Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Ben olmuşum Karagül

Karagül ile 2013 yılının Ekim ayında ablamın hafta sonu bize gelerek ‘’Dizimin son üç bölümünü seyretmedim onları seyredeceğim,’’ diyerek diziyi izlemesiyle tanıştım. ‘’Bu ne ya? Hâlâ mı ağalı konaklı dizi?’’ mızmızlanmaları ile birlikte. Seyrederken bir yandan da ablamı darladım tabii. ‘’Bu kim, neymiş yani şimdi bu olanlar, Murat’ta da ne tohum varmış arkadaş batıdan doğuya uzanmış,’’ diye kafa bularak. Çünkü ağalı konaklı dizileri seyretmeyi Asmalı Konak ve Kınalı Kar ile başlayıp bitirmiştim. Kınalı Kar ve Asmalı Konak’tan sonra birbirinden daha vasat hatta leş  trilyor tane  ağalı konaklı dizi gördüm ve artık ömür boyu görmesem de olurdu bencileyin. Behzat Ç, İşler Güçler, Uçurum gibi 2013 yılının taş gibi dizilerini izleyen, değmelerine ‘’Meeeh olmamış,’’ diyen biri olarak ön yargım uzaydaydı sizin anlayacağınız.

Karagül’ü ilk kez seyrederken söylediklerim aşağı yukarı şunlardı:

*Aaa Ece Uslu var, Zerda’daki Şahin ağası da (Yavuz Bingöl) yanında… Ayyhh  ne kadar ilginç. (Bir takım müstehzi gülüşmeler)

*Ooo Vadi’deki kötü adam da burada, bak seeen (Mesut Akusta)…

*Vay vay… Özlem Conker de yine konağın kızı, he mi?

*Bu temiz yüzlü oğlan kimdi ya? (Mert Yazıcıoğlu) Kayıp Şehir’deki gelinin kardeşiydi di mi?

*Bir dakika bir dakikaaa, kraliçem de burdaymış. (Şerif Sezer)

*Ay bu dedikoducu abla Ancelina Coli’nin Urfa şubesiyse demek. (Hilal Altınbilek)

*Kendal ne biçim isim lan? İlk defa duyuyorum. Bu ilk karısı mı şimdi? Ben bu ablayı tanıyorum yaa. Gönülçelen’de oynuyordu. (Hülya Duyar)

*Bu engelli çocuk gerçekten sakat değil di mi ya? (Can Atak) Oha! Çocukdaki de nasıl gerçek oynamak? (Bir yandan tabletten Google’da arama yapmak; Karagül’deki Asım gerçekten sakat mı? Enter)

*Şu kız da Muhteşem Yüzyıl’da oynuyordu tanıyorum ben onu. (Sebahat Kumaş)

* Neeee? Amcası oğlanı manitasının annesinin koynuna mı sokmaya çalıştı? Yok artık! Kızın anası taş gibi yalnız hee. (Ebru Ojen Şahin)

*Oğlan’ın manita çok mıy mıymış. Yakıştıramadım pek. Ama güzel kız. (Sevda Erginci)

*Şimdi bu kız, Sibel’in anası olduğunu bilmiyor mu?  Nasıl yani, ikizlerle oğlan öz kardeş mi? Vay arkadaş! Dallas tövbe edip diz çöker. Ellerin kırılsın Kendaaal!!! Ne vuruyon Asım’a ŞRFSZ! Oha! Emine’ye de vurdu! Ayyy pisliikk,vicdansııızz… Sen bunu nasıl izliyorsun yahu? Sinirlerin nasıl dayanıyor? Yok artık, böyle bitmedi di mi bölüm? Bu nasıl bölüm sonu ya? Aç aç aç… Öbür bölümü aç…

O üç bölümü izleyip bitirdikten sonra Cuma gününün gelmesi için gün saymıştım.  Her yeni bölümde  Ebru’nun içine düştüğü bu yalan deryasında çocuklarını korumayı çalışmasını üzülerek seyrederken destekleyerek, Kendal’ın yaptıklarının hep yanına kâr kalmasına delirerek, Narin’in Ebru’ya hem suçlu hem güçlü tavırlarla küstah küstah bakmasına uyuz olarak, Kadriye’nin her şeyi düzeltmek elindeyken susup pusup evliya pozlarına girmesine sinir olarak, Baran’a ve Asım’a her defasında içim titreyerek ve kıyamayarak bağrıma basmayı isteyerek, Özlem’in arsızlıklarına densizliklerine ağız dolusu gülerek, Sibel’in kimsesizliğine kahrolarak… Yani dostlar, her hafta iki saatliğine o lanet konaktaymışçasına içselleştirerek seyrettim.

1 2
Sümüklü Papatya
20/12/2015 13:37
YORUMLAR




DİĞER HABERLER