Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
"Zehir gibi"
Sezon: 1 Bölüm: 5

Budur be abi!

Beşinci bölüme Bruce'un Arkham Planı, Falcone ve Maroni arasındaki sürtüşmeyi araştırması ile başladık.Devamında Don Maroni, Falcone'u tamamen ortadan kaldırmak için en soğukkanlı adamına bir vazife vermesine şahit olurken Penguin'in de sanki Maroni'nin tekerine çomak sokacak gibi bir gayeyle yanıp tutuşan bakışından dolayı da işkillendik. Sonra bir gencimiz gitarını çalarken şüpheli bir abimiz gitar kabına küçük bir tüp içerisine doldurulmuş zehir gibi bir şey verdi. Baştan beri biliyorum gencimiz bir mallık yapacak. Merak ediyor içmeden önce bir kokluyor. Sonrası tahmin ediliyor. Ya öbür dünyaya postalanacak ayak üstü ya da vücuduna bir şeyler girecek. Artık üç harfli mi dersin, radyoaktif bir madde mi diziyi yapanların insiyatifine kalmış. Ama en azından bir fantastik kokusu aldım sanki beşinci bölümde.

Gencimizin vücudunda dolaşan kimyasal ona öyle bir etki yapıyor ki sanırsınız The Walking Dead'in ağır çalışma koşullarına dayanamamış ve şansını burada denemek istemiş. Yani başka bir zombi furyası! Giriyor bir markete. Kocaman bidon sütü götürüyor.. O sırada market sahibinin koyduğu postaya rağmen ona da bir racon kesiyor. Yemek saatinde olan dedektiflerimiz tıkınırken ''Kedi'' ortaya çıkıp bir cüzdan hacılarken nedense bütün oklar marketi gösteriyor. Allahtan market sahibi paçayı kurtarmış. Bir cinayeti daha çekemezdim valla. En azından şimdilik... Anlatıyor market sahibi: ''ATM söktü çıplak elleriyle. Ondan sonra, bana bulaşma ölümlü dedi. Bu lanet olasıca herif ayyaşa benzemiyor.'' Bölüm güzel ilerliyor sanki bu sefer. Eskiden arabalı sinemalarda veya şu iki film oynatan müstehcen sinema salonlarında oynardı zombi filmleri. Şimdi dizilerin de popüler bir ikonu herhalde. Bakalım...

Fish Mooney, geçen hafta bulduğu ölümcül silah olan Liza'yı sanat konusunda yetiştirirken, bizim yeni yetme gideyim de birkaç salak parçalayayım derdinde. Umuyorum ki o tür sahnelerde göreceğiz seni ama Fish Mooney bak seni beğenmiş. Az daha sabır,lütfen. Yeraltı dünyasının en ağır abilerine özel tasarlanmış bir mekanda Fish Mooney ve Don Falcone buluşurlar. Falcone hala Don Maroni ile sidik yarıştırma konusunda kararlıdır. Bunun için de sözde hala Fish Mooney'nin en büyük destekçisi olduğunu sanmaktadır.


Oğlum çal oradan bir Godfather Theme.

Şu cümleleri her özet yazımda yazmaktan illet ediyorum ama yapacak bir şey yok. Yine ve yine dedektiflerimiz gitar çalan gencimizin kimliğini eliyle koymuş gibi bulur. Gotham'ın bir nevi Tarlabaşı konseptindeki sokaklarında ite uğursuza şahsın hüviyetini göstererek bilgi almaya çalışırlar. Sonra içlerinden birinin yardımıyla hedefe daha da yaklaşırlar. Gitar çalan genci bulan dedektiflerimiz ilacı veren adam hakkında da birkaç bilgiyi kapar. Asıl kötü adam kesik kulaklı. O sırada kıçında kurt gezercesine yerinde duramayan Bullock, genci kelepçeleyip bir iki fiske de vurmak üzereyken ilk tokatı ondan yer. Sonra Gordon sakince halledeyim derken bir dayak da o yer. Freni patlamış kamyon gibi gaza basan gencimiz alır eline ağır bir şey. Tam fırlatacak, artık o sırada beli mi tutuldu vücuduna giren gizli ''Hulk''ın pili mi bitti bilinmez ama gencimiz oracıkta yığılırken o ağır şeyin de altında kalır.


Maşuka, Gotham'a transfer olmuş beyler!

Şu kulağı kesik adamımız, elindeki projeden daha çok kalkınma sağlamak maksatlı yukarıda bahsettiğim diğer ite uğursuza ürününü denettiriyor. İt uğursuz diyoruz ama kafaları da basmıyor herhalde. Hiç sorgulamadan alıyorlar tek tek zehirleri. İlacı alan sokak serserileri soluğu Gotham Polis Departmanı'nda alıyor. İlacın adı bu arada ''Engerek''. Hani şu zehirli yılan. Evet efendim, bizim bu kesik kulaklı eleman zombilerden oluşan bir ordu değil bayağı Gotham'ın tüm halkını zehirlemek istiyor. Zira bu zombiye dönüşen serseriler uzun bir süreye kalmadan ölüyorlar. Tıpkı koltuğun altında kalan gencimiz gibi. Ha bu arada bu ilaç şöyle şeyler yapıyor. Ed Nygma'nın anlattığına göre, süt sever zombilerimizin DNA'sında kullanılmayan genler harekete geçiyor. Maksimum güç, sağlam denge derken o genler boğumlanıp parçalandığı için de ölüyorlar.

Penguen'e gelelim. Açıkçası Oswald, Don Maroni ile olan ilişkilerini biraz biraz geliştirmişe benziyor. Don Falcone'u yok etme planında ilk elden yardım etmek istemesi Maroni'yi bayağı keyiflendirdi. Ta ki dandik özgeçmişini anlatana kadar.Bir de diyor, benim yaptığım rodeoların haddi hesabı yok. Kesik kulaklı katile dönersek, gerçek kimliğini öğrendik. ''Wellyzn Halkla İlişkiler Müşaviri'', katilin Stan Potolsky olduğunu söyler. Wellyzn şirketinde kişisel bakım ürünleri yapan Stan, megalomaniye kapılıp mutsuz olmaya başlamıştır. Daha önemli bir işe imza atamamıştır kendisi zira. Geçen Nisan bir kaza olmuş ve Stan, üstüyle bir anlaşmazlık yaşadığı sırada kulaklarından birini kesmeye çalışmış. Sonra da sırra kadem basmış.

Tam o sırada Don Maroni'nin soğukkanlı adamı, Gordon'un yanında biter. Penguen'in anlattığı hikayeyi koz olarak Gordon'a karşı kullanır. Zira biliyorsunuz eğer Penguen'in ölmediğini Don Falcone öğrenirse, Falcone Gordon'u oyar. Maroni'nin adamı da tam da bundan yola çıkarak, eğer dediğimi yapmazsan Penguen'in kellesini Falcone'a gönderirim diyor. Klasik arabaya atıyorlar. Çuvalı geçiriyorlar. Don Maroni'nin restoranına getiriyorlar Jim Gordon'u. Ve olaylar aşağıdaki gibi gelişmeye başlıyor



Gordon, hikayesini fakir edebiyatı üslubuyla anlatırken, Penguen'i de dilimleme makinesine götürüyorlar. Maroni, Gordon'a inanmazsa Penguen'in yüzü, ''Çarşamba Pazarı'’. Tatmin olan Maroni sayesinde Penguen bir kez daha paçayı kurtarıyor. Ve Maroni'ye kendini yeniden ispatlamış oluyor. Dedektiflerimiz, Stan Potolsky ile ilgili kargo kutularını araştırırken bir fotoğraf bulurlar. Fotoğrafta Stan ve Gotham Üniversitesi Felsefe Hocası samimi bir şekildelerdir.O zaman yeni adresimiz? Felsefe Hocası.... Hocamız anlattıkça biz olaylardan iyicene şüphe ediyoruz ve tahmin edebiliyoruz. Hocamız ve Stan bu tezgahı beraber planladılar. İlacı kullanmasını en iyi bilen belki de hocamız olduğundan hünerlerini Bullock üstünde sergiliyor. Gösteriden sıkılan Gordon da silahını kullanarak bu kokuşmuş Bullock'un bir kez daha hayatını kurtarıyor. Hocamız ölürken Stan'in çalıştığı şirkete ve Wayne'lere de saygı ve sevgilerini iletmeyi eksik etmiyor (!)


Bullock, n’oldu?

Final anına yaklaşırken Wayne Vakfı'nın düzenlediği bir yemekteyiz. Mutfaktan Stan'in engerek logolu bir varille çıkmasına şaşırmıyoruz zaten. Ne yapacak merak etmiyorum. Saksıyı falan da hiç çalıştırmaya gerek yok aslında. Bak kocaman bir yemek salonu. Zehirli bir varille çıkan psikopat. Herhalde Stan, kocaman varili yemeklere dökmeyecek değil mi? Ne olabilir? Havalandırma. Klasik bir organizasyon. Sana göre bütün kötüler toplanmış. Avucunun içinde. Tamamdır intikamını alabilirsin. Aaa güzel de bir havanı atacaksın ama şimdi. Stan de aynen şeklini koyarak, kameradan bağlanıyor ve tüm salondakilere hocası gibi saygı ve sevgilerini iletiyor(!) Hemen ardından yolluyor kimyasalı. Ama bu dizinin mantalitesinde var, pürüz çıkmadan olmuyor. Dedektiflerimiz mekanı boşaltıyor. Gordon,Stan'e silahı doğrulturken yine yufka yürekliliğini konuşturuyor. Varile ateş ediyor. Varilden sızan gaz Stan'de buluşuyor. Stan de bütün o kimyasalla beraber kaçıyor bir şekilde ellerinden.

Bir de bizim Falcone'u delirtme misyonumuz vardı. Maroni'nin adamı Penguen'e iyice tilt olmuşken, soygun tamamlanıyor. Penguen bir kez daha itibarını koruyor. Son olarak Fish Mooney'in Liza üzerindeki sanat ve seks pratikleri meyvesini veriyordur zira Don Falcone'un küçüklüğünden beri aşina olduğu şarkıyı şimdi Liza ve Falcone beraber dinliyorlar.

Açıkçası,beğendim bölümü. Kaç haftadır vasat giden tempo birazcık hızını bulmuş. Şikayetlerimiz dikkate alınmış. Katili gene biraz hızlı buldular ama katil açısından açık uçlu birtakım sorularla bitirdik bu bölümü. Bu Gotham açısından güzel bir gelişme. Yalnız benim anlamadığım nokta, 'Wayne'ler göründüğü gibi değil' mesajı mı veriliyor? Eğer öyle bir klişe teşebbüsünde bulunurlarsa cidden yazık olur diziye. Tamam Wayne Şirketi belli ki zengin. Haliyle de birkaç sefilin, işsizin canını yakmış. Hayat bu. Normal ama her çıkan kötü adamı bunlara karşı yapmayın. O zaman Batman'e olan samimi duygularımız da kaybolur. Yapmayın,etmeyin kısaca.

Don Maroni'yi çok beğeniyorum. David Zayas, bayağı inanarak oynuyor o italyan mafyasını. Tabii ki bir Vito Corleone, Tony Montana veya Tony Soprano imajını yakalarcasına değil. Haşa! Ama güzel oynuyor yani. Bence bu bölümle karakterine ait doneleri de kendine has aforizmalarıyla belirtti. Geçen hafta gördüğüm Liza ile bu hafta gördüğüm arasında dağlar kadar fark vardı. Bir de bilmiyorum sanki bu bölümde oynarken biraz sarkan bir oyunculuğu vardı. Ama olsun yeni daha. Yavaş yavaş. Gerisi bildiğimiz işte. Uzatmaya gerek yok.

Son tahlilde, Gotham'ı o düşen temposu nedeniyle bırakan abiler, ablalar bu bölümle birlikte diziye bir şans versin. Gelecek haftaki bölümü merakla bekleyeceğimiz bir bölüm yapmışlar zira.A sgari oranda bir çizgi roman tadı da aldım.O da var. Daha ne olsun. İzleyin gari!
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR