Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Babalar, Canavarlar ve Oğullar

Suç dizilerini izledikçe dünyanın pedofiller, tacizciler ya da seks tüccarlarıyla dolduğunu düşünmeye başlamamız işten bile değil. Hatta ebeveynler olarak, kurmaca tehlikelerin bizi endişeye düşürmesi, çocuklarımızı aşırı koruma altına almaya başlamamız da pek olağan hale geldi. Oysa ki istatistikler, ekonomik krizlere, bitmek bilmeyen savaşlara, ayrımcılıklara ve gelir eşitsizliğine rağmen her nasılsa, bu dizilerin geçtiği gelişmiş ülkelerde çocuklara karşı işlenen şiddet suçlarının azaldığını gösteriyor. Öyle ki, Amerikalı bir çocuğun araba kazasına kurban gitmesi, kaçırılmasından ya da tacize uğramasından daha olası. Peki o halde, biz neden bu kadar tedirginiz? Neden kurmacalarımız sürekli eşi benzeri görülmemiş tehlikeler ve dehşetler içeriyor? (Dikkat: Bundan sonrası spoiler içerir!)

İlk sezonu büyük başarı yakalayan BBC One dizisi The Missing, tam da bu konuda izleyiciyi ters köşeye yatırıyor. Dizinin konusu kısaca şöyle: 2006’da Fransa’ya tatile giden bir İngiliz aile, yolda arabaları bozulunca küçük bir kasabada konaklamak zorunda kalıyor. Dünya kupası maçlarından birinin oynandığı ve herkesin çılgınca eğlendiği kaotik bir akşam, altı yaşındaki Oliver kayboluyor. Dizi, paralel montajla 2006’daki soruşturmayı ve konuya dâhil olan kişilerin günümüzdeki hayatı ve bitmek bilmeyen arayışlarını anlatıyor. İzleyici, her bölümde anne babayla beraber suçluya (ve Ollie’ye) bir adım daha yaklaşacağını sanarken bir türlü beklenen mutlu son gerçekleşmiyor.

Dizinin göze çarpan temalarından biri babalar ve kusurları. Olayın kurbanı, Ollie’nin babası olan, James Nesbitt’in canlandırdığı Tony Hughes bile oldukça kusurlu. Agresif ve takıntılı davranışlarıyla sürekli soruşturmaya müdahele ederken, izleyici yavaş yavaş Tony’e karşı olan sempatisini yitiriyor. Soruşturmada görevli polislerden birinin canhıraş saklamaya çalıştığı sırrı yıllar önce karısını öldürmüş olması. Hughes ailesine yardım eden zengin müteahhit Ian Garrett’in sırrı ise belki en korkuncu: Görünürde tonton bir amca olan Garrett aslında kendi kızını da öldürmüş bir pedofil. Bu babaların yanında, aslında olayın kurbanlarından biri olan Vincent Bourg ise şaşırtıcı bir şekilde izleyicinin sempatisini kazanıyor. Elbette burada yönetmen Bourg’un aslında kimseye fiziksel olarak zarar vermediğinin, evinde çocuk pornosu bile bulundurmadığının altını çizerek, izleyicinin empati kurmasını kolaylaştırıyor. Çünkü Bourg, çocuk pornosu bağımlısı olmasına rağmen bunun bir sapkınlık olduğunun bilincinde ve kimseye zarar vermemek için kendine en riskli tedaviyi uygulayarak bu sapkınlıktan kurtulmaya kararlı. Ne yazık ki, ilaç tedavisi işe yaramayan Bourg, çareyi kendi canını almakta buluyor. İntihardan sonra, Bourg’un annesiyle beraber çekilmiş bir fotoğrafına yakın çekim yapan yönetmen belki de kolayca canavar diye yaftalayıvereceğimiz insanların aslında bir zamanlar masum birer çocuk olduğunu bize hatırlatıyor.

Olayın kurbanı, Ollie’nin babası olan, James Nesbitt’in canlandırdığı Tony Hughes bile oldukça kusurlu.

Dizi, bize trajedilerin her zaman kolayca göze çarpan canavar tarafından değil, bazen de en sıradan kötülükle kurgulandığını hatırlatıyor. Göz önündeki canavar Bourg, aslında zengin, başarılı müteahhitlerin, güçlü politikacıların ve dost canlısı alkolik otelcinin yanında oldukça masum kalıyor. İşte belki yazının başındaki soruların da cevabı burda. Diziler ardı kesilmeyen dehşet hikâyeleriyle, eşi benzeri görülmemiş sapkınlıklar ve karanlıklarla dolu çünkü aslında en büyük tehlikenin en sıradan şeyler olduğunu biliyoruz da kendimize itiraf edemiyoruz. En uçuk, radikal tehlikeleri televizyonda izleyerek çok da basit bir şekilde başımıza gelebilecek trajedileri kendimizden uzaklaştırıyoruz.

Konusu ve oyunculuklarıyla öne çıkan The Missing’in ikinci sezonu da yolda. Küçük bir fragmanla duyurulan sezonun yepyeni bir kayıp hikâyesini ele alması bekleniyor.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER