Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yalancının Mumu
Sezon: 1 Bölüm: 38

Geçtiğimiz hafta hatırlanacağı üzere yaşanan üzücü Ankara patlaması için o bölümün yazısını yazmama kararı almıştım ancak yer yer hatırlatmalarla geçen haftayı serpiştirebildiğim kadar aralara sıkıştırmaya çalışacağım. Hatırlayacağınız üzere Nazan Hanım'ın foyası ortaya çıkmıştı ancak son çırpınışlarını da yine yalana başvurarak kapatmaya çalışmış ve Emine Abla'ya oğlunun katilinin Kemal olduğunu söylemişti. Bunun üzerine öfkesine yenik düşen Emine Abla ise önce evlatlık edindiği minik Gülcan'ı utana sıkıla Feride'ye teslim etmiş daha sonrasında ise bıçağı kaptığı gibi Kemal'in evine baskın yapıp Kemal'i bıçaklayacakken önüne Mesude'nin geçmesiyle Mesude'yi bıçaklamıştı. Bunlar geçtiğimiz haftanın manzaraları tabii ama bu haftaya da etkileri yansımadı değil.

Nazan Hanım cephesinden bu durum kurtulduğunun işaretiydi belki ama işler umduğu gibi gitmedi, cd'nin Eylül'ün eline geçmesiyle tüm gerçekler dökülmüştü ortaya ve Eylül zor bir karar verip polislere şikayet etti Nazan Hanım'ı. İşte tam da bu esnada bu haftaki bölüme polislerin Nazan'ı tutuklamasıyla başladık. Defne, annesini kaybetmişliğin etkisiyle mi desem yoksa ezik sıfatını kendisine yakıştıramadığı için midir bilinmez epey üzüldü. Aslında üzüldüm desem yalan olur, bunu çoktan hak etmişti Defne. Ama olan biraz Serkan'a oldu gibi çünkü o ailenin sanırım en masumu. Sorgu anında ben Nazan avukatını bekler anlatmaz demiştim ama ters köşe oldum, anlattı her şeyi, iyi de oldu yani. Bu meselenin daha fazla kabak tadı vermeden sonlandırılması ve Nazan'ın hapse girmesi şu an için iyi oldu. Hapse girdiğinde ise sürpriz bir isimle karşılaştı o sürpriz ise küçümseyip, hor gördüğü Meral'in annesi Seher oldu. Hapishane ortamları hep raconludur zaten, bir koğuş ağası çıkar meydana ve hesap sorar, öyle de oldu. Bakalım Nazan'ı hapishanede neler bekliyor? Not : Özellikle bulaşık yıkamaya kalktığı sahne takdire şayandı. Eylül, Nazan'ı şikayet etti etmesine ama Serkan, Eylül'e çok kızdı (belki kızması yersizdi ama) çünkü Nazan, Serkan'ın annesi ve bundan daha doğal bir şey olamazdı bence de. Eylül çaresizce af diledi “Benden nefret etme ne olur,” dedi ama nafile; Serkan başta biraz inat etti ama sonunda yumuşadı.

Gelelim Mesude'ye. Başta da söylediğim gibi Mesude bıçaklandı Kemal’ini korumak için. Emine Abla pişman oldu; zaten yüzüne bakıldığında hem utanç, hem çaresizlik, hem de öfkeyi aynı anda görebilmek mümkündü. Bir de Kemal'in asıl katilin Nazan olduğunu söylediği an ise resmen yıkıldı. Ne yapsın zavallı kadın; gün yüzü göremedi geldiğinden beri. Önce oğlunu kaybetti, sonra hayallerini. Mesude ameliyat falan oldu; Mesude'nin ölmeyeceği zaten belliydi ama Emine Abla'yı bu kadar zavallı hale getirmemeleri gerekirdi kanımca. Sonuçta onun oğlu öldü ve bunu yapanların daha ezik gösterilmesi gerekirken, Emine Abla'yı ezmemek gerekirdi düşüncesindeyim.  Hastanede bekleyiş sürerken Eylül'ün annesini bıçaklayanın Emine Abla olduğunu öğrenmesi ve ona sinirle bağırması bence yersizdi. Biraz empati kurabilmek lazım sanırım. Çaresizlik kötü şey ama onun da bir sınırı olmalı. Nitekim Mesude iyileşti ancak her konuşulanın içinde Kemal adının geçmesi ve Kemal'in polislere yalan ifade vermesi ve Mesude'yi de aynı şekilde bu şekilde ifade vermeye sürüklemesi sonrası Mesude'nin kafasına bir şeyler dank etmiş olacaktı ki kafasında çeşitli sorular yeniden sorulmaya başladı falan derken bu kez Defne, Emine Abla'nın evine geldi ve ayaklarına kapandı; iyi de oldu yani bu sahneye ihtiyaç vardı. Ben Emine Abla, Defne'ye kıyamayacaktır affeder şimdi demiştim ama orada da yanılmış oldum çünkü affetmedi. Eve ağlayarak gelen Defne ise odasında ne kadar ilaç bulduysa içti doğal olarak; çünkü bu bir dizi klişesidir çaresiz kalırsın, hoop ilaçları yutarsın. :)

Yeri gelmişken özellikle bahsedeyim şurada. Dizi çiftlerine yer verilmemeye devam ediliyor. Araya sadece Feride ve Toprak'ın o muhteşem sahneleri sıkıştırılıyor, ekstra değineceğim birazdan ama Serkan ve Eylül ile Songül ve Güney çiftlerine eskiden olduğu kadar yer verilmesi taraftarı izleyiciler çok sayıda var buna dikkat edilmesini bu hafta da vurgulayarak söylemek istedim sayın senaristim. :)

Güney'in babası, adı bile aklıma gelmiyor o kadar sevemedim demek ki Güney'e yalan söyledi ve Kader'in olası bir şey söylememesi, söylese de oğlunun inanmaması için velayet meselesiyle ilgili yardım istediklerini ancak aile arasında kalmamak adına yardım etmediğini falan da filan salladı durdu izleyenler bilir. Ancak bu durumun en az biz izleyicilere tuhaf geldiği kadar Güney'e de gelmiş olacak ki Kader ile konuşmaya karar verdi ancak yetimhaneye gittiğinde Kader'i bulamayınca aha da başka bahara kaldı demedim değil. Neyse ki bölümün sonlarına doğru acı gerçekle yüzleşti.

1 2
Deniz Tural
22/03/2016 12:06
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR