayı seçer. Orkun, Leyla’nın oynadığı oyunun intikamını almak için oyuna Yaman’ı da dahil eder. İntikam oyunu artık çığırından çıkmıştır ve Orkun etrafındaki herkese zarar vermeye başlar. Selim, Orkun’u durdumak için silaha müdahale ettiğinde silah patlar ve Orkun vurulur. Mira ameliyata girmeden Yaman'la vedalaşır. Selim'in üzerindeki kan Orkun’a aittir. Polisler Selim'i olay yerinden uzaklaştırmaya çalışır. Mira ameliyatta ölür. Bir uçurumun kenarında Dünyayı Durduran Şarkı'yı söylerken hayal eder Mira ile kendisini. Mira’nın “Sakın yaşamaktan vazgeçme,” dediğini hatırlar ve o olmadan zaten yaşamadığını düşünerek intihar eder. Ve son.

Olumlu final senaryosu

Selim, Yaman ve Mert Orkun'un oyununu durdurmaya gider ve Mert olay esnasında vurulur. Selim'in üzerindeki kan Mert'in kanıdır. Mert vurulduğu sırada Mira atak geçirir. Acil ameliyata alınır. Mira ameliyattan çıkar. Bir sene sonra Altınkoy'da Yaman ve Mira birinci evlilik yıldönümlerini kutlarken DünyayıDurduranŞarkı'yı söylerler. O sırada Mert gözükür. Olay yerinde ölmemiş, o da yaşıyordur. Sedef, Selim, Mert, Eylül ve tümAltınkoy mutlu bir sekilde Yaman ve Mira'yı dinler. Ve mutlu son...

Nida Fındık:

Mert'in Yeni Zelanda'ya yollanması şart

Altınkoy için düşüncelerim başından beri sabitti. Gossip Girl gibi partileyip, Mahmut Tuncer gibi partiyi bitiren, OneTreeHill gibi aşklar yaşamaya çalışıp, AsmalıKonak stili aşklar yaşayan bir grup gencin yaşadığı güzel bir semtti. Genç ve renkli yüzüyle, ekranda “güzel insan” gösteren sayılı işten bir tanesiydi. İşlerin yerelleştirilmesi ile alakalı bir sorunum yok ama Seth Cohen gibi bir efsanenin uyarlaması olan Mert Serez isimli şahsın rakı masasında (ki kendisini acayip şekilde dinlerim) Orhan Gencebay dinleyip sarhoş taklidi yapmasıyla alakalı sıkıntım vardı. Aslında şöyle söylemeliyim MedCezir’in hikayesi ve bitişi hakkında Yaman ve Mira aşkının “ölüm” tarafından ayrılabilecek olması dışında bir şikayetim yok.

Bence finalde Yaman ve Mira’nın yaşlanmış hallerini ve çoluk çocuğa karışmış versiyonlarını görmek en güzeli olurdu. Elbette uyarlamalarda işin sonu pek değiştirilemese de bir anlaşmaya gidilmesi ve “Mutlu Son” yazısını görmemiz sevindirici olabilirdi. Bir şartla! Seth ve Summer’ın karizmasına ve aşkına asla yakışmayan çift Eylül ve Mert’in ayrılması gerekiyordu! Uzay-Eylül, Orkun ve müstakbel eşi gibi bir tabloya varım. Hatta hepsinin Amerika’ya yerleşip orada “gurbetçi” bir hayat yaşamaları da okey. Ama Mert’i Yeni Zelanda’ya yollayıp ondan kurtulmaları şartı koyuyorum. Selim ve Sedef mutlu olsun, Sude aşktan aşka koşsun, Kenan bütün seksapelini kullanıp manken olsun gibi acayip isteklerim de var. Ama en büyük isteğim diziye sonradan giren Burak Deniz’in Altınkoy’un yeni kazananı olması olurdu. Zira bir Seth Cohen ya da “farklı, güzel ve şahane çocuk!” arıyorsanız o yıllardan beri oradaydı. Neden Yaman ya da Orkun farklı olsalar bile beni rahatsız etmediler, şimdi siz bunu da bana sorarsınız. Cevabım net, konu farklılık değil konu yansıtmak ya da yansıtamamak! “Spiderman seviyorum ben!” demekle olmuyor maalesef o işler.

Sevgili Mert Serez, olamadığın “geek-cool-eğlenceli” insan için gerçek MedCezir seyircisinden özür dilemen lazım, beni boşverebilirsin zira sayende ben asla bu atmosferin bir fanı olamadım. Çünkü Seth asla ve asla Ryan’ın “gölgesi” değildi. Onun gerçek anlamda kardeşi, dostu, arkadaşı ve sırdaşıydı.

Sercan Tezcan:

Yaman da Mira da ölmeyecek

Efsanevi bir mutsuz sondansa, içimizi huzurla dolduran bir mutlu son istiyorum ben. Tabii benim mutlu sonum sizin için de öyle midir emin değilim.

Mert ve Eylül'ün birlikte mutlu mesut bir hayat geçirmelerini düşlüyorum mesela. Olcay meselesini de neredeyse hallettiler ama bana göre aslında böyle bir mesele de yok. Aa nasıl olur demeyin, hatırlarsanız izleyici olarak bize gösterilen sadece, Mert'in, Olcay'a gittiği ve geceyi orda geçirdiğiydi. Yani birlikte olduklarına dair tek bildiğimiz Mert'in, Eylül'e itirafıydı. Bana göre Olcay, Mert'i o gece birlikte oldukları gerçeğine inandırdı ve Mert sarhoş olduğu için böyle bir şey yaşandı mı yaşanmadı mı hatırlayamadı. Belki fazla iyimserim, belki de Mert'in o masum hallerini öyle benimsedim ki bu Eylül'ü aldatabilme ihtimaline imkan veremedim ama şöyle bir düşününce çok da mantıksız değil gibi düşündüklerim sanki ne dersiniz?

Yaman ve Mira'ya gelince, arzuladığım mutlu son tabii ki onların hep istedikleri hayata kavuşmalarını da kapsıyor ama herhangi birinin ölümü (ya da ikisinin birden) yıllar sonra MedCezir'i hatırladığımda hikayenin ve hikayenin bana hissettirdiklerinin değerini katbekat artıracakmış gibi de düşünüyorum. Açıkçası kafam karışık bu konuda biraz.

Sude'nin de tıpkı Julie Cooper(TheO.C.) gibi hayata yeniden başlamasını istiyorum. Faruk, Asım hatta Kenan defterini bile kapatıp sıfırdan bir başlangıç yapmasından yanayım. Umarım Bay Aşk'tan da çok fazla bir miras kalmaz Sude'ye. Bu şekilde gerçek anlamda bir yeniden doğuş hikayesi yazabilir belki Çakıltepeli Asude.

Selim ve Sedef'in de vuslat vakti çoktan geldi bence. Artık duygularıyla yüzleşmeleri ve hissettiklerini yaşamaları gerektiğini düşünüyorum ve bunu da istiyorum. İkisinin de ihtiyacı olanın, birbirleri olduğunun sinyalini o kadar çok verdiler ki, kavuşamazlarsa çok üzülürüm.

Hale ve Orkun'un birlikte olmaları da çok manidar olurdu ama bunu istediğimden emin değilim. Çünkü, Orkun'un Hale'yi üzmesinden korkuyorum. Yaptığı yanlış seçimlere ve bunların kötü etkilerine rağmen Hale kalbi iyilikle dolu bir insan. Orkun da bu saatten sonra iflah olur mu bilmiyorum ama gittiği yol kesinlikle hayra alamet değil. Mira saplantısından kurtulup gerçek aşka kavuşmasını isterim ama bu pek mümkün görünmüyor. O yüzden tek dileğim, tüm hatalarının farkına varması.

Gönlümden geçenler bu şekilde ama fragmanlar, bu isteklerimin hepsinin birden gerçekleşmeyeceği izlenimini verdi bana. Hata payımın yüzde bin beş yüz olduğunu hatırlatarak şimdiden efsaneler arasında yerini alan MedCezir final tahminimi de paylaşayım sizinle.

1) Yaman da Mira da ölmeyecek. Veda-3 fragmanında Yaman ve Mira'yı birlikte şarkı söylerken gördüğümüz sahne her şeye rağmen hayatın devam ettiğini birbirlerine hatırlatmalarından ibaret olacak. Hatta o sahne evliliklerinin üzerinden bir ya da birkaç yıl geçmiş bir zamana da ait olabilir. Adeta geçmişi yad ederlerken bir yandan da hayatın devam ettiğini hatırlatacaklar birbirlerine.

2) 'Her şeye rağmen' gerçeğinin altında aklımıza hiç gelmeyen bir ihtimal yatıyor ve o da Mert'e ya da Sedef'e bir şey olacağı gerçeği. Final fragmanında Selim'in kanlar içinde olay yerinden uzaklaştırıldığı sahne de bu olayla ilişkili olacak.

3) Öyle ya da böyle Orkun Civanoğlu elini kana bulayacak.

4) Bay Aşk'ın ölümüyle, Kaan Mavideniz şirkete dair tüm planlarından vazgeçecek ve Asım Şekip Kaya Şirketler Grubu dağılacak.

5) Sude çocuğunu düşerecek ve böylece Kenan'dan da tamamen kurtulmuş olacak.

6) Selim ve Sedef evlenecekler. Belki biz evlendiklerini göremeyeceğiz ama evleneceklerini biliyor olacağız.

Tüm bunlardan bağımsız olarak elini kana bulamaya niyetlenen Orkun'un, kanı başkasının eline bulanmış şekilde aramızdan ayrılacağı ihtimali üzerinde de duruyorum ama bu ihtimal şimdiye kadar izlediklerimizi düşündüğümde o kadar belirgin ve olası görünüyor ki MedCezir'in ters köşeleri aklıma geldikçe buna pek imkan veremiyorum. Diğer yandan, bu seferki ters köşe de, ters köşenin ters köşesidir belki diyorum kendi kendime. Ne olursa olsun tadı damağımızda kalacak bir final bölümü izleyeceğimize eminim. Şimdiden, herkese iyi seyirler dilerim.

1 2 3 4

12/06/2015 01:21
YORUMLAR




DİĞER HABERLER