Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yarın olmayabilir, ona göre yaşayalım
Sezon: 4 Bölüm: 3

Birbirimizi kırmadan tartışmamız lazım, demokrasi budur. Gerçi şu kıyamet zamanında kim takar demokrasiyi?

Bu sezonun başından Tyreese’ in kilit adam olacağı ve olayların değişmesinde aktif olarak olmasa da rol oynayacağı belliydi. Nitekim Karen’in ölümü ile kafayı sağlam şekilde kırmış olan Tyreese artık eskisinden daha güçlü ve tehlikeli. Daryl’in onu durdurmak için kendini Rick’in önüne atması ise kardeşlik duygusunun yanı sıra, aman ağzımızın tadı bozulmasın mesajı taşıyor diye de düşünüyorum. Ağız tadı filan kalmadı gerçi ortada ama mevcut durumu daha kötüleşmeden korumak gerekli, eskisinden daha zor ve karmakarışık bir durumun içindeler ve bu adı henüz koyulamamış hastalıkla baş etmeleri oldukça zor görünüyor. Rick’in Tyreese karşısında güçlü ama çaresiz duruşu ise gözden kaçmayan bir detaydı. O kadar yorulmuş ve bitkin vaziyetteler ki daha fazla ölüm görmeyi ve mezar kazmayı kimse istemiyor. Karen ve David’in ölümü konusunda verilmesi gereken cevaplar var ve bu konu hiç beklediğimiz bir karakterin kararından doğan eylemlerle aydınlanabilir.


Her damat kayınbabası ile iyi anlaşmalıdır. Hershel gibisini kim istemez ki zaten?

Hastalıktan bahsederken Sasha ve Gleen’ in de yavaş yavaş çıkmazın içine girdiklerini görüyoruz. İlk bölümde bahsettiğim Gleen’ in artık bu hikâyede işi kalmadı düşüncesine bakarsak da iki cevap çıkıyor önümüze, Gleen ya ölecek ya da hastalığı atlattıktan sonra bambaşka bir adam olarak yoluna devam edecek. Sasha’ nın ölmesi Tyreese’ i öfkesi artmış ve daha kaybetmiş bir adam yapar. Dizinin drama dozuna uygun bir şey gibi görünse dahi ben Sasha’ yı Karen’ in ardından hemen harcayacaklarını düşünmüyorum. Hapishane, hastalar ve sağlamlar olarak ikiye ayrılmış durumdayken Hershel herkesin yardımına koşmak için tek bacağıyla elinden geleni yapıyor. Adamın hamurunda bir kahramanlık var ama alçakgönüllü olması nedeniyle şimdiye kadar pelerin giydiğini görmedik. Daryl ve Michonne ise ilaç ve erzak bulmak için Bob’u da razı ederek yola çıkmaya karar veriyorlar. Onlara daha sonradan tek gözü Rick’den yediği yumruk ile kapanmış Tyreese katılıyor. Burada dikkatimi çeken bir nokta var, Daryl dizinin bütün amazon kadın karakterleri ile baş göz edilmeye çalışılıyor. Sevmekten fersahlarca uzak olduğum Andrea (öldü de kurtuldum), güzelliği ve cesareti ile aklıma yatan Maggie ya da taze kan Beth kenarda dururken analar anası Carol ve kılıçların patroniçesi Michonne’ u yapımcılar Daryl’in yanına yakıştırıyorlar. Bunda hikâyenin gidişini etkileyecek bir ipucu arıyorum ama hala bulabilmiş değilim. Ne yani, dünyanın en sert ve güçlü çocuğunu dünyaya getirmek için iş birliği mi yapacaklar? Neyse bunlar benim düşüncelerimdi.

*
Beth, ekibin en sert ve kararlı üyelerinden biri oldu. Judith, onun ellerinde büyürken gözlerinden yaşlar süzülen ablası Maggie’ye cam arkasından hayata dair tavsiyeler veriyor. “İnsanlar hasta olduysa oldu Maggie. Hepimizin yapacak işleri var, pes edemezsin." Carl ise çocukluk ve yetişkinlik arasında bu kıyametin içinde kendine bir yer açmaya çalışıyor. Annesi Lori’nin ölümünden sonra babası Rick onun en güvendiği insan ve rol modeli oldu. Onun yüzünü kara çıkarmamak adına şerif şapkasını giyip, silahını kuşanıp hapishanenin duvarları arasında geziyor. Hershel ile hastalığı belki iyileştirecek çay için ormana meyve toplamaya da gidiyor, neler olup bittiğini de çözmeye çalışıyor. Herkesin yapacak bir işi var deyişini en çok benimsemiş karakterlerden biri Carl diyebiliriz. Lizzie masum ve sevgiye muhtaç şekilde ortalarda gezinirken, onun zombileri beslediğini düşündüğümüz bir olayla karşı karşıya kalıyoruz. Büyükler kendi savaşları ve mücadeleleri içinde kaybolmuşken, daha dünyanın bin bir cilvesi ile tanışmamış çocuklar için bu kıyameti yaşamak çok daha zor.
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR