Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Bayram tatili için dizi önerileri

ABD'yi birbirine kattı:

Insatiable daha tanıtım fragmanıyla kıyameti koparmıştı. Kostümle kilolu gösterilen ve zayıflayıp güzelleşen ana karakterinin ayrımcılığın ta kendisi olduğu öne sürülmüş, dizinin yayına girmemesi için imzalar toplanmıştı. Yapımcı da sadece fragmanla karar verilmemesi gerektiğini, dizi yayına girince herkesin rahatlayacağını öne sürmüştü. Dizi geçen hafta yayına girdi ve ABD'de kıyamet kopuyor; belli başlı bütün yayın organları hakarete varan eleştirilerle dolup taşıyor. Peki sonuç? Anında Netflix'in en çok izlenenlerinden biri olan dizinin ikinci sezon onayını alacağı söyleniyor. Politik doğruculuğun yanından geçmeyen, hatta sanki bu kavramla alay etmek için yapılmış gibi duran dizi bir 'kiç' şaheseri ve öyle bir edepsizliği var ki, insan başından kalkamıyor. 'Suçlu zevk' eksiği olan varsa kaçırmasın, 12 bölüm. (Netflix)  

Avustralya'dan çağdaş bir 'Thelma ve Louise':

Genç ve pimpirikli bir iş kadını ile hayatının hiç de kolay olmadığını hemen öğrendiğimiz market kasiyeri durakta otobüs beklerken önlerinde duran araba bu sıradan ve sıkıcı akşamda iki kadının da hayatında yepyeni bir eşik açıyor. Arabada çok ama çok para ve başka şeyler var. İyi polisler, kötü polisler, uyuşturucu tüccarları, kiralık katiller, haber bültenleri... herkes kadınların peşinde onlar da firarda. Gayet eğlenceli bir aksiyon dizisi olan Wanted’ın altı bölümlük ilk sezonu 2016'da Avustralya'da en çok izlenen yapım olmuş; ikinci sezon da altı bölüm ve Bangkok'ta geçiyor. (Netflix)

Adı gibi nefes nefese:

Nefes Nefese henüz sadece üç bölüm yayınlandı, dördüncü bölüm bayram sonrasında 29 Ağustos'ta gelecek. Bizde bu yaz yayına başlayanlar arasında izleyicinin zekasına saygı gösteren tek dizi denebilir. İlk üç bölüm gerçekten de adı gibi geçti; emniyet teşkilatı, Antakyalı bir aile, Suriye'den ve Almanya'dan kaçakçılar gencecik bir kızın peşinde koşturup durdular; sofralar kuruldu, kaldırıldı, yemekler yendi ve aşk kıvılcımları çaktı. Uğur Yücel hem kötüyü, hem şefkatli babayı oynuyor. Daha fazla ilerlemeden arayı kapatmanın tam sırası. (puhu tv, Star)

Aşırı soğukkanlı bir polisiye:

Fransa'da, yemyeşil ağaçların arasına gömülü bir dağ köyüne tatlı bir tatil için gelen genç çiftlerin başına gelen korkunç işler var Le Chalet'de. 20 yıl önce köye yerleşmeye gelen bir ailenin hikayesi günümüzde yaşananlara paralel olarak anlatılıyor, her bölümde köyün sırrı biraz daha ortaya çıkıyor, birer saatlik altı bölümden oluşan dizi sonuna ulaştığında ise insan denen varlığın kötülüğü bir kez daha kanıtlanıyor. (Netflix)

Kuzey dizisi gibi izle panpa:

The Forrest / La Foret de Fransa'da, şahane bir ormanın yanındaki küçük bir köyde geçiyor. 16 yaşında bir kızın ortadan kayboluşuyla başlayan dizi, konunun ele alınışıyla, görüntüleriyle, karakterlerin yavaş yavaş ortaya çıkan hikayeleriyle, 'Killing'in hayatımıza soktuğu Kuzey dizilerini aratmıyor. Altı bölüm. (Netflix)

Meksika'dan bir eğlencelik:

La Casa de las Flores ülkenin en büyük çiçekçisi, ellinci yıl kutlamalarına hazırlanırken bir skandalla sarsılıyor. Ailenin annesi kol kırılsın ama yen içinde kalsın diye uğraşa dursun, herkesin akıl almaz sırları bir bir ortaya dökülüyor. Her biri başka bir çiçeğin adını taşıyan 13 bölümlük dizi Vincent Van Gogh'tan olduğu belirtilen bir alıntıyla başlıyor: "Normallik taşla döşenmiş bir yol gibidir; yürümesi rahattır ama orada çiçek yetişmez." Gökkuşağının her renginden çiçeklerle dolu bir dizi. (Netflix)

Kemalettin Tuğcu'nun hatırasına:

Elimi Bırakma ailenin, dayanışmanın, sevginin, şefkatin altını çizen, aile dostu bir dizi olarak tasarlanmış. Yayınlanan dört bölüm çocukluk kabuslarımızın tasarımcısı Kemalettin Tuğcu'ya rahmet okutacak derecede bu kavramların eksikliğini vurguladı sadece fakat izlediğimiz onca kötülüğe ve bütün mantık hatalarına rağmen öyle iyi bir oyuncu kadrosu var ki, mesela Dolunay Soysert'in oynadığı kötü üvey anne bile ikna ediyor insanı. Bir de her bölüm aşırı heyecanlı bir anda son buluyor, mecburen öbürüne de bakıyorsunuz. (puhu tv, star)

Polonya’nın online dedektifleri:

Londra’dan memleketine, Polonya’ya dönmüş ve Uber benzeri bir sistemde şoförlük yapan genç kız tanık olduğu ölümcül kazanın kaza olduğundan emin olamayınca, polis teşkilatının aksine, olayı araştırmaya koyuluyor. İnternette keşfettiği Ultraviolet isimli oluşum, polisin erişemediği her şeyi araştıran, bulgularını bir araya getiren ve çözüme ulaşan, bilgisayar başındaki gençlerin yarattığı bir tür amatör dedektiflik bürosu. Her bölümde emniyete kalsa sır olarak kalacak başka bir olay aydınlatılıyor, emniyet de bundan memnun kalıyor. İkinci sezon yolda. (Netflix)

 

 

 

 

Hürriyet Cumartesi versiyonu.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER