Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Bir antidepresan olarak Friends

Monica'nın unutulmaz sofralarında Joey hep kendinden geçer.

1994 yılında yayın hayatına başlayan Friends dizisiyle tanışmam 2000’li yıllara dayanıyor. Yabancı dizilerin Türkiye’de pek revaçta olmadığı ve internetin dizi sektörünü bu kadar önümüze getirmediği zamanlardı. Ben de zaten 12 yaşındaydım, pek de Friends izleyecek durumda değildim. Amerika’ya üniversitede okumak için gittiğimde NBC’de sabah, öğlen ve akşam tekrarlarından birisini mutlaka yakalamaya başladım. Sonrası ise her Friends hayranının bildiği gibi gelişti. Onlar beni bırakmadılar ben de onları. Taa ki 2004 yılında 10 sezon süren maceralarını bitirene kadar.

Chandler, Monica, Rachel, Ross, Joey ve Phoebe bir daha birleşmedi. Ara sıra birbirlerinin dizilerine konuk oldular ama bir daha ne Curb Your Enthusiasm dizisinde Seinfeld kadrosunun yaptığı gibi 'reunion'ları oldu, ne de Sex and the City’nin devam filmleri gibi korkunç denemelere girdiler. Zaten ayrı ayrı yaptıkları dizilerin bir tanesi bile tutmadı. Keramet o altısının bir arada olmasıydı.

Onları unutmak bir yana; her depresyona girdiğimde, her yalnız hissettiğimde, sevgilimden ayrıldığımda, ailemle kavga ettiğimde, iş yerinde canım sıkıldığında, ağlamak istediğimde, gülmek istediğimde sığındığım Friends oldu. Televizyon arakadaşlarım beni bir gün bile yalnız bırakmadılar.

Üniversitede yurt odasında tek başımayken, korktuğum, yalnız hissettiğim, annemi, arkadaşlarımı özlediğim gecelerde Friends DVD’si koyardım. Onların sesini dinleyerek uyumak iyi gelirdi. 2004 yılında final yaptıklarında ben de her Friends hayranı gibi boşluğa düştüm. Ayrılamayacak gibi hissettim kendimi. Sanırım ayrılmadım da...

Patalojik bir yanlız olduğum için veya çocukluğundan beri hayali arkadaşlar kuran bir kız olduğumdan değil bu bağımlılık. Sebebi çok daha basit benim için.

Hepsinde mutlaka bir 'ben' vardı. Hiç birisi bize yabancı değildi. Onlar bizim hayallerimizi yaşıyorlardı.

Herkes çok chic, Ross'un düğünlerinden biri mi yoksa?

Her kadının hayaliydi Chandler ve Monica gibi bir ilişki yaşamak. Karşı komşusuna aşık olmak, evlenmek ve mutlu bir sona gitmek. Sonradan yaşayarak öğrendik ki Chandler ve Monica aşkı asla gerçekleşmeyecek kadar güzel bir kurgudan ibaret.

Rachel gibi ailesinin parasıyla yaşayan şımarık bir kızken büyük şehirde kendi ayakları üstünde durmayı ve işinde başarılı olmayı öğrenen bir kadın olmabilme ihtimalini sevdik.

Belki de Ross gibi üç başarısız evliliği ve iki çocuğuna rağmen aşka olan inancını hiç kaybetmemiş bir erkekti bizim hayallerimizi süsleyen.

Babasının daha bebekken terkedip gitmesine, annesinin intihar edip ölmesine veya ikiz kardeşinin vefasızlığına rağmen rengarenk bir kadın olabilmenin imkanını gösteren Phoebe’ydi bazılarımızın kahramanı.

İflah olmaz bir çapkın olan Joey’nin, yedi kız kardeşine, ailesine, geleneklerine ve en yakın arkadaşı Chandler’a olan sevgisine inandık.

Ve illaki de Ross ve Rachel’a...

Rachel, Monica ve Chandler'ın saçlara bakılırsa ilk sezonlar.

Bu altı arkadaşın peri masallarındaki gibi mükemmel döşenmiş Manhattan dairelerinde oturmaya, sabahtan akşama kadar minik cafelerinde bardaklarının sınırsızca kahve dolmasına özendik. Rachel sayesinde hem çocuk hem de kariyer de yapılabileceğini biz çok önceden öğrenmiştik ancak bunun da çok kolay olmadığını yine yaşaya yaşaya anladık.

Onlarınki gibi bir hayatı bırakın öyle bir arkadaşlık yaşamanın bile nadir olduğunu biliyorduk. Joey ve Rachel birbirlerine aşık olduklarını zannettiklerinde, Ross gidip Emily ile evlendiğinde, Joey bir gün bile Chandler’a olan borcunu ödemediğinde, Rachel’ın dağınıklığı yüzünden Monica sinir krizi geçirdiğinde veya Pheobe gizlice Monica’nın evinden taşındığında ilişkileri hiç bozulmadı. Onlar her arkadaşın ütopyasını yaşadılar.

Şu Central Perk'ün dili olsa da anlatsa bu koltuklarda yaşananları.

Yazdıklarım bazılarınız için pek bir şey ifade etmeyebilir. Size Janice’in kahkahası, Gunther’ın saç rengi, Chandler’ın göbek adı, Monica’nın şükran günü yemekleri, Rachel’ın hediye değiştirme takıntısı, Phoebe’nin Ursula’sı dersem veya “We were on a break!”, “How you doin'” gibi cümleler kursam ekrana boş boş bakabilirsiniz. Ama eminim bir kısmınızın yüzünde bir gülümseme doğacaktır.

Ne zaman evde Friends DVD’si koysam annem “Eyvah yine depresyona girmiş,” der. Bilir ki Friends izliyorsam bir şeye ihtiyacım vardır. Friends izlemek uzun bir yolculuktan eve dönmek gibidir. Çocukluğunda hasta olduğun günlerde annenin gelip üstünü örtmesi gibidir. Friends izlemek en kötü günlerinde tekrar ayağa kalkmak için güç toplamaktır. Biraz mola vermek sonra yine devam etmek için en ucuz antidepresandır.

 

 

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER