Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
HABER
Ayrımcılığa Karşı: Trans*BUT

Trans-X-İstanbul’la tanıdığımız Maria Binder’in yazıp yönettiği belgesel Trans*BUT’un Dünya prömiyeri 19 Haziran Perşembe akşamı Şişli Kent Kültür Merkezi’nde yapıldı. Aslında belgeselin 34. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilmesi bekleniyordu. Ancak Bakur’un başına gelenlerden sonra gösterilen toplu tepkinin içinde Trans*BUT da festivalden çekilen filmlerden biriydi. O zaman gerçekleşmeyen gösterim, 15-21 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen 6.Trans Onur Haftası kapsamında dün gece yapıldı.

Bir saatlik Trans*BUT belgeseli 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde sokak röportajları var. İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği’nden Ebru Kırancı’nın sokaktaki onlarca insana sorduğu “Kardeşiniz ya da çocuğunuz trans bir birey olsa ne yapardınız?” sorusuna gelen cevaplar çok çeşitli. “Saygı duyarım” dan başlayıp kan dondurucu “Döver miyim öldürür müyüm bilmem”e uzanan cevapların yanında bir de 25 yaşında öldürülüp cesedi cami avlusuna bırakılan Seda’nın faillerinin akıbetlerini sorguluyor belgesel. İkinci bölümde de onun son görüntülerinden başlayarak birçok trans bireyin mücadele etmeye çalıştığı zorlu yaşam koşullarını onların ağızlarından dinliyoruz. Arkadaşlarının öldürülüş hikayelerini, öldürülmemek için yaptıklarını artık kanıksamış bir şekilde anlatan bireyleri dinlerken akla bir soru geliyor: Trans bireylerin öldürülme riskinin bu kadar çok olması mı yoksa birkısmının artık bu ihtimali kabul edip ona göre yaşamaya çalışması mı daha korkunç? Üçüncü bölümdeyse bu karanlık hava yerini neşeye bırakıyor.

Yönetmen Maria Binder’in çizgilerle, gerçek görüntüleri birleştirerek çok güzel bir uyum sağladığı Trans*BUT belgeseli, ayrımcılığa ve nefret cinayetlerine karşı mutlaka izlenmesi gereken bir yapım.

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER